Hangi Andre?
Bizim Andre işte.. Kaç tane Andre tanıyorsunuz? Andre Gide değil elbette.
Bizim Andre’nin tam ismi AndreVltchek.
Kendisini tanımak için işte 2 güzel makale:
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-terkoglu/suphesiz-komunistin-supheli-olumu-1770123
https://www.veryansintv.com/vltchekin-supheli-olumu
Andre hayatı boyunca bizimkine benzer davalar için mücadele etti.
Yani bir garip ülke vardır..Kaynakları sömürülüyordur. Başına birileri tarafından özel görevli valiler getiriliyordur. Bolca iç karışıklık çıkartılıyordur. Kimi zaman ülkede bombalar patlatılıyor kimi zaman otellerinde aydınlar yaktırılıyor kimi zaman dini kılıf altında casus cemaatler, tarikatlar görevlendiriliyor, bazen askeri darbe, bazen sivil toplum darbesi, kimi zaman etnik bölücülük faaliyetleri kimi zaman faili meçhul cinayetler, tuhaf trafik kazaları, zamansız kalp krizleri, yabancı elçi suikastları vs.. Ülke ismi olarak ister Türkiye yazın ister Venezuella yazın ister Suriye yazın ister Afganistan yazın isterseniz Latin Amerika’dan bir ülke yazın veya Endonezya yazın..
Az çok aynı proje ilgili sahaya kültüre biraz adapte edilip uygulamaya konuyor.
İşte bizim Andre hayatı boyunca bu meseleler ile uğraşmış. Hiç bir ülke tam olarak evi olmamış.. Her yerde birkaç ay kalmış ve ayrılmış.. Hem savaş muhabiri, hem yazar, hem belgesel yapımcısı, hem gazeteci, hem fotoğrafçı, hem devrimci... Yaklaşık bizim Aydınlıkçılar ayarında.. Biraz daha küreseli diyelim..Sadece Türkiye odaklı değil, Türkiye gibi emperyalizm baskısı altında olan ülkelerin davasının peşinde geçirilen bir ömür.
Emperyalizmin yalanlarını, kumpaslarını ortaya çıkartmak için doğrular peşinde koşarak, 9 köyden kovularak geçirilen bir ömür.
Bir röportajında diyor ki, ben desen (patern) arıyorum.. Gittiğim ülkelerde hep aynı deseni tespit etmeye ve ortaya çıkartmaya çalışıyorum.
Birçok kitap yazmış, bir kısmı Türkçe’ye çevrilmiş. Bir tanesi de Noam Chomsky ile yazdığı “Batı Terörizmi. Hiroşima’dan İnsansız Hava Araçlarına” olarak Türkçe’ye çevrilen “On Western Terrorism” kitabı.
Çin’in kuşak yol projesi ile ilgili, Çin’in ekolojik toplum kurma girişimleriile ilgili kitap yazmış.
Endonezya’da 65-66 daki katliamlar hakkında belgesel yapmış,
Somali sığınmacılarının trajedileri hakkında belgesel yapmış.
94 teki Rwanda soykırımı hakkında belgesel yapmış.
Emperyalizmin burnunu soktuğu her büyük politik davanın karşısında konumlanarak gazetecilik yapmış.
Hong Kong protestolarında “durun hepiniz Çinlisiniz” diyen Andre.
Batı’nın “Uygur Seviciliği”nin maskesini düşüren Andre.
Genelde kendisini Amerikalı yazar olarak tanıtıyorlar ancak çok doğru bir tanımlana değil. Amerikan ve babasından dolayı Çekyavatandaşlıkları var ancak kültürel olarak kendisini Rusya ya yakın görüyor.
Andre’nin yapıtlarını bu makaleye sığdırmak zor olur ancak kısa zamanda çok ülke gezmiş ve alanında üstat olmuş. Türk okurunun’daAndre’nin eserlerinden öğreneceği çok şey var. Konular bize yabancı konular değil zaten Türkiye bu mücadelenin, orta oyununun merkezinde olan bir ülke.
Andre Türkiye’de birçok diğer ülkeye göre daha uzun yaşamış. İstanbul’u çok seviyor. Hatta ev almayı düşünüyormuş.
Kaderin tuhaf bir cilvesi midir yoksa başka bir şey midir bilinmez ama Andre Türkiye’de vefat ediyor. Geçen sene 22 Eylül’de Samsun’dan İstanbul’a kiralık şoförlü araç ile gelirken, araçta uyuyor ve bir daha uyanmıyor.
Benimde memleket olan Sarıyer’e, Kilyos’a Rusya’ya karşı defnediyorlar.
Bazı yorumlara göre bu ölümün cinayet olma ihtimali var. Son dönemde sağlığı iyice bozulmuş. Sağlığın neden bozulduğunu incelemek gerekli tabi. Otopsiye göre enfeksiyon kaynaklı bir ölüm. Gerçi Türkiye hangi cinayeti aydınlatmış da bunun cinayet olduğunu aydınlatılacak orası ayrı bir konu.. Baksanıza Susurluk kazasından ( veya kumpasından) sonra Susurluk davasındaki kritik isimler ile ilgili 5 tane trafik kazası (!!!) oldu, hangisi aydınlatıldı?
