Vatandaş istikrar mağduru

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Kayıp Babacan zamla döndü… Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ekonominin patronu olarak uzun süreden beri sırra kadem basmıştı. Ortalık dünyada da Türkiye’de sıkıştıkça sıkıştı; farklı senaryolar konuşuldu ama ekonominin patronu Babacan yok. Sonra Mehmet Şimşek, bütçe sapmalarından bahsetmeye başladı.

Ve ardından sonbahar yağmurları gibi zamlar gelmeye başladı. Eğer ‘daha ne olacak’ diye düşünüyorsanız, siz bir de 2013 kışını görün… Çünkü bu mantıkla ve tüm ümidini sıcak paraya dayamış ekonomik anlayışla bu işin sürdürülemeyeceği çok açık gözüküyor. Dünyadaki mali daralma ve yeni bir kriz rüzgârı da kış aylarının sert geçeceğinin ipuçlarını veriyor.

Peki hükümetimiz ne yapıyor? Orta Vadeli Programı bir kez, yanlış duymadınız bir kez daha revize etmeye hazırlanıyor. Dünya Bankası Türkiye Direktörü Martin Reiser ‘iyisiniz iyi’ dese de vatandaşın pek de iyi durumda olduğunu söylemek zor.

Piyasalarda kapasite kullanımları geriliyor, ihracat düşüyor, senet ve çeklerdeki olumsuz tablo hızla yukarı çıkıyor, vatandaş geçim derdindeyken, kredi batağında boğuluyor. Ve sanki güllük gülistanlık bir haldeymiş gibi zam yağmuru başlıyor. Zam neden yapılır? Bir ürünün maliyeti artar, bu da fiyatlarına yansıtılır ve ortaya zam çıkar.

Ama bizde öyle değil. Ürünlerin fiyatı rekabetten ve işsizlikten dolayı aşağı inmeye can atarken, özel tüketim vergileri başta olmak üzere dolaylı vergiler sürekli yükseliyor. Bu vergilerin hammadde fiyatlarında artış oldu da bizim mi haberimiz yok? İktidar ilk sekiz ayda vergi gelirlerinin yüzde 65’ini buradan toplarken, çalışana zam yapacağı gündem de bir iki puanın pazarlığına giriyor.

Benim için en anlaşılmaz olanı da vatandaşın bu konudaki tepkisi… Bir millet kendi gerçeğine bu kadar mı yabancı olur. Kendi cebi dururken resmi basın bülteni kıvamındaki haberlerin pompalamasıyla ekonomi hakkında bu kadar mı ikna edilebilir? Vatandaş sağda solda bahar ararken, iliklerine kadar ekonomi baharı ile karşı karşıya kaldığını bakalım ne zaman fark edecek?

Elbette Kuzey Afrika ya da Arap Yarımadası’na nasıl demokrasi gelmediyse, bu baharda da kendisine olumlu bir fatura çıkmayacak. Muhtemelen işsizlikten geçim derdine, boşanmalardan kredi batağına kadar bir dizi sorunu birlikte yaşayacak. Peki neden? Tüm bu zamlar neden yapılıyor?

Başbakan Yardımcı Ali Babacan açıkladı: “Önemli olan istikrar.” 10 sene önce kundaktakine masal diye okunan bu ninniyi dinleyenler; şimdi 4 + 4 + 4 mağduru oldu Sayın Babacan. Kimin istikrarından bahsediyorsunuz?

İstatistiki olarak aldığınız oylarla, dümenin başında kalmanızsa istikrar evet halen oradasınız. Lakin bu başarılı olduğunuz anlamına gelmiyor. Sokağa çıkıp konuşun. Ama partinizin fanatikleriyle değil. Esnafla, işçiyle, memurla, ev kadınıyla, sanayiciyle, kısaca normal vatandaşla sohbet edin. Lakin önce ‘bir şey yapmayacağınıza söz verin’ de gerçekleri anlatsınlar.

Ama yine de aylar sonra ortaya çıkıp bir açıklama yapmış olmanızdan dolayı mutluyuz. Öğrendik ki, önemli olan istikrarmış. Demek ki yapılan ve yapılacak zamlarla vatandaş istikrar mağduru…

Peki kritik soru şu: Sonra… Yani zamları yaptınız, sonrası için bir çözümünüz var mı? Muhtemelen yine avanta para beklemeye başlayacağız. Çünkü laf üretmekten ve her üretimin neticesi olarak da dolaylı vergilere zam yapmaktan başka bir şey yapmıyorsunuz.

Sahi son bir soru daha var: Az kalsın yüzünüzü unutacaktık. Ne oldu da geri döndünüz? Bunun Sabah Gazetesi’ndeki ekonominin yanlış yönetildiği haberiyle bir ilgisi var mı? Yanlış anlaşılmasın… Merakımdan soruyorum. Hayır malum; istikrarınız bozulmasın.

Çetin Ünsalan

ulusalkanal.com.tr

Tüm yazılarını göster