Bakan bakana

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Bakan bakana, hepsi Başbakan’a, Başbakan dört danışmana, danışmanlar kime bağlı bilemiyorum. Ama ortadaki yönetimde bir devlet ciddiyetinden bahsetmek mümkün değil.

Herkes kafasına göre takılıyor; aynı konuda zıt açıklamalarla milletin kafası karıştırılıyor, en sonunda ‘o mu bu mu’ derken muhtemelen ilk hesap edilen torba kanunla hayata geçiyor.

Hani futbol maçlarında karambol pozisyonlar vardır ya, kaleciler golü nasıl yediğini anlamaz; işte koca Türkiye de tam bu halde… Torba kanun diye bir şey icat ettiler; çoğunu bu ‘size ne lazımdı yasası’ adı altında hayata geçiriyorlar.

Açıkçası Bakanlar Kurulu’nda basını dışarı çıkarttıktan sonra ne konuşuyorlar çok merak ediyorum. Elbette konuşabiliyorlar mı, bu da ayrı bir tartışma konusu. Çünkü içeride konuşulan bazı şeylerin tam tersi açıklamaların yapıldığına şahit olup, rahatsız olanlar da var.

Bakanlar Kurulu mu esas, yoksa danışmanlar mı bilemeyeceğim ama, içeride haftanın son lig maçlarını tartışıp, iddaa oynamıyorlarsa, bakanların en azından birbirlerinden haberi olması gerekiyor.

Bunun çok sayıda örneği var lakin en popüler olanlardan bir kaç tanesini hatırlatayım. Kıdem tazminatı meselesi, enerji zamları, gaz-fren tartışması hemen akla gelen en yakın örnekler.

İşte bunun son örneği rant vergisi diye icat edilen konuda çıktı. Önce dedikodusunu ortaya attılar; tartışıldı. Ardından 9 Nisan günü Maliye Bakanı Mehmet Şimşek konuya katıldığı bir TV programında açıklık getirdi: “Evet, rant vergisi gelecek.”

Aradan 24 saat geçmeden yani 10 Nisan günü bu sefer açıklama Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce’den geldi: “Rant vergisi en az 15 yıl sonrası için düşünülüyor.” Şimdi ikisi de en azından bakan, ama biz hangisine bakacağız?

Rant vergisi doğru, yanlış, gelir, gelmez bu başka bir mesele… Ama kritik konu aynı hususta iki bakan 24 saat geçmeden nasıl bu kadar birbirine zıt açıklamalar yapabiliyor? İşte bundan da anlaşılıyor ki, ülkedeki bakanların hiçbir yetkisi yok.

Son sözü tek adam söyleyecek, o da ne doğru denilirse onu yapacak ve konu kapanacak. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları da kendileri hakkında yürütülen ve sonuçları kendisine yansıyacak olayı, daha öncekiler gibi, tenis maçı kıvamında seyredecek.

Memlekette bakan çok. O kadar çok ki; bakan bakana… Sadece görebilen sayısı az. Zaten tüm sorunun temelinde de bu yatıyor.

Çetin Ünsalan

Tüm yazılarını göster