ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayınlanan “2020 İnsan Hakları Raporu ”unda özellikle ABD politikalarına ters düşen Türkiye, Çin ve Rusya en fazla eleştirilen ülkeler olmuştu. Türkiye rapora sert tepki göstermişti.
Dünyanın saygın üniversitelerinden İngiltere Cambridge Üniversitesi’nin İsveçli Sosyoloji Profesörü Göran Thernborg bir makale kaleme alarak ABD’yi sert eleştirdi. Dünyanın ABD’ye öfke içinde olduğunun altını çizdi.
“Dünya büyük savcının eksikliklerinin bilincinde” başlığı taşıyan yazısında profesör dünyanın ABD’deki insan haklarını nasıl eleştirdiğini anlatıyor. BM İnsan Hakları Konseyi son dönem (22.02 – 19.03.2021) oturumlarında dile getirilen eleştirileri analiz ediyor.
İsveç’in sol gazetelerinden ETC’de yer alan yazıda dikkat çeken bilgiler şöyle:
ABD kendini insan hakları alanında dünyanın savcısı gibi görüyor. Ama ABD’nin hiyerarşide özgürlüğün doğal sembolüymüş gibi bir yeri yok. Dünya ABD’yi şiddet yanlısı ve ayrımcı bir polis ve adalet yapılanması olan ırkçı bir ülke olarak görüyor.
Konseyin 47 üyesi var. İnsan hakları konusunda buraya 347 ülke tarafından görüş bildirilmiş. Bunların 63’ü ABD’nin kendisini insan hakları konusundaki düzenlemelerin dışında tuttuğu konusunda. Aralarında Letonya, Ukrayna, Arnavutluk, Gana, Zambiya, Hindistan, Japonya, Myanmar, Şili, Paraguay, Avusturalya, Kanada, Fransa, Danimarka gibi ülkelerin bulunduğu grup ABD’nin her türlü ayrımcılığı, işkenceyi engelleyen sözleşmeyi ve ekonomik, kültürel, sosyal haklar konularındaki değişik İnsan Hakları sözleşmelerini imzalamasını istiyor. Aslında ABD, “normal dünya düzeni” derken hep kendi koyduğu kuralları işaret ediyor.
Aralarında İngiltere, Almanya, Avusturya, Belçika, Avusturalya, Endonezya, Japonya, Tayland, Hindistan, Irak, Fildişi Sahili, Güney Sudan, Namibya, Kolombiya, Kosta Rika, Ekvador, Kazakistan Gürcistan ve Hırvatistan gibi ülkelerin bulunduğu 49 ülke ABD’nin polis ve Adalet Sistemi’ni ve bunların gösterdiği şiddet ve ırkçılığı eleştiriyor.
İzlanda, İtalya, Karadağ, İsviçre, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Mısır, Nijerya, Güney Afrika, Arjantin, Meksika, Şili, Kanada, Pakistan, Singapur, Güney Kore gibi ülkelerin bulunduğu 36 ülke ABD’nin toplumdaki ırkçılık ve ayrımcılığa karşı önlem alınmasını istiyor.
Aralarında İsveç, Fransa ve Filistin’in olduğu on ülke ABD’nin Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne uyguladığı yaptırımlara son vermesini istiyor. 14 ülke ABD’nin uluslararası insan hakları kurumlarına katılmasını istiyor. Aralarında Filipinler, Malezya, Hindistan, Sudan, Yunanistan ve Litvanya’nın bulunduğu 12 ülke ABD’de insan haklarının garantiye alınması ve insan hakları konusunda eğitim verilmesi için bir enstitü açılmasını öneriyor.
Malezya mahkemelerde davaların adil görülmesini ve işkencenin engellenmesini talep ediyor. Fransa Guantanamo hapishanesinin kapatılmasını talep ediyor. 34 öneri ABD’nin ölüm cezasını kaldırması yönünde. Dört öneride de silah taşıma yasağı isteniyor.
25 öneride göçmen haklarının garantiye alınması var. Aralarında Yunanistan ve Almanyanın bulunduğu dört ülke ABD’de seçme seçilme hakkı konusunda endişelerini dile getiriyor. 13 öneri aile planlaması ve üreme sağlığı konusunda. Üç öneri LGBTQ hakları konusunda. Beş öneri ekoloji alanında daha yoğun çalışma talep ediyor.
Türkiye, Azerbaycan, Angola, Polonya, Portekiz’in de içinde bulunduğu otuz ülke herkesin sağlık ve bakım hakkına dikkat çekiyor. Romanya ve Siri Lanka ücretli annelik izni, Hindistan eşit işe eşit ücret verilmesini talep ediyor.
Profesör, Çin, Küba, Rusya, Venezüella, İran, Kuzey Kore ve Suriye’nin eleştirilerine yer vermemiş. Bunun açıklamasını da şöyle yapıyor: “Yaptırımlar, cinayet harekatları, başka ülkelerin içişlerine karışmak gibi eleştiriler zaten dünya kamuoyu tarafından bilinen eleştiriler”.
Profesör İsveç’in sessizliğini de eleştiriyor. “Bir zamanlar Olof Palme tarafından yönetilen Sosyaldemokrasi için bu iç karartıcı bir durum” diyor.
ABD’nin müttefikleri ve dostlarının ABD çevresinden hiç de “özgür dünya” kokusu almadıklarını belirten Prof. Göran Thernborn şöyle diyor:
“Dünya büyük savcının kendisini uluslararası kural ve anlaşmaların dışında ve üstünde tuttuğunun bilincinde ve öfkesi içinde. Dünya ABD’yi, şiddet ve ayrımcılık yanlısı polis ve adalet sistemi olan, sosyal haklarında ciddi eksiklikleri bulunan, iki NATO müttefikinden birinin seçme seçilme özgürlüğü hakkında endişe duyduğu, oldukça ırkçı bir ülke olarak görüyor”.
ABD, orası burası hakkında ahkam kesmeden önce kendine bir çeki düzen vermeli. Ne demişler? “Tencere dibin kara, seninki benden kara”.