Kaderin cilvesine bakın! Türkiye aşkı ile Vatan Partisi saflarına katıldım. Parti üyeleri ve yöneticileri teveccüh göstererek bendenizi İstanbul 2’nci bölgeden milletvekili adayı gösterdiler. Ama kader ağlarını örmekteydi. Bir de ne göreyim: CHP karşıma hem de birinci sıradan çok dişli (!) bir aday çıkardı: Ermeni asıllı Selina Özuzun Doğan! Hayırlı ve uğurlu olsun! Selina Hanımefendi’ye engin başarılar diliyorum.
Şimdi ise Selina Hanım’ın kendi sesi ile gündeme getirdiği uzman (!) görüşlerine göz atalım:
Ermenistan ile sınır kapısı bir an önce açılsın!
100’üncü yılında da Ermeni mağduriyeti devam ediyor. (Hanımefendi Ermeni yalanlarını savunuyor! S.P.)
Fener Patrikhanesi’nin tüzel kişiliği kabul edilsin!
Şimdi de bu radikal, tabuları yıkan (!), cesur (!) hareketin sonunun nereye çıkacağını kestiremediklerini düşündüğüm yeni CHP’yi bazı konularda aydınlatmak istiyorum.
Ermenistan Parlamento’su 1983 yılında aldığı bir kararla Türkiye-Ermenistan sınırını belirleyen 1921 tarihli Kars Antlaşması’nı tek taraflı olarak feshetmiştir. Türkiye ile sınır anlaşması imzalamayı kabul etmemektedir.
Ermenistan Parlamentosu’nun 1990 tarihli Bağımsızlık Bildirgesi’nde Doğu Anadolu bölgemiz için “Batı Ermenistan” tabiri kullanılmaktadır.
Ermenistan Anayasası’nda tasvir edilen devlet sembolünde Ağrı Dağı da yer almaktadır.
Ermenistan hâlihazırda, BM kararlarının bütünüyle hilafına olarak Dağlık Karabağ’da dâhil olmak üzere Azerbaycan topraklarının yüzde 20’sini işgal altında bulundurmaktadır. Hocalı katliamı hâlâ kanayan bir yaradır…
Soykırım yalanının bu ülke için “3T” ile ifade edilen üç hedefi vardır: “Tanıma, Tazminat, Toprak!”
Fener Patrikhanesi’nin statüsü Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgesi olan Lozan Antlaşması ile belirlenmiştir. Bu statüye saldırı, Lozan’a, dolayısıyla Türkiye’ye saldırıdır.
Yeni CHP’nin seçkin (!) kadrolarına yol da göstereyim! Eski milletvekilleri Onur Öymen’in kapısını çalarlarsa, bilge diplomat ve devlet adamı Öymen, bu konuları kendilerine bir bir anlatır… Not almayı da unutmasınlar…
Kendimden şüphe etmeye başladım. Kafam karmakarışık! Ben Türkiye’de mi yoksa Patagonya’da mı seçime giriyorum. Sakın yanlış anlaşılmasın! Kişileri kastetmiyorum. Kendi sesleri ile ayan beyan ortaya koydukları fikirleri beni uzun uzun düşündürüyor. Aklım havsalam almıyor! Ülkemiz işgal edildi de benim mi haberim olmadı!
Yeni CHP, eğer Ermeni soykırım iddialarını destekliyorsa, bunu ortaya çıkıp mertçe söylesin! Joker kullanmanın ne gereği var! Lozan’ın miladının dolduğunu düşünüyorlarsa, bunu da aslanlar gibi dillendirebilirler! Kimden çekiniyorlar? Arkaları sağlam değil mi? Kardeşim demokrasi var, fikir özgürlüğü var! Kimse 1930’larda kalmak zorunda değil!
Dersimli’den, 705’den, Hüseyin Aygün’den, Mehmet Bekaroğlu’ndan, ondan, şundan, bundan sonra şimdi de karşımıza Selina Hanımefendi çıktı. Aslında itiraf etmeliyim ki yeni CHP’ye çok yakıştı! Kıskananlar çatlasın! Tencere kapak misali!
İşte böyle bir seçim! Bir tarafta antiemperyalist ve Kemalist Amiral Soner Polat, diğer tarafta Ermeni ve Patrikhane avukatı Selina Hanım! Bir köşede ülkenin yüksek menfaatleri, diğer tarafta emperyalizmin Truva atları! Kader utansın! Herhalde siz de benim gibi düşünüyorsunuz. AKP bile bu kadarını yapmazdı!
Ekmelettin İhsanoğlu’nu bize kakalamaya çalışan yeni CHP’nin anlı şanlı çok okunan yazarları, bakalım bu kez nasıl bir kılıf bulacaksınız? Selina Hanımı cilalama, ambalajlama ve uçurma stratejilerinizi gözden geçirmeye başladınız mı?
Ancak, hiç kimse heveslenmesin! Rüya da görmesin! Hayaller güzel olmasına güzeldir de hayat gerçeklerle devam eder. Vatan Parti’sinin olduğu yerde, kimse bu büyük millete ne Ermeni yalanlarını kabul ettirebilir ne de Lozan’ın kılına dokunabilir! Hodri meydan!
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr