Fatih Terim’in başında bulunduğu Galatasaray’ın UEFA Kupası’nı, Terim’in futbolculara verdiği gaz ile aldığını düşünen bir toplumuz. Teknik, taktik, bilim, çalışma hak getire… Fatih Hoca takımına ‘aslansın, kaplansın’ dedi ve kupa alındı. Küçümsemeyin… Buna inanan ciddi bir nüfus var bu ülkede…
Hatta bu iş o kadar ciddiye alındı ki, bir dönem şirketlerde ‘motivasyon’ adı altında ‘gaz vererek adam çalıştırma’ gibi bir yöntem bile denendi. Elbette gaz vermekle iş bitmedi. Çünkü ufak tefek ayrıntılar vardı. Liyakat usulü adam belirleme, uzmanlık, çalışkanlık gibi bir dizi gerçeğin üstüne motivasyonun ancak yarar getireceğini halen anlayamayan çok firma yöneticisi var.
Fakat iş sadece sportif alanda ve onun yansıdığı iş dünyasında kalmadı. Mesela siyasetçiler her dönem vatandaşa gaz vererek oy topladı ya da şimşekleri üstüne çektiğinde toplumun gazını almaya yöneldi. Zannedersiniz toplumca her gün kuru fasulye yiyoruz da gaz yapmış. Kolay mı bu ülkede kuru fasulye yemek? Fiyatların yanına yaklaşırsanız yersiniz…
Çok uzağa gitmeyin Başbakan Kızılcahamam’da gaz verdi, son kurultayda Kılıçdaroğlu gaz aldı, MHP yönetim ve genel başkan seçimlerinde gaza gelip Bahçeli, aday olunmasını fitne olarak nitelendirip, birliktelik için delegesini gazladı.
Mesela ekonomide de böyle… Toplumun kendisini iyi hissetmesi için rakamların gazlandığı bir ülkedeyiz. Yani çarşı pazara para yetiştiremeyen Ayşe Teyze’ye ‘senin gibi ev kadını var mı’ deyip, üç kuruşa çalışmak zorunda kalan Ahmet Usta’ya ‘senin sayende ihracat yapıyoruz’ diyen bir yaklaşım var.
Belki aybaşını getiremiyorsun ama ‘sen kişi başına gelir ne kadar oldu’ biliyor musun? Bak Fitch zaten notumuzu artırdı. Gelsin paralar… Sen sağ elinle yaşasın, sol elinle oh işareti yaparken boşalan ceplerini görmekten uzaksın. Neden? Çünkü bakanlar, Başbakan çıkıp ‘ne kadar zengin olduk’ söylemleriyle sana gaz veriyor.
Kimse işin iç yüzünü tartışmıyor. Ver gazı, gerisi kolay… Türkiye dünyayı fethediyor. Sen ölmüşsün, batmışsın, esnafsan siftah yapmamışsın, kredi borcundan ölmüşsün, aybaşında kirayı verememişsin, kapının önüne konulup işsiz bırakılmışsın. Çiftçisin ama senin üretmene gerek kalmamış. Sen çalışmadan her şey ülkeye gelir olmuş. Ne önemi var?
Ülke zenginleşiyor. Sana da çıkabilir. Hatta bakın bunun en güzel yöntemine yaklaşıyoruz. Yılbaşı geliyor. Koydun mu trilyonluk bir ikramiye, 74 milyona da gazı verip zengin olma hayalleri kurdurursan, araya en az 10 zam sığdırırsın. Şimdi siyasetinden ekonomisine, futbolundan personel yönetimine başarıyı gazda arayan bir toplumda yaşıyorsan…
YÖK’ü protesto eden öğrencilere gaz sıkılmasını neden garipsiyorsun? Polis barikatı kurmuş, amir yandan bağırıyor. ‘Ver gazı, ver gazı. Biraz daha, biraz daha… Tamam’… Görüldüğü gibi dozu da biliyorlar. Bilim adamı mübarek…
Öğretmeni, doktoru, işçisi, genci, hatta Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayanı bile gazlıyorlar. Neden? Çünkü gaz kalıcı hasar bırakmıyormuş. Düşünsenize geçmişinde falaka geleneği olan bir toplumun polisi cop yerine gaz kullanarak insan hakları dersi veriyor. Bundan öte köy var mı? Var… Yerden yere vurulan bir matematik köyü var değil mi bu ülkenin? Kimin umurunda? Ülkede vatandaş matematikle değil, Hamdi Alkan’ın Gazman’ı ile ilgileniyor. O zaman ne yapıyoruz? Ver gazı, ver gazı…
Çetin Ünsalan
ulusalkanal.com.tr