Türkiye’de reel sektör çok ciddi bir sıkıntı yaşıyor. Buna karşılık bu kesimi temsil eden oda, borsa, dernek gibi kuruluşların yöneticileri sürekli çıkıp, her şeyin yolunda olduğunu anlatıyor.
Ortada çok büyük bir ikiyüzlülük ve samimiyetsizlik var. İnsanlar iş yapamıyor; işçilik ücretlerini, vergilerini, primlerini yatıramıyor; yaptığı işin tahsilâtını gerçekleştiremiyor; ama bunları temsil eden meslek örgütü yetkilileri sürekli bir yukarıya yaranma kaygısı içerisinde.
Oysa sahaya çıktığınızda hiç de hoş sinyaller gelmiyor. Klasik bir devekuşu sendromu içerisinde, insanlar aralarında bu işin içinden nasıl çıkacaklarını bilemediklerini konuşuyorlar; ama meslek örgütü yöneticilerine bakarsanız, Türkiye’de çarklar işlemeye devam ediyor.
Adama sorarlar: Siz kimin temsilcisisiniz? Kimin sesi olmak, durumu anlatmak, çözüm önerileri üretmek adına seçildiniz? Gerçi bir ülkede Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı bir derneği karamsarlık pompalamama konusunda uyarıyorsa, ama aynı Başbakan Yardımcısı bir gün önce cari açık / milli gelir dengesinin sürdürülebilir olmaktan çıktığını itiraf ediyorsa, kime neyi anlatacaksınız?
Hem bugüne kadar yapılan yanlışların sorumluluğundan kaçacaksınız; hem insanların sıkıntılarını dile getirmesini engelleyeceksiniz; hem çaresizliğinizi sergileyeceksiniz; hem de tavsiyelerde bulunacaksınız. Ne güzel dünya…
Bir çocuk bile evdeki vazoyu kırdığında mahcubiyet yaşarken, ekonomi yönetimindeki bu pişkin tavır, doğrusu anlaşılır gibi değil. Beştepe’nin danışmanları iktidara, iktidar dernek ve odalara, onlar da üyelerine tavsiyede (!) bulunup, topluca bir üç maymun faaliyeti talebindeler.
Aradakilerin etkisizliğini görünce, buradan danışmanları da aşıp en tepeye sesleniyorum. Durum size anlatıldığı gibi değil. Aşağıda çok büyük bir yangın var ve haklı bir homurdanma yükseliyor. Çünkü insanların geldiği nokta, bıçağın kemiği deldiği yerin ötesi.
Madem esnaflıktan gelmesiniz şimdi ne demek istediğimi anlayacaksınız. Millet işsizlikten oynadığı tavlayı kırıp, sobada yakacak diye kullanmaya başladı. Birileri döviz, faiz ve borsa spekülasyonu yapıp, para kazanacak diye milyonlar feda ediliyor. Bunun adresini de yurtdışında aramayın.
Velev ki inanmayabilirsiniz. Önerim şu: İşlerin iyi olduğunu söyleyen herkesin Maliye incelemesine tabi tutulmasını tavsiye edip, vergi kaçırılıp kaçırılmadığını kontrol etmelerini isteyin. Bakalım ne sonuç çıkacak? Madem işler iyi, bakılsın ne kadar vergi veriyorlar?
Ya da gerçeği saptırmaktan vazgeçsinler. Ekonomide iyimserlik ve kötümserlik, finans jargonuyla hayatımıza girmiş büyük bir palavradır. Ekonomide gerçekçi olmak, gereğini yapmak, sonra da insanların olumlu bir biçimde sonuç almasını ummasını bekleyebilirsiniz. Gerisi sadece her anı kıymetli zamanı boşa harcamaktır.
Çetin Ünsalan