Yolsuzluk Darbesi

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Sürekli bir mağduriyet yaratan ve her seçim öncesi darbe girişimleri ile gündemi meşgul eden AKP iktidarı yine aynı yönteme başvurdu. Fakat daha öncekilerde yine ortada bir açıklama falan vardı.

Baktı ki mağduriyet yaratacak bir alan kalmadı; sağına soluna baktığında herkese hukuksuzca müdahale etti; ağlamasına ortam yaratacak bir hata ehli bulamadı; dönüp ‘kendi darbeni kendin yarat’ psikolojisine girdi.

İki gün önce darbe yapmakla suçladığı insanlardan neredeyse özür dileyecek noktaya gelen, ama o sayede aldığı oyları iade etmeyen Başbakan 17 Aralık sürecinden de darbe çıkarmayı başardı.

Sanırım dünya siyasetinde bir ilke imza atıyoruz. Gelmiş geçmiş ve hatta gelecek dünya siyaset tarihi, ilk kez neredeyse suç üstü olan bir yolsuzluk operasyonundan ‘darbe’ çıkardı.

Üstelik Başbakan’ın tanımına göre bu, dünyanın en ahlâksız darbesi… Peki adama sormazlar mı, bugün suçladığın kişilere iki gün önce de ‘ne istediyseniz verdik’ demedin mi? O zaman hep birlikte yapılan bir darbe mi söz konusuydu?

Şimdi yolsuzluk iddiaları bacayı sarmışken, üstelik bu yaşananlar iddia mı değil mi diye konuşulurken, kendi bakanı çıkıp istifa etme aşamasında ‘Başbakan her şeyi biliyor. Ne dediyse onu yaptık. Kendisinin de istifa etmesi gerekir’ diyerek, iddiaları kabullenmişken, bu neyin darbesi?

Elbette bu koşuldan yararlanmak isteyen, dün başkasının kemiklerini kırarken, bugün güç mücadelesi içinde ortağının kemiklerine kast edenler olabilir. Fakat tüm bunlar ortadaki yolsuzluk iddiaları yok hükmünde kılmıyor.

Başbakan önce yolsuzluk iddialarını kapatma eğilimi izlenimi veren hareketlerden kaçınmalıdır. Samimiyetin sorgulandığı bir aşamada kimse çıkıp hukuktan bahsetmesin.

Bugün itibariyle yaşanan, kafa karışıklığına hiç neden olmayacak kadar açıktır. Elbirliği içinde Türkiye’nin kemiklerini kıranlar, yarın kimin yöneteceği konusunda anlaşmazlığa düşmüş ve güç mücadelesine girmiştir.

Kim kazanır bilmek mümkün değil. Ama gerçek olan bir şey var ki, Türkiye’nin kaybedeceğidir. Bir tarafta üzeri kapatılmak istenen yolsuzluklar, diğer tarafta erk mücadelesi…

Kim, kime, neden ve nasıl darbe yapıyor? Daha önce kime yapılmıştı? Sayın Başbakan önce bunların yanıtını vermelidir. Bir de son olarak AKP Grup toplantısında bu sözleri sarf eden Başbakan’dan bir talebim var: Sakın dilinize ‘milli’ sözcüğünü almayın. Çünkü milli olan herkesin beraberce kemiklerini kırdınız. Satıp, savdınız. Ağzınıza hiç yakışmıyor ‘milli’ ifadesi… Talebim budur.

Çetin Ünsalan

ulusalkanal.com.tr

Tüm yazılarını göster