Gezi olaylarının ardından yaşanan duran adam eylemi, sadece bizde değil, tüm dünyada ses getirdi. Elbette iktidar bunu anlamak yerine yine her zamanki gibi ‘provokasyon, uluslararası teşkilat yöntemi, ne olmuş yani’ gibi toplum analizi içeren yaklaşımlarda bulundu.
Öyle bir durma eylemi ortaya çıktı ki, Türkiye’de herkes duruyor. Durmakla kalmıyor, iktidarın sinirlerini de bozuyor. Çünkü suç desen değil, yakıp yıkma desen değil. Hiçbir yerden tutturamıyorlar. Elbette bu onlara engel olmadı.
Dün yürüyenleri gözaltına alanlar, bugün de duranlara gözaltı yapıyor. Aslında Türkiye dururken yürümeyi, susarken haykırmayı keşfetti. Fakat bu zekâ pırıltısı yine iktidarımız tarafından anlaşılamadı.
Tam içteki duranlarla uğraşacaklardı ki, Avrupa Parlamentosu’ndan ve Birleşmiş Milletler’den de iktidarı eleştiren açıklamalar gelmeye başladı. Diyeceksiniz ki ‘onların açıklamasından bize ne…’ Evet ‘size ne’ de, iktidar için önem taşıyordu. Baksanıza müdahaleleri bile, tüm standartsızlığına rağmen AB standartlarıyla açıklamaya kalktılar.
Elbette başta Sayın Başbakan olmak üzere, iktidar mensupları ‘tanımıyorum, bana ne, oynamıyorum, kendine bak, nanik nanik’ düzeyinde yaklaşımlarla gerekli cevabı, tüm devlet ciddiyeti içerisinde verdiler.
Ama darbenin büyüğünü Egemen Bağış vurdu. Ne de olsa AB Bakanı… Önce bazı parlamenterleri medyatik olma uğruna saçmalama hakkını kullanmakla nitelendirdi. Türkiye’nin muz cumhuriyeti olmadığını söyledi. Avrupa’nın en güçlü ve karizmatik liderinin Türkiye’de olduğunu vurguladı.
Sonra da bombayı patlattı: “Bu oyunun yurtiçinde ve yurtdışındaki uzantıları hiç boşuna heveslenmesinler. Recep Tayyip Erdoğan’ı faiz lobisine de uluslararası şebekelere de yedirtmeyiz.”
Aslında karşıdan ‘Biz 10 yıldır yiyeceğimiz kadar yedik. Allah artırsın, sofrayı kuran kaldırsın’ cinsinden bir cevap bekliyordum. Çünkü yaklaşım ancak bu düzeyi hak ediyor. Fakat Merkel’den, yani AB’nin taşıyıcı sütunu Almanya’dan farklı bir yanıt geldi.
Merkel “Türkiye boyutu ve ekonomi yapısı nedeniyle Avrupa Birliği üzerinde yük yaratacaktır” dedi. Oysa Bağış ne diyordu bize sormadan: “AB’nin yükünü Türkiye sırtlar.” Şimdi madem bizim ekonomimiz çok sağlıklı, son derece güçlü de Merkel hangi sorundan bahsediyor.
Ben size söyleyeyim: AB’den veya AB kaynaklı küresel sermayeden gelecek paranın kesildiği belli oldu. Hatta son G8 Toplantısı’nda kibarca ‘Sen git Ortadoğu’da takıl, para bulursan alırsın” dendi.
Diyor ki Merkel AKP iktidarına: Bütün memleket duruyor, susuyor, sen dönüp bana laf yetiştiriyorsun.” Biletler yandı, son dur-ak. Egemen Bağış ne yanıt veriyor: “AB’ye oğlum bak git deriz.” Ne düzeyli ve ciddi diplomasi ama…
Çetin Ünsalan
ulusalkanal.com.tr