Başkan uçağa binmek üzereyken, pilot yolunu kesti ve şöyle dedi: Az sonra bir ceset ile uçacaksınız, bilginiz olsun. Yine başka bir pilot veryansın etti: Param umurumda değil. Ben kazandığımı harcayabilecek zaman istiyorum.
Kabin görevlisi uçuştan gelmiştir. Asansöre biner, otoparka yönelir. Sonra tekrar asansöre geri döner. Yeni bir ucuşum vardı, nereye gittiğimi fark etmeden eve gidiyordum. Dönmem lazım. Tüm bu örnekleri televizyon programımda konuk olan Hava-İş Sendikası Başkanı Atilay Ayçin canlı yayında anlattı.
Hatırlayacaksınız daha önce çalışma koşullarına itiraz ettiler; grev haklarının, tüm uluslararası kriterlere aykırı olarak iktidar tarafından kaldırılacağını öğrenip direndiler. THY’de protestolar oldu. 305 kişi işten atıldı.
Mesele hukuka yansıdı. Mahkeme işe iade Verdi. THY temyize gitti. Bilirkişiler, çalışanlar lehine rapor verdiler, THY ikna olmadı. Yargıtay kararı onadı, yapılanın suç olmadığının altını çizip, işe iade kararı Verdi. THY yerine getirmedi.
Ve şimdi THY çalışanları 15 Mayıs’ta greve gidiyor. Biliyorum ki hemen ücretlerinden bahis açılacak. Fakat ruj meselesiyle düzeyin yerlerde süründüğü THY’de gündem maaş zamları değil. Çalışma koşulları…
Uluslararası sivil havacılık kurallarının yerine getirilmesini istiyorlar. Yani aslında talepler sendikaya ya da çalışanlara ait değil. Üzerinde pazarlık yapılamayacak kriterlerden bahsediyoruz. Birkaç örnek verelim. Bir personelin maksimum 12 saat uçması gerekiyor, onlar ortalama 16 saat uçuyorlar.
Geriye kalan 8 saatte uyur mu, dinlenir mi, ailesi ile zaman mı geçirir, fatura mı öder bilinmez. Ama yine kriterler diyor ki bir personel uçtuğu süre kadar dinlendirilmek zorundadır. Dinlenmiyorlar…. Uçuştan uçuşa havada geçen yolculukta kendi hayatlarını da, her ucuşta 250 yolcunun hayatını da işveren baskısıyla riske atıyorlar.
Sorunun uzun dönemdir yaşandığı anlaşılıyor. Nitekim Sky360’a konuk olan THY Yönetim Kurulu Başkanı Hamdi Topçu’nun, ‘isteneni yaparlarsa 6 bin personel daha almaları gerektiğini’ söylemesi de bir anlamda eksik personelle çalışıldığının kabulü anlamına geliyor.
Benzer uyarıları Ayçin daha önceki yıllarda da yaptıklarını, ama uyarıdan 11 gün sonra Amstderdam’da düşen THY uçağı ile felaketin eşiğinden dönüldüğünü dile getiriyor. Altını çizerek tekrarlamak gerekiyor.
15 Mayıs’ta greve giden sendikanın gündeminde maaş artışları ön planda değil. Rakam sadece bir detay. Olmazsa olmaz kriterleri, THY’nin uluslararası kriterlere uygun davranması… Fakat THY yönetimin tavrı şu: 107 maddelik anlaşmayı tanımayız, şu kadar da zam veririz, aksini de görüşmeyiz.
Oysa zaten problem sözleşme maddelerindeki uçuş güvenliğini riske eden hususlar ile ilgili… Bu arada hukukun kararına rağmen işe iadeyi yerine getirmeyen THY’nin, teknik personelini çalışma şartları ve mobbing nedeniyle kaybettiği, yerine 4 katı maliyetle yurtdışından toplama adam getirttiği, bahsi geçen teknik personel de dahil, işe yaramadığı gerekçesiyle işten çıkarılan ya da emekliliğe zorlanan personeli, özel havayolu şirketlerinin en az iki katı maaşa kaptığını biliyor muydunuz?
THY’nin dünyanın sayılı havayolu şirketlerinden biri olması, bir Türk insanı olarak bize ancak gurur verir. Ama siz uçak filonuzu artırırken, uçuş sayınızı artırırken, personeli de aynı oranda artırmazsanız, faaliyetlerinizi insane unsurunu yok sayarak, salt kâr amacıyla yaparsanız, hangi dünya devine sponsor olursanız olun, büyümüş değil, hormonlu domates olmuş olursunuz.
Bu işçi ve işveren arasındaki tartışmalar. Ama ben bir tüketici olarak uçuş güvenliğimin riske edilmesine tahammül etmek zorunda değilim. Son söz kârlılığı artsın da, rahat satalım zihniyetiyle şirketi yöneten, üst düzey yetkililere: Sizde bir yolcunun hayatının bedeli ne kadar?
Çetin Ünsalan
ulusalkanal.com.tr