Andre’nin başta Çin olmak üzere birçok ülkede çokça seveni var.
Velhasıl, bizim tarihimizde karışabileceği fazlaca “Andre” olmadığı için ve hayatı boyunca Türk Aydınlıkçıları ile aynı mücadeleyi verdiği için“Bizim Andre” olarak “içselleştirilmesi” makul olur.
Peki Andre’nin hatırasını yaşatmak için ne yapabiliriz?
1)Madem Sarıyer’de yatıyor, iş başa düştü. En güzeli Sarıyer merkezde adını ve eserlerini yaşatacak bir mekan açmak. Kitaplarının satışı yapılır, belgeselleri büyük ekranda oynatılır, hayatı boyunca çektiği birçok tarihi önemdeki resim, ilgili olay ve konjonktür açıklamaları ile duvarlarda sergilenir.
2)Mekanın adını koyalım. Belki küçük bir müze. Belki küçük bir kültür merkezi, belki bir resim galerisi.
3)Mekanın ismi “AndreViltchek Merkezi” olursa Sarıyerli mekanı pek içselleştiremez. “Bizim Andre” merkezi daha uygun olabilir. Yabancı rehberlerde “AndreVlltchekWarCorrespondent Center” olarak isimlendirilebilir.
4)Belki ilgili mekan sadece Andre için değil, benzer yoldan yürüyen diğer savaş muhabirlerinin, yoldaşların anısını da yaşatacak şekilde kurgulanabilir.
5)Lokasyon olarak Sarıyer balıkçılar çarşısının oralarda bir mekan satın alınabilir veya tahsis edilebilir. Derli toplu bir mekan yapılabilirse yeri turist haricinde Sarıyer’e Çinli, Rus turist çekme potansiyeli de olacaktır.
6)Bu mekanın finansmanı nereden gelecek? Belki ismine bir vakıf kurulabilir ve mekanın işletmesini Vakıf yapar. Eşi ve yakın arkadaşları ile proje hakkında görüşmekte fayda olacaktır.
7)Sarıyerli başta olmak üzere İstanbulluların projeye sahip çıkması gerekir.
8)Rusya’nın, Sarıyer merkeze yakın, sahil tarafında güzel, büyükçe bir mekanı var. Başkonsolosluk sanırım Beyoğlu’nda ama burası eskiden “Rusya Sefareti” diye geçiyordu. Çocukluğum o bölgede geçmekle beraber İçine hiç gir(e)medim ( Mesela yine yakın bölgedeki İspanyol sefaretinin bahçe duvarından tırmanıp güzel bahçesine 30 sene önce girmişliğim vardır) ama sahilde genişçe keyifli bir mekan olduğu belli. Önünde bir iskelesi vardı, sanırım çok uzun zamandır iskele olarak pek kullanılmıyor. Belki elçilik çalışanlarına tahsis edilmiş kapalı havuz turu bir şey olabilir. Rusya sefareti bu işe bir el atarsa belki mekan konusu daha hızlı çözülebilir. Sefaretin bir köşesine dışarıdan ayrı bir giriş verilir ve sefaretten izole edilerek o mekan müze yapılabilir. Veya öndeki eski iskele benzeri mekan tahsis edilebilir.
9)Andre’nin eserlerinin küçük bir bölümü Türkçe ’ye kazandırılmış durumda. Bu konuda da yol alınması gerekli. Mevcut tercüme eserlerinde gerekiyorsa revize basımları yapılmalı.
10)Yapılacak mekanın taşınabilir özellikte tasarlanması faydalı olabilir. İlgili vakıf her sene belirli ülke müzeleri ile anlaşarak sergiyi ilgili ülkeye taşıyarak Andre’nin hem eserlerini tanıtır ve satar, hem anısını yaşatabilir.
11)Andre’nin hayatını ve eserlerini anlatan bir kitap ve bir film/belgesel faydalı olacaktır. Kitap nispeten daha kolay. Vakfın yeterli parası olduğunda film de çekilebilir.
12)Mezar Kilyosta ise mekan neden Sarıyer merkez de yapılıyor? Çünkü Kilyos yerleşim merkezi değil. Kilyos’a en yakın ilçe merkezi Sarıyer merkezi. Ayrıca sahildeki balıkçılar çarşısı civarı keyifli mekanlar olduğundan hatta turistik tekne ile Sultanahmet tarafından ulaşım imkanı da olduğundan müze, sergi vs. turizme uygun. Bu vesile ile şehrin turist çekim bölgesini biraz genişletmiş de oluruz.
13)Yılda bir gün anma günü düzenlenebilir. Aynı çizgiden yürüyen dönemin gazetecileri davet edilerek etkinlik düzenlenebilir.Adina savaş muhabirliği ödülü verilebilir.