Ortada duran yalın bir gerçek var! Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) 24 Temmuz 2015 tarihinden bu yana ağırlıklı olarak milli görevler icra ediyor. Ne olduğu pek de belli olmayan “uluslararası yükümlülükler” söylemi artık gündemi işgal etmiyor. Hiç kimse TSK’nın Afganistan’da ne yaptığı ile ilgilenmiyor. Ama Türk milletinin kalbi İdlib’de atıyor. Türk milleti ezici çoğunluğu ile Mehmetçik’in salimen görevini yapması için desteğini ve dualarını esirgemiyor. PKK ile sınırlar içinde ve dışındaki mücadele, Fırat Kalkanı Harekâtı, İdlib Harekâtı ve Başika ağırlıklı olarak Kuzey Irak’taki askeri hareketlilik bütünüyle antiemperyalist bir karakter taşıyor...
Türk ordusu her geçen gün milli niteliğini daha da pekiştiriyor. Bu nedenle de etle tırnak gibi milletiyle kenetleniyor. Batı’nın söylemlerinin tamamen aksine, bağımsız hareket eden Türkiye’nin saygınlığı dünyanın her yerinde artıyor. Macaristan, Sırbistan, Venezuela ve birçok ülkenin olumlu söylemlerinin yanı sıra Alman basını bile “Türk aslanlarının İdlib’i salladığını” manşetlerine taşıyor. Aslında TSK’nın tutarlı çizgisini, hazırladığı FETÖ raporunda da görüyoruz.
KONTROLLÜ DARBE İDDİALARI DOĞRU MU?
“Hain darbe girişiminin planlı ve organize bir hareket olduğunun göstergesi olarak, yurtdışında görevli veya izinli bulunan veya kurs, izin gibi nedenlerle birliğinde bulunmayan bazı örgüt mensupları hain darbe girişimi öncesinde izin veya görevden dönerek darbeye fiilen iştirak etmiş ve ayrıca atama listeleri ve görevlendirmeleri önceden hazırlanmıştır.” (Kitap, İkinci Bölüm, sayfa 46)
“Bu girişim; TSK’nın tarihine kara bir leke olarak sürülmüş olmakla birlikte, TSK’nın Atatürkçü Düşünce Sistemine gönülden bağlı, vatansever, milli, demokrasiye inanan komutanları ve personelinin üstün gayreti, kahraman Türk milletinin demokrasiye olan inancı ve bağlılığının TSK’ya olan güveniyle birleşmesi neticesinde örgüte destek veren yabancı güçlerin de her türlü müdahalesine rağmen akamete uğratılmıştır.” (Kitap, İkinci Bölüm, sayfa 49)
TSK bu sözleri ile darbe girişimine yabancı güçlerin de destek verdiğini açık ve net olarak ortaya koymaktadır. Ayrıca kontrollü darbe iddiaları da çürütülmektedir.
TSK’NIN NİHAİ DEĞERLENDİRMESİ
“Bu husus (darbe girişimi) küresel devletlerin Türkiye Cumhuriyeti ve Türk milleti üzerindeki hesaplarından ve çıkarlarından bağımsız değerlendirilmemelidir.
Bu zilletten en çok TSK ve mensupları zarar görmüştür. Milletimizin peygamber ocağı olarak gördüğü bu şerefli yuvada kan ve ter dökülerek kazanılan itibar ve güven duygusu, bu hainler tarafından zedelenmiştir.” (Kitap, Üçüncü Bölüm, sayfa 51)
“Darbe girişimi neticesinde bilinçli veya bilinçsiz olarak TSK’nın itibarına yönelik menfi yönde bir toplum algısı oluşmasını önlemeye yönelik tedbirler alınmalıdır. ‘TSK’da mevcut yapı ve uygulanan sistemler darbe üretiyor’, ‘Darbe Türk ordusunun geleneğinde var’ vb. söylemler artık doğru değildir. TSK’nın millet egemenliğine dayanan demokratik hukuk devleti ile Atatürkçü Düşünce Sistemine yürekten bağlı mensupları milli bir duruş sergileyerek, devletin ve bağrından çıktıkları yüce Türk milletinin emrinde olduklarını göstermişlerdir. Bu coğrafyada TSK üç ayrı cephede birden mücadele etmektedir. TSK, milletinin desteğine bugün her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır.” (Kitap, Üçüncü Bölüm, sayfa 52)
“TSK ve Emniyet Teşkilatı gibi kurumlar, üzerinde operasyon yapılmasına fırsat verilmeyecek kadar önemli kurumlardır; genellikle ifade edildiği gibi gözbebeğidir. Ancak bu sıfatın gerektirdiği ihtimam ona yeteri kadar gösterilmemiştir.” (Kitap, Üçüncü Bölüm, sayfa 60)
Bu yazı dizisinin bir amacı da, TSK’nın bütün engellere rağmen olağanüstü başarılı milli harekâtlar gerçekleştirdiği ve vatan savaşı verdiği bir dönemde kamuoyunu doğru olarak bilgilendirmektir. Kara propagandaya rağmen Türk milletinin TSK’ya olan desteği artarak devam edecektir. (Devam edeceğim.)
Amiral Soner Polat
ulusal.com.tr