Şu ülkede bir tane yetkili de yaptığı hatanın arkasında dursa gözüm açık gitmeyecek. Türkiye ekonomisinin içinde bulunduğu durumun faturası yine vatandaşa çıktı. Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek tasarruf açığı sorununa dikkat çekip; vatandaşın arzulanan düzeyde kenara para koymadı söyledi.
Mehmet Şimşek, hayatın rakamlardan ibaret olmadığını bir türlü öğrenemedi. Yıllarca kâğıt üzeri enflasyonla zam verilen insanları, kredi ve kredi kullanmak zorunda bırakıp, borca batırmakta hiç hataları yok.
Reel sektörü aşırı değerli TL ve baskılanan kurla, yıllarca dövmelerinin, dışarıdan borç kullanmak zorunda bırakmalarının ve anormal ölçüde sermaye erimesine neden olan durumda hiç hataları yok.
Finans piyasalarına kurban ettikleri milyonların, fakirlik ile açlık arasında iane ekonomisi ile topladıkları oyların, ülkeyi ithal cenneti yapıp, insanları işsiz bırakmanın faturasında hiç hataları yok.
Şimşek’e göre rakamlara ve istatistiklere bakılırsa, vatandaş yeterince kenara para koymuyormuş. Külliyen yanlış… Vatandaş kenara hiç para koyamadığı gibi, ümit besledikleri yastık altındaki kefenlik paralarını da yedi, üzerine de borçlandı.
Ama suçun tamamı vatandaşın… Ben de Şimşek’e hak veriyorum. Niye işinize ya da okulunuza vasıta kullanarak gidiyorsunuz; yürüyün. Madem ki, ulaştırma bedelleri çok yüklü geliyor; kullanmayacaksınız.
Terbiyesizlik yapıp, okul zamanı gelince çocuklara üst baş da alıyorsunuz. Almayacaksınız… Serbest kıyafet uygulaması getirmediler mi? Evde ne varsa onunla yollayın. Çocukların pedagojik sıkıntılarla karşı karşıya kalmasını niye umursuyorsunuz? Olan giyer, olmayan giymez.
Utanmadan bir de çocuklara öğle yemeği için harçlık veriyorsunuzdur. Büyük terbiyesizlik… Hatta evde yemek yiyor olmanız da ciddi bir hata. Aç gezeceksiniz. Harcamadığınız parayı da tasarruf edeceksiniz. Siz beceremediğiniz için, iktidar asgari ücretinizden zorunla BES kesintisi yapmak zorunda kaldı Yılbaşında uygulamaya geçecek.
Sanırım bizlerle dalga geçiyorlar. Mehmet Şimşek’in önce tasarruf kelimesinin anlamına sözlükten bakması gerekiyor. Kaba tarifiyle tüm ihtiyaçları giderdikten, insanı koşullarda yaşadıktan sonra gelirin arta kalan kısmıdır tasarruf. Artmıyor ki… Bırakın artmayı yetmiyor ki. Aşırı borçlanmada bunun en açık kanıtı.
Bu sistemin sarhoşluğuna kapılmış, dengesiz ve bilinçsiz harcama yapan küçük bir kesimi gösterip, işin içinden sıyrılmayın. Herkes evladının ekmeğinin derdinde… Memleketin kaynakları bazı şeyleri düzeltmeye yetmeyebilir. Ne de olsa geçilmeyen köprülere para ödemek, vatandaşın aç gezmesinden daha önemli.
Ama bir de üzerine fütursuzluk yapıp, bunu doğal göstermek, bir adım ileri gidip bir de dalga geçer gibi, kenara yeterince para atılmadığını söylemek artık terbiye sınırlarını aşıyor. İnsaf…
Çetin Ünsalan