Çok sevdiğim bir şarkı vardır: “Kız sen İstanbul’un neresindensin?” Emel Sayın muhteşem söyler… Necati Doğru’nun Sözcü’deki 19 Eylül 2015 günkü, “Hangi Yüzle!” başlıklı yazısını okuyunca bu şarkıyı mırıldanmaya başladım…
Aşağıdaki satırları okuyunca gözlerime inanamadım. Emin olmak için hızla gazetenin ilk sayfasına baktım… Cumhuriyet, Özgür Gündem ya da Taraf yazmıyordu! Gazete Sözcü’nün ta kendisiydi…
Necati Doğru’nun basın, kültür, sosyoloji ve siyaset bilimi tarihine girecek müthiş (!) yazısına, isterseniz kısaca göz atalım:
Çevre komşularımızda epey gördük. Çoğunluk ile azınlık birbirine “Ya Herro! Ya Merro!” dedikleri zaman çevre komşumuz ülkelerin yanmaya başladığını ve kan-revan olduğunu izledik.
Bu noktaya gelmemeliydi.
Kardeşler anlaşmalıydı.
Gönüller birleşmeliydi.
Çoğunluğun Ankara’da bayrak çekmesine ve “Kardeşiz” diye yürümesine ihtiyaç kalmamalıydı. Eşit vatandaşlık, eşit haklar, eşit fırsatlar yükselmeliydi.
Çözüm: Eşit vatandaşlıktır.
Necati Bey herhalde çok meşgul! Okumaya, araştırmaya, düşünmeye zaman bulamıyor… “Eşit vatandaşlık” konusu hakkında oradan buradan duyduklarını yazdığı kanaatine kapıldım! Bu konudaki PKK, pardon HDP’nin görüşlerini kendisine aktaralım:
"Partimiz, tüm kimlik ve kültür sorunlarının köklü çözümünün demokratik, çoğulcu, özgürlükçü ve eşitlikçi bir anayasayla mümkün olacağına inanır. Farklı kimliklerin, dillerin, inançların ve kültürlerin hak eşitliğinin anayasal güvence altına alınması ve bu anlayış üzerinde şekillenen bir anayasal yurttaşlık tanımının yapılması; anadilinde eğitimin ve anadil hakkının kamusal alan da dâhil her alanda uygulanması; yerinden ve yerelden yönetime dayalı bir demokratik özerklik işleyişin gerçekleştirilmesi için mücadele eder. "
“Bu mücadeleye destek olmak üzere Uluslararası Kültürel Araştırmalar Merkezi’nin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yaptığı ankete katılanların yüzde 62,8’i Kürtler için EŞİT VATANDAŞLIK statüsü istedi…”
Sayın Doğru, affınıza sığınarak devam etmek istiyorum… Bu eşitliği hiç anlamadığınız hemen anlaşılıyor! Ortaçağ’da olduğu gibi, etnik, dinsel ve mezhepsel kimliklerin eşitliği talep ediliyor. Şöyle izah etmeye çalışayım: “Gece Türk Milleti olarak yatıyorsunuz; sabah kalktığınızda, bir de bakıyorsunuz 32 millet olmuşsunuz; ertesi sabah uyandığınızda ise herkes birbirini boğazlıyor…”
Anayasal vatandaşlık, eşit vatandaşlık gibi zırvalar sizin gibileri oltaya takmak için emperyalist merkezlerin bölücü terör örgütüne verdiği talimatlarla gündeme getiriliyor… Sözcü ekibi olarak uğruna ne güneşler batırdığınız yeni CHP’nin kerameti kendinden menkul üst yönetimi bunları kulağınıza fısıldıyorsa, hemen kâğıda kaleme sarılmayın!
Kafanızı kaldırın! Biraz araştırın… Gazetenizin yazarları Soner Yalçın, Yılmaz Özdil gibi değerlere danışın! İki dakikada, sizin anlayabileceğiniz tarzda “eşit vatandaşlık” dümenini anlatırlardı…
Yazıktır, günahtır, bu günlere kolay gelmedik… Kanla, irfanla vatan yaptığımız bu kutsal topraklarda emperyalist çetelerin ucuz mürekkebi olmayalım…
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr