Bugünün dünyasında finans sisteminin kalbi olarak nitelendirilen yer Wall Street’tir. Bugünlerde yapılan araştırmalar bu merkezin endişelerinin tek bir noktada odaklandığını gösteriyor.
Öyle bir başlık ki, enflasyonu, terörizmi, FED’in politikalarına yönelik endişeleri bile peşinde bırakıyor. Araştırma CNBC Fed Survey... Buna katılanların yüzde 80’i NAFTA politikasından, üçte ikisi de Turmp’un yeni vergi politikalarının olumsuzlukları arttıracağından endişe ediyor.
Peki finans dünyasının kalbi gerçekten Trump’un açılımlarından mı endişeli? Meseleye buradan bakmak, çok iyimser ve kapalı devre bir bakış açısını getirir. Asıl dertleri ‘korumacılık.’
Son yapılan hamlelerin de dünyada bunu tetikleyeceğine yönelik öngörüler sıkıntı yaratıyor. Peki Wall Street’in derdi reel sektörün durumu ya da istihdamda ortaya çıkabilecek olası sıkıntılar olabilir mi?
Wall Street’in temsil ettiği ve dünyada benzer merkez ya da yapıların insan faktörünün zerre kadar umurunda olmadığını, reel sektörü de bilançoları ya da hisse senetleri üzerinden türev piyasa yaratacak bir enstrüman olarak gördüklerini biliyoruz.
Peki finans piyasaları neden korumacılıktan terörden bile daha fazla endişe duyuyor? Bu neyin telaşı? Şunu çok iyi biliyorlar ki, bugünkü yapıda para kazanmaya devam edebilmeleri ya da zararlarını çıkartabilmeleri için, globalleşme başlığı altında sunulan serbestinin kendi lehlerine devam etmesi gerekiyor.
Bugün reel ekonomi üzerinden dile getirilen korumacılığın, önümüzdeki süreçte keskinleşerek finansın serbest dolaşımına ilişkin de bazı kararları devreye sokacağını çok iyi biliyorlar. İşte bu fotoğraf çok da işlerine gelmiyor.
Bu resim içerisinde zararları ne olur ve bunun dünya ekonomisine çıkartacağı bedel hangi boyutta olur tahmin etmek güç. Lakin zarar yazma olasılıkları da, bunun varlık balonu tehlikesini tetikleyeceğini de bilecek kadar işin içindeler. Çünkü sahte değerler üzerinden türev piyasaları ve sanal değerleri, kağıt ekonomisini kendileri yarattılar.
Gerek çok kutuplu dünyaya gidişle ortaya çıkan rekabetle gelen gerilme, gerekse de 2 binli yılların çok hovardaca kullanılması ve arza talep yaratmak için kredi sisteminin kullanılabilir olmaktan çıktığı gerçeği korumacılığı dünyanın önüne kaçınılmaz bir yol olarak koyuyor.
Peki tüm bu fotoğraf bizim için ne anlam ifade ediyor? Öncelikle reel sektör bakımından dünya pazarlarından pay almak, alırken e kazanç sağlamak eskisinden daha zor hale gelecek. Meseleyi Wall Street’in telaşı üzerinden okumak gerekirse de, paranın daha çok maliyetleneceği gerçeğini önümüze koyuyor.
Yıllık bulmamız gereken para borçların çevrilmesi ve cari açık finansmanı için 230 milyar dolar seviyesini aştı. Peki finansal korumacılık tetiklenirse, bundan endişe duyması gereken sadece Wall Street mi? Sizce bizim de telaşlanmamız gerekmiyor mu?
Çetin Ünsalan