Dünya ekonomisine yönelik herkes ‘iyimserlik’ pompalamaya çalışırken, RBS (Royal Bank of Scotland), 2016’ya yönelik zehir zemberek bir rapor yayınladı. Özetle raporda içinde bulunduğumuz sene, büyük bir daralma olacağına dikkat çekiliyor ve ‘her şeyi sat’ mesajı veriyor.
Gelişen ülkeler açısından önemli uyarıların yapıldığı; her şeyin küresel ekonomi açısından 2008 yılına benzediğinin anlatıldığı; petrolün varil fiyatı adına dramatik tahminlerin yapıldığı ki bunun da daralmayı beraberinde getireceğinin açık olduğunun söylendiği bir metinden söz ediyoruz.
İstihdam uyarılarının yapıldığı; pozisyonlardan çıkmanın gerçekleşeceği ve bunun gelişmekte olan ülkelerden olacağının söylendiği, küresel deflasyon uyarılarının yapıldığı bu rapor, esasen finans hareketlerinden, reel sektör bazlı ekonomik sıkıntılara kadar yaşanacakları net bir biçimde ortaya koyuyor. 2008 benzeri bir krizden bahsediyor.
Bu durum zaten bizlerin de çok uzun zamandır yazılarımızda, yayınlarımızda anlattığımız gerçekler. Fakat daha garip olanı ne biliyor musunuz? Wall Street Journal bunu haberleştirdi. Neden? Konuyla ilgili olan kişiler, geleceğe ilişkin projeksiyon hakkında bilgi sahibi olsun ve pozisyonlarını da buna göre ayarlasınlar diye…
İşte belki de ülkemizde daha çok tartışılması gereken kavram bu. Böyle bir haberi bizde yapmaya kalksanız; iktidardan finansçılara herkes sizi kötümserlikle suçlar. Hatta iktidar, genel ekonomik görünümü tehdit ettiğiniz gerekçesiyle, kriz soruşturması bile açabilir. Bu risk hep var.
Defaten anlatmaya çalıştığım gibi, ekonomide iyimserlik ya da kötümserlik diye bir kavram yoktur. Gerçekler vardır; bunları önünüze alır; gerekli ve doğru eylemleri yaptıktan sonra iyimser ya da kötümser olmaya hak kazanırsınız.
Biz sadece algı yöneterek; sonuç alınabileceğine inanmak gibi bir gariplik içindeyiz. Daha da acısı ise şu: Bu raporun içeriği başta olmak üzere, dünya ve Türkiye ekonomisinin yaşadıkları, yaşacakları, profesyonel olarak nitelendirilen, para piyasaları oyuncuları tarafından biliniyor.
Sıkıntı, bunun halk nezdinde bilinmesi… Oraya öylesine farklı bir tablo koyuyorlar ki; kumar ekonomisinden geçinenler zarar görmesin. Bunu da öyle bir satalım ki ‘başarılı ekonomi palavrası’nın gölgesinde buraya para götürenlerin sıkıntı çekmesini engelleyelim.
Bunun açık tarifi, riski bizimkilere sattırmaya çalışmaktır. Oysa bilgi açık olmalı; herkes ulaşabilmeli ve ondan sonraki süreçte gelişmeler eylemlere göre zarara ya da kâra neden olmalı.
Yurtdışında her şey konuşulabiliyor; elbette bize oranla. Yoksa orada da bilgi saklanması esas... Ama bizde ‘her şey mükemmel’ diyerek yapılan tek bir eylem var. Aman vatandaş duymasın. Niye? Duymasın ki faturayı ödesin. Biraz ayıp olmuyor mu?
Çetin Ünsalan
ulusalkanal.com.tr