Başarılı ekonomi palavrası zik zaklarla devam ediyor. Bir yanda yere göğe sığdırılamayan bir performans, diğer tarafta hayatın gerçekleri. Hani arefeyi gösterip bayramı yaşatmamak diye bir deyim vardır ya; kredi derecelendirme kuruluşları da Türkiye’ye bunu yapıyor.
Her ne kadar bunların son derece siyasi davrandığını düşünsem ve analizlerinin objektifliğiyle ilgili ciddi şüphelerim de olsa, bazıları buna dayanıp, sonra boşa düşünce ortaya çıkan fotoğraf insanı acı acı gülümsetiyor.
Eski Hesap Uzmanı Bülent Soylan’ın geçenlerde televizyon programımda yaptığı bir analiz vardı. Memleke(n)tsel dönüşümün en az 450 milyar dolar gerektirdiği ve bu paranın da dışarıdan gelmek dışında bir alternatifi olmadığını ortaya koyduğu makalesini değerlendirirken ortaya çıkan sonuç vahimdi:
İşin siyasi boyutunda her türlü taviz istenebileceği gibi, ekonomik olarak da bu küresel sermaye gruplarının kendi yatırımcılarını ikna etmek için ihtiyacı olan bir başarı hikayesiydi.
Bir baskı nedeniydi. Çünkü olası bir krizin inşaat sektöründen başlayacağı hususunda herkes hemfikir. Fakat para tatlı, yatırımcıların ikna edilmesi gerekiyor. Bu da resmi kuruluşlar aracılığıyla makyajlanarak yapılıyor. İşte Türkiye’ye verilen sahte coşkunun temelinde yatan nedenlerden biri buydu, birçok farklı sebeple birlikte.
Coşku vermek kolaydı da, yine de bir noktada topu ya da suçu üzerinden atmak gerekiyor. Sürekli çarpıtılmış bilgilerle vereceğiniz coşku, bir süre sonra bu ülkenin ekonomi yönetenlerini de zıvanadan çıkarıyor. Bu sebeple zaman zaman ayar veriliyor.
İşte Moody’s’in son yaptığı da bundan farklı değil. Ne dedi kredi derecelendirme kuruluşu? Not artışı yok, cari açığın azaltılması ve rezervlerin artması gerekiyor. Bundan da anlayışıyor ki, gerçek bir cari açık azalışının yapısal problemler giderilmeden rakamsal bazda gerçekleşmesi problem ortadan kaldırmıyor.
Rezervin artırılmasına gelince, bunun size kredi veren bankanın hesabınızda daha çok parayı bloke etmenizi talep etmesinden başka bir anlamı yok. Elbette görebilene… Fakat hayaller diyarında yaşayanlar yine ‘hayaldi geçek oldu’ masallarına devam edebilir.
Gelelim işin bir başka sağlamasına…. Türkiye ekonomisi o kadar güçlü, o denli yenilmez ve ulaşılmaz bir başarıya, sağlamlığa sahip ki, Moody’s bir açıklama yapıyor İMKB allak bullak…
Sonra da herkes birbirine soruyor: Neden oldu? Sen ekonomiyi borsa, döviz, faiz üçgeninden, yani enstrüman olması gereken finans piyasalarından ibaret zannedersen, arttığını sevinirken, düştüğünde de böyle üzülürsün. Merak etmeyin yakında yükselir. Düştüğünde ne kadar etkilerse sizi, çıktığında da o kadar etkiler.
Uyanın artık, uyanın. Ekonominin gerçek yüzüyle tanışın. Çünkü büyük soyguncular bile bozuk saat gibi arada doğruyu gösterip mesaj veriyor: O kadar da değil…
Çetin Ünsalan
ulusalkanal.com.tr