Seçim yapıldı ve seçim öncesinin ‘halk kahramanları’ (!) yine gerçek gündemlerine döndüler. Ne aybaşında kirasını ödeyemeyen insanlar; ne işsiz gençler, ne emeklilikte yaşa takılanlar ne de adım adım yaklaşan ekonomik kriz gündemlerinde…
Meclis Başkanı adayları belli oldu. Her parti adayını ortaya koydu; şimdi AKP’nin istişarelerinin ne sonuç vereceği ve hangi ismin öne çıkacağı konuşuluyor.
Bu arada; küresel ticarette büyüme geçen yıl ile mukayese edildiğinde ihracat yüzde 2,1’den yüzde 0,4’e, ithalat da yüzde 1,5’tan 0,9’a geriledi. Dünya pazarındaki daralma ise üreticiyi kara kara düşündürüyor.
Baykal, Meclis Başkanı olarak kendi isminde uzlaşılmasının koalisyon oluşumunun önünü açacak bir gösterge olacağını belirtti.
Bu arada yılın ilk dört ayında bireysel kredi ve kredi kartı borcunu ödemeyenlerden yasal takibe girenlerin sayısı 624 bin kişiye yükseldi. Bu geçen yılın aynı dönemine göre bireysel kredide yüzde 5, kredi kartında yüzde 17 artış anlamına geliyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan mesaj yolladı: Anayasal sınırlarımın içinde kalacağım. Ne olur tartıştığımız şeye bakın? Bir esnafın artık terazinin kefesinde hile yapmayacağım demesi gibi bir şey. Ama flaş gelişme olarak sunuluyor.
Bu arada süt üreticileri sanayicilerle anlaşamadı ve süt krizi kapıda… Turizm sektörü kan ağlıyor. İktidarın tüm ümitlerini bağladığı konut satışları dip yaptı. Bağlarda don ve dolu rekolteyi vuracak.
İş cinayetlerine yine asansör üzerinden bir yenisi eklendi. Sanayicinin beklenti anketinde kötümserlik son dönemlerin rekorunu kırdı. Vatandaş çarşı pazardaki fiyatlara yetişemez oldu. Teog sınavının sonuçları açıklanamadı. Bursa’da hakkını arayan işçilerin 80’i uzlaşının ardından kapının önüne konuldu.
MHP HDP’ye, HDP AKP’ye giydirmeye devam etti. CHP son bir umut iktidar olmanın yolunu aramakla meşgul. Koalisyon için bakanlık ayırma hazırlığı başladı.
Bu arada Türkiye’nin SGK yüzsüzlerinin çoğu belediyeler çıktı. Sosyal yardımların kesilmesi de gelecekteki en önemli konu. Reel piyasalarda kimse kimseye ödemeye yapamıyor; kimse alacağını tahsil edemediği gibi, borcunun gereğini de yerine getiremiyor.
Piyasalarda bilhassa son 8 aydır yaprak kıpırdamıyor. Sanayici faaliyet dışı kârlarla ayakta durmaya çalışıyor. Dolara basmak için elde avuçta ne varsa tüketiliyor. Vatandaş bile doların artmasıyla başına neler gelebileceğini konuşuyor.
Ama Türkiye’de Meclis Başkanlığı seçiminde hangi koalisyonun izlerinin taşınacağını tartışılıyor. İşsizi çaresiz, çalışanı maaşsız, esnafı siftahsız, sanayicisi pazarsız, emeklisi geçimsiz, köylüsü perişan…
Ama Meclis yeminle birlikte kendi gündeminde... Bir kez daha anlaşılıyor ki biz vatandaş olarak bu siyasilerle bir türlü aynı dünyaların insanı olamadık. Sonra da sitem ediyorlar: Siyasetçiye niye güvenmiyorsunuz? Yanıtını siz verin; acaba neden?