Abdürrahim Albayrak’ın öncülük ettiği Galatasaray futbol takımının Kaç-ak Saray’ı ziyareti bu topraklara bağlı Galatasaray taraftarlarını gönülden yaraladı. Tepkili Galatasaraylılar Anıtkabir’e akın ederek Ataları ile kucaklaştı. Aydınlık ve Ulusal Kanal bu konu ile ilgili çok güzel haberler yaptı.
Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş kulüplerinin Türk milletinin kalbinde çok ayrı ve müstesna bir yeri vardır. Bu güzide takımlarımız bir semt takımı olarak ortaya çıkmış ama bulundukları İstanbul kentinin de dışına çıkarak tüm Türkiye’ye mal olmuşlardır.
Gaziantep’teki yağız delikanlı görünürde Gaziantepsporlu olabilir ama belki de daha çok Fenerbahçelidir. Mersin’e yolunuz düşürse, deniz kıyısında belediyenin yaptırdığı Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray parklarını mutlaka ziyaret edin! Hepsi birbirinden güzeldir! Mersin’de görevliyken Mersin Büyükşehir Belediyesi takımının Beşiktaş ile yaptığı basketbol maçını izliyordum. Belediye Kulübü’nün yöneticisi ile yan yana oturuyorduk. Beşiktaş basketleri attıkça içten içe seviniyor ama bu coşkusunu çevresinden gizlemeye çalışıyordu!
Üç büyük kulüp bu ülkenin ciddi bir incelemeyi hak eden sosyo kültürel gerçeğidir. Hayatımızın tadı, tuzu, lezzeti, hafta sonlarımızın keyif kaynağıdır. Bakanları bile kimsenin tanımadığı ülkemizde, futbolcuları bir kenara bırakalım, kulüplerimizin başkan ve öne çıkan yöneticilerini hemen herkes tanır. Üç büyük kulübümüz, yıllar içinde bu özel nitelikleri ile siyaset dışı ve siyaset üstü kurumlar olarak hayatımızın parçası olmuşlardır. Siyaset kurumu toplum nezdinde itibar görmezken, kulüplerimiz halkımızın olağanüstü bir ilgi ve sevgisine mazhar olmuştur.
AKP en güçlü olduğu, üst üste seçimler kazandığı bir dönemde, bütün gücü ile yüklenmesine rağmen Fenerbahçe başkanlık seçimini etkileyememiştir. Başkan Aziz Yıldırım, karşısındaki adayı tarihi bir farkla ezip geçmiştir. Bu durum tek başına bile “kulüplerimizin siyasetin dışında durma isteğinin” bir tezahürüdür.
Halkımız da kulüplerimizin siyaset mekanizmasının bütünüyle dışında olmasını arzu eder! Geçmiş dönemde Galatasaray Başkanı Alp Yalman, DYP listesinden ve anlaşılmaz bir şekilde arka sıralardan milletvekilliği yarışına girmiş ve seçilememişti. Bir Galatasaray başkanının böyle bir işe soyunması ve Galatasaray Başkanlığı gibi yüce bir makamın, aday sırasının sonuna konulması Galatasaray taraftarlarında büyük bir hoşnutsuzluk yaratmıştı. Alp Yalman, o günden itibaren bir daha Galatasaray’da eski havası ve saygınlığını bulamadı.Çok uygun koşullarda girdiği Galatasaray’daki son başkanlık yarışını da kaybetti.
Bunları söyledikten sonra Galatasaray futbol takımının ziyaretini her türlü ön yargıdan arınarak nesnel olarak irdelemeye çalışalım: Bir futbol takımının Anayasa gereği siyaset dışı ve tarafsız olması gereken ve devleti temsil eden Cumhurbaşkanı’nı ziyaret etmesi son kerte olağandır.Ancak, acaba uygun koşullar oluşmuş mudur? Anayasamızın ilgili maddesini hatırlayalım.
Anayasamızın 103. Maddesine göre, Cumhurbaşkanı göreve başlarken TBMM önündeaşağıdakişekilde andiçer:
"Cumhurbaşkanı sıfatıyla,
(1) Devletin varlığı ve bağımsızlığını,
(2) Vatanın ve milletin bölünmez bütünlüğünü,
(3) Milletin kayıtsız şartsız egemenliğini koruyacağıma,
(4) Anayasa, (5) Hukukun üstünlüğüne, (6) Demokrasiye, (7) Atatürk ilke ve inkılaplarına,(8) Laik Cumhuriyet ilkelerine bağlı kalacağıma,
(9) Milletin huzur ve refahı, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde
(10) Herkesin insan haklarından ve (11) Temel hürriyetten yararlanması ülküsünden ayrılmayacağıma,
(12) T.C.nin şan ve şerefini korumak, (13) Yükseltmek ve (14) Üzerime aldığım görevi tarafsızlıkla yerine getirmek için bütün gücümle çalışacağıma, büyük Türk milleti ve tarih huzurunda namusum ve şerefim üzerine andiçerim."(Açık ve anlaşılır olması için numaralandırma ve ayrımlar tarafımdan yapılmıştır. S.P.)
Anayasa’nın amir hükümlerinegöre durum ortadayken ziyaretin yapılması olağan karşılansa bile, ziyaret sonu yapılan aşağıdaki açıklamalar siyasette taraf olmak ya da bir tarafa açıkça destek vermek anlamına gelmez mi?“Saray ile ilgili yapılan konuşmaların kıskançlık olduğunu düşünüyorum. Hatta bazı yabancı oyuncularımız köşkügördükten sonra Türk vatandaşı olmaya karar verdi!”
Galatasaray yönetimi kabul etse de etmese de, olgularla baktığımızda yapılan ziyaretin fıtratında siyasi bir yön bulunduğu aşikârdır. Yönetimin şu soruya vereceği bir cevap var mıdır? Ziyaret sonrasında, hangi yabancı oyuncular Türk vatandaşı olmaya karar vermiştir? WesleySneijder mi, FelipeMelo mu?
Abdürrahim Albayrak neticede bir iş adamıdır. Son dönemlerde AKP’ye yakın iş adamları ve artistlerin korunup kollandığına dair basında haberlere rastlanmaktadır. Bizim böyle bir iddiamız yok ama Albayrak, Galatasaray’ı kullanarak kendi özel çıkarlarının peşinde olamaz mı?
Galatasaray bir yol arifesindedir. Ya “Başarıya giden yolda her şey mubahtır!” diyerek NiccoloMachiavelli’yi(1469-1527) günümüze taşıyarak ilke ve değerlerini belediyenin çöp kamyonlarına teslim edecek ya da “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür!” öncülerinin yaktığı ateşin peşinden gidecektir. Bir tarafta Atatürk’ün düşüncelerini ateşleyen Tevfik Fikret (1867-1915), diğer tarafta Abdürrahman Albayrak! Tercih, Galatasaray ve Galatasaraylılarındır…
Galatasaray yozlaşan günlük siyasetin mezesi olamaz! Galatasaray güncel siyaset de taraf da olamaz! Galatasaray, eğer mutlaka taraf olacaksa, Cumhuriyet’in ve Atatürk’ün tarafında olmalıdır!
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr