"2020 yılında Çin, küresel COVID-19 salgınının etkilerinin üstesinden gelerek dünyanın en büyük ekonomileri arasında pozitif büyüme sağlayan birinci ülke oldu. Çin'in küresel salgınla savaştaki çabaları ve etkinliğine dair yorumunuz nedir?”
Bu, yakın geçmişte İsviçre Komünist Partisi'nin Locarno merkezini ziyaret eden Çin Halk Cumhuriyeti devlet televizyonu CCTV muhabirinin tarafıma yönelttiği soruydu.
İkirciklenmeksizin şu yanıtı verdim; Çin atik davrandı ve sağlık alanında daima uluslararası işbirliğini öznedirmeye çabaladı. Avrupa'da, tek tek ülkeler sınırlarında maskeleri çalarken Çin maskeyi en çok zorluk çeken ülkelere ücretsiz gönderdi, tıbbi ve bilimsel personel düzeyinde işbirliğini etkin biçimde özendirdi. Ancak Çin küresel salgına bu kadar başarıyla dayandıysa bunu sağlayan üç ana etmen vardır:
1) Farklı bölgelerdeki Asya ülkelerin, etnik parçacılığın ve egoizmin karşısında dayanışmayı egemen kılması. Ulusal birliği toprak bütünlüğü olarak anladığından milli birliği güçlendirebilmiş olan Çin Komünist Partisi bunu etnik unsurlar arasında milliyetçilik ve sinofili üzerinden değil de halk cumhuriyetini güçlendiren etnik unsurları birleştiren sosyalist ve cumhuriyetçi ilkeleri yurtseverlikle tanımlayarak başardı. Ve bu, kırmızı alarmın sağlık alanında çalmasından önce başarmıştı.
2) Çin Komünist Partisi'nin saygınlığı sonucunda hükümetin yönlendirmelerini halkın disiplin içinde izlemesinden daha ötesinde siyasi önderlerin seçiminde liyakata dayalı bir titizlik gösterilmesi. Bu aynı zamanda öncü partinin bölgesel ve kitlesel köklenmesini de açıkça göstermektedir. Partinin saygınlığı bürokrasi ve otoriterlikle değil, halk kitlelerinin yönelimlerini anlamak için bilimsel bir kitle çizgisiyle inşa edilmiştir. Artık halka erişemeyen dünyadaki birçok komünist parti, 'öncü' kavramını 'seçkin' kavramından ayırt eden Çinli komünistler, örnek almalıdır.
3) Belki de en önemlisi: Planlı Ekonomi! Batı'da kâr derdinde olanlar devletler değil de çok uluslu şirketlerse de Çin'de özel girişim devletin hizmetindedir ve Çin Komünist Partisi bünyesinde yapılıp olgunlaştırılan beş yıllık plana uymak zorundadır. Bu örneğin küresel salgınla başa çıkmak için hızla yeni bir hastane inşa etmeye olanak verdi. Bu, ülkenin ekonomik kaynaklarını, temel olarak kabul edilen sektörler ve benzeri üzerinde gecikmeden yönlendirmeyi mümkün kıldı. Bu, serbest piyasa tarafından yönetilen bir ülkenin yapısal olarak başaramayacağı bir durumdur. İsviçre'de örneğin özel hastaneler bugünlerde hükümeti, kendilerine yeterince COVID hastası sağlayarak yeteri kadar kâr etmelerini sağlamadığı için mahkemeye vermektedir: bu saçmalığın da gösterdiği üzere sosyalizm, her şeyin ticaretinin yapılabildiği liberal sistemden etik açıdan üstündür.
Tüm bunlar, yalnızca ülkesindeki üretici güçleri geliştirdiği ve işçilerin ve köylülerin yaşam düzeylerini büyük ölçüde arttırdığı için değil, aynı zamanda yeni İpek Yolu ile diğer uluslara sunduğu için de büyük olan Çin'in dev ekonomik ve teknolojik gelişimi bağlamına da uygun düşmektedir.