Makedonya Devleti kendine yeni bir isim vermek için vatandaşlarını sandığa çağırdı. Tarihin tanık olduğu en ilginç referandumlardan birisine şahit olduk. Bir millet, ABD ve AB’nin baskısı ile ismini, yani bütün değerlerinin ortak paydasını satmak için oy vermeye davet edildi. Makedonya gidecek, yerine “Kuzey Makedonya” gelecekti. Havuç ise NATO ve AB üyeliği oldu. Çünkü Yunanistan, “kabul etmediği Makedonya ismi” nedeniyle her iki ittifaka da Makedonya’nın girişini veto ediyordu.
İSİM TARTIŞMASI NASIL BAŞLADI?
Yugoslavya dağıldıktan sonra1991 yılında Makedonya Devleti kuruldu. Yunanistan NATO’da büyük gürültü kopardı. NATO ara bir çözüm olarak ülkenin ismini, çok garip bir şekilde, “Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya (Former Yugoslav Republic of Macedonia)” olarak kabul etti. Çünkü ABD, başta Rusya olmak üzere Makedonya’yı Avrasya’nın çekim alanından uzak tutmak istiyordu. Emperyalizmin doğduğu topraklar üzerinde kurulu AB ülkeleri de buna kayıtsız şartsız destek verdi.
Onlar da dünyayı işgal etmek ve sömürmek için sahte bir tarih üretmişti. Başlangıçlarını Helen medeniyetine dayandırmıştı. Anadolu medeniyetlerini de Helen’e yamamıştı. Makedon efsanesi Büyük İskender ve babası II. Filip’in Yunan site devletleri ile uzaktan yakından hiçbir bağlantısı yoktu. Ama yine de AB Yunanistan’ın yanında durdu. Sahte tarihin amacı buydu! Kendileri “medeni dünya” olacak, dünyanın geri kalanı ise “vahşi ve barbar” olarak damgalayacaklardı. Vahşi ve barbarlara karşı yapılacak her şey mubahtı! Türkiye, NATO dokümanlarını veto etmedi ama “Türkiye bu devleti anayasal ismi olan Makedonya olarak tanıyor.” şeklinde dip not düştü.
TARİHİ İHANET YA DA SUİKAST!
Makedonya’nın ismini değiştirmesi, hem kendi değerlerine hem de tarihe karşı yapılan bir ihanettir. Yunanistan’a teslim olmak anlamına gelir. Antik Roma’nın Makedonya olarak tanımladığı eyalet Kuzey Yunanistan ve şimdiki Makedonya topraklarını ihtiva ediyordu. Başta Başbakan Zoran Zeev olmak üzere bu işe ön ayak olanların tamamı haindir. Ancak evdeki hesap çarşıya uymamıştır. Oylamaya, kayıtlı seçmenin sadece yüzde 36’sı katılmıştır. Katılanların yüzde 90’ı isim değişikliği lehinde oy kullanmıştır. Bunun fazlaca bir önemi yoktur. Asıl önemli olan, isim değişikliğine “tarihi suikast” diyen Cumhurbaşkanı Gjorge Ivanov’un da katıldığı boykotun etkili olmasıdır. Böylesine önemli bir karar için yüzde 50 katılımın bile sağlanamaması referandumun meşruiyetini ortadan kaldırmıştır. Başbakan Zeev, Parlamento’da soruna çözüm bulmanın yollarını aramaktadır. Sonuç alınmazsa erken seçim kaçınılmaz görülmektedir.
İSİM MÜLKİYET TALEBİDİR
Bir coğrafi yer için resmi ismi dışında başka bir isim dayatma, aslında örtülü ve uzun vadeli bir mülkiyet talebi için atılan ilk adımdır. Türkiye, Türk Boğazları yerine “Bosforus ve Dardanelles” kullanıldığı için onlarca NATO dokümanına onay vermemiştir. Katıldığım bir uluslararası toplantıda Yunanistan, Güney Arnavutluk için “Kuzey Epir” ismini dayattığı için toplantıyı bloke etmiştim.
Türk basını bilerek ya da bilmeyerek bu konuyu Türk milletinden gizlemektedir. İsim tartışmalarının ne anlama geldiğine dair ciddi hiçbir haber, yorum ya da makale yoktur. Bazılarını çılgına döndüren AB ve NATO üyeliği için yapılan oylamayı, fakir ve çilekeş Makedon halkı boykot etmiştir. Makedonya sadece 27 yaşında küçük bir devlettir. Ama verdiği mesaj çok güçlü ve aydınlatıcıdır. Bu aynı zamanda eğer algılayabiliyorsak,bizlere de verilen büyük bir derstir. Tunceli’ye “Dersim” demesine, Bitlis’in Güroymak ilçesini “Norşin” olarak dillendirmesine rağmen tepemize çıkardığımız insanları bizlere hatırlatmaktadır. Amed SFK’yı tescil eden Futbol Federasyonu hâlâ başımızdadır.
TARİHİ YOKSA ÜLKE DE YOKTUR!
Ülkelerin asıl güç kaynağı tarihidir. Eğer burada bir boşluk varsa hiçbir şey bu boşluğu dolduramaz. “Yenilmeyenler”, William Faulkner’ın (1897-1962) ünlü eseridir. Amerikan iç savaşını Güneyli gözüyle anlatır... Yazar isyan eden köleleri şöyle tasvir eder: “Peşinden gittikleri, akıl dışı bir vehim, bir düş, anlamaları olanaksız parlak bir gelecek umuduydu. Anlamaları olanaksızdı, çünkü geçmişten gelen köklü gelenekleri olmadığı gibi, aralarında yaşlıların bile bırakacağımız şudur!” diyebilecekleri hiçbir şey yoktu!
Geçmişi olmayanın geleceği de olmaz! Makedonya açısından baktığımızda, gövdeyi bırakıp parçayı isim olarak almak sonun başlangıcı olur. Gerçekçi olalım. AB kendisi himmete muhtaç bir dededir. Almanya dışında bütün ülkeler ekonomik olarak kaybetmiştir. NATO ise Makedonya’nın dertsiz başına iş açar. ABD-Rusya/Çin arasında sıkışıp kalır!
Amiral Soner Polat
ulusal.com.tr