ABD iktidara taşıdığı partilerden ne bekliyor? Çıkmaz sokakta duvara toslama tehlikesi!

Soner Polat Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

ABD’nin AKP iktidarının önünü açtığı, İslamcı da olsa milli bir duruşu olan Erbakan’ı tasfiye ederek Erdoğan’ı Başbakanlık rotasına soktuğu defalarca yazıldı, çizildi. Hatta AKP’yi iktidara taşıyan seçimin hemen sonrasında dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök’ün ABD’ye gittiği ve “Erdoğan’ı desteklemesi yönünde uyarıldığı” iddia edildi! Zaten döndüğünde de Org. Özkök, “Milletimizin tercihine saygılıyız!” diyerek, bir anlamda bu tür yorumlardaki doğruluk payını güçlendirdi.

Bugünlerde ise rüzgâr yön değiştirdi. Tatlı imbat esintisi yerini sert poyraz rüzgârlarına bıraktı. ABD yönetimine yakın duran “Center forAmericanProgress” isimli istihbarat sitesinde Michael Werz, MaxHoffman ikilisi 12 Mart 2015 günü, “AB-Türkiye Ortaklığı, Bir Adım İleri, Üç Adım Geri” başlıklı bir yazı yayımladı.Yazının tanıtımında, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve AKP’nin, Türkiye’nin ABD ve Batı ile ilişkilerini tehlikeye düşürdüğü” vurgulanıyor.

Bu yazıya birlikte göz gezdirelim:

Başkan Barack Obama 2009'daseçilmesinin ardından ilk yurtdışı gezisini Türkiye'ye yaptı. Türk Parlamentosu’ndaki konuşmasında Türkiye'ye niçin büyük bir önem verdiğini anlattı. Obama yönetimi, ABD için önemli sorunlar olan Irak'ın istikrara kavuşması, İran'ınnükleer pazarlığa zorlanması ve terörle mücadele konularında Türkiye'nin rolünün vazgeçilmez olduğunun bilincinde idi.

Başkan Obama, Türkiye'nin "güçlü, enerjik, laik demokrasisi" ve hukuk düzenine bağlılığını güçlendirmek istiyordu. NATO ittifakında Türkiye'nin önemli rolünü biliyor, Avrupa Birliği’ne katılmasını destekleyerek Türkiye'yi Batı'ya çok daha sağlam bir şekilde bağlamak istiyordu. Türkiye'yi Ortadoğu'da ve İslam dünyasında bir model ve arabulucu kullanmak ve böylece ABD’nin İslam ülkeleri nezdindeki saygınlığını yükseltmek istiyordu.

Fakat bu çabalarının karşılığını alamadı. AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, hem ülke içindeki hem de dış politika alanındaki girişimleri şüphe uyandırdı. Türkiye'nin AB üyeliği konusu askıda olduğu gibi NATO’da güvenilir bir müttefik olduğu da sorgulanıyor. Üstelikhiçbir çekici yönü kalmayan Türkiye, bölgeye model olma fırsatını kaybetti. Suriye ve Irak'ın kontrolden çıkmasıyla Türkiye’nin bölgede etki yaratabilme gücü de azaldı.

Bu aşağı inişin birçok sebebi var: AKP üzerindeki seçmen baskısı, Erdoğan ve O’nu destekleyen seçmenlerin ideolojisi, kayda değer bir boyut kazanana yerel ayaklanma gibi… Sonuç olarak Türkiye Batı'dan ve Batılı değerlerden uzaklaştı.

Sonuçta ABD'nin Erdoğan ve AKP'ye yaptığı yatırım bir işe yaramadı! ABD yeni bir yol denemek zorunda! Türk Hükümeti iç muhalefeti eziyor; Rusya ve Çin ile NATO'yu tehlikeye atan anlaşmalar imzaladı; IŞİD'leyaplansavaşta ise devamlı olarak ABD ile pazarlık halinde…

Tüm bunlar yetmezmiş gibi AKP yöneticileri, ABD, AB ve İsrail'e yönelik birçok kez yapılan sözlü saldırılarla, Türk toplumunda zaten var olan Amerikan karşıtlığını daha da büyüttü. ABD’nin gücünü de kullanarak yeni bir politika deneme zamanı geldi.ABD, artıkaradan çekilmeli ki AKP, yandaş medyanın "Değerli Yalnızlık" dediği şeyin tadını çıkarsın!

Şimdi ABD Hükümeti’nin görüşlerinin yansıması olan bu makaleyi somut bir hale getirelim. ABD başa geçirdiği AKP’den dış politika konusunda şunları istemiş:

Irak’ta ABD politikalarına tam destek,

İran’ın nükleer yolculuğunu durdurmada yakın bir eşgüdüm,

IŞİD ile kayıtsız koşulsuz savaş,

NATO ve AB’ye mutlak bir itaatle Batı’nın sözünden çıkmamak,

Ilımlı İslam çizgisine girerek diğer Müslüman ülkelere rol model olmak,

Ortadoğu’ya ABD politikaları koşutunda müdahale etmek,

Başta Rusya ve ÇHC olmak üzere Avrasya ile olan bütün bağlarını koparmak…

Demokrasi, hukuk, laiklik gibi kılıflarla iç politikada bölünmeye gidecek süreç maskeleniyor. Bir taraftan İslam ülkelerine rol model olurken, diğer taraftan laik demokrasiden (!) söz ediliyor. AKP iktidar olmadan önce sıfır olan yerel ayaklanmanın(Terör eylemleri yerel ayaklanma olarak sinsice yazıya yerleştiriliyor! S.P.) niçin kayda değer boyutlara ulaştığı ise yazarların kapsama alanına girmiyor.

ABD her zaman olduğu gibi jeopolitik çıkarlarını merkeze koyuyor. Kayıp kazanç muhasebesini bütünüyle bu çerçevede yapıyor. Somut çıkar alanlarını destekledikleri ölçüde iktidarlara verdiği karnedeki notları belirliyor. Türkiye’deki her iktidar için Avrasya’ya kayışı kendisi açısından kırmızıçizgi olarak değerlendiriyor.

ABD’nin Türkiye’den isteği kısa dönemde kendi kendisini uyuşturması, orta dönemde yavaş yavaş zehirlemesi, uzun dönemde ötenazi yapmasıdır. ABD ile yakın ilişki kuran her siyasi parti, yıllarca kul köle olsa da eninde sonunda deliğe süpürülür. ABD’ye uygun politikalar izleyen bir siyasi parti önce ülkesine, sonra ülkesinin çıkarlarına, daha sonra milletine ve son olarak da kendisine yabancılaşır.

ABD’nin AKP’ye yüklediği görevleri kapmak için can atan, bu maksatla yasa dışı olduğu ileri sürülen oluşumlara bile kol kanat geren CHP ve MHP yönetimleri, kişisel düşünceme göre yanlış yoldadır. Yokuş bayır demeden dere tepe düz gitseler de gittikleri yolun sonu çıkmaz sokaktır. İktidara gelseler bile bunca tahribattan sonra ABD’ye yaslanarak iktidarlarını sürdüremezler. Sorunlar Teksaslı Coni ile Dersimli Kemal’in garaj kapısından girdikleri otel odasında yaptıkları gizli görüşmelerle çözülemeyecek kadar derin ve çok boyutludur.

Roma’nın hemen dışında şehri 360 derece çevreleyen ve tam bir daire olan bir otoban vardır. Roma’ya gelen bütün yollar bu otobanla birleşir.Haritaya bakarsanız, gerçekten de bütün yolların Roma’ya çıktığını görürsünüz. Ülkemizdeki siyasi, ekonomik, sosyokültürel, stratejik ve jeopolitik durumu gerçekçi olarak masaya yatırdığımızda ve aynı zamanda TBMM içindeki ve dışındaki tüm siyasi partileri her açıdan analiz ettiğimizde, bütün yolların VATAN’a çıktığını görürüz!

ABD, İsrail ve Batı’nın değil, ülkemizin ve milletimizin çıkarlarını merkeze koyan Vatan Partisi çözümün tek adresidir. Çünkü sorunlar emperyalist ülkelerin dümen suyunda giderek çözülemeyecek kadar derin ve köklüdür.

Amiral Soner Polat

ulusalkanal.com.tr

Tüm yazılarını göster