En büyük sorun koltuk mu?

Çetin Ünsalan Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Seçim oldu; biri koltuk kaptı. İkisi koltuğu korumaya çalışıyor. Diğeri bebek katiline koltuk kapma uğraşında, dışarıdakiler yutkunuyor. Parmak vekilleri yeni kabine için koltuk peşine düştü. Aldığımız ceylan derisi koltuklar da kâfi gelmedi. Şimdi oturduk; memleketçe Başbakanlık koltuğuna kim oturacak diye tartışıyoruz.

Sizce de bizim daha ciddi sorunlarımız yok mu? Jöleli baş danışman kendi hayalleri içerisinde naralar atarken, borç gırtlağa dayanmış; bütçe dönmüyor; halk işsizlik ve fakirlik içinde; önümüzde de aşılması gereken büyük bir ekonomik sorun var. Dış politika açmazları ve çoğalan terör gruplarını saymıyorum bile…

Aslında gün birileri için iyi başladı. ‘Muzaffer’ edalarıyla atılan manşetler, zeytinciliğin çöktüğü ülkede zeytinyağı misali yorumcular, ortalık vıcık vıcık, dolar gevşemiş; tutulmayacak vaatlerle umutlar (!) saçılıyor etrafa…

Sonra seçim öncesi suskunluğa giren Moody’s Türkiye’ye ait tespitini açıklıyor. Düşük büyüme, faiz ve enflasyon uyarısı yapıyor. Elbette onlar yabancıların parasının peşinde. Yetmiyor; Fitch de cumhurbaşkanlığı seçimlerine rağmen siyasal riskin sürdüğünü belirtiyor. Hadi her şey, yeniden tepe taklak…

12 yıllık rezaletin patronunun seçim kazanmasının kendi ekonomisi açısından nasıl bir getirisi var bilemiyorum ama; anlamı olmayan bir zafer 24 saat bile sürmüyor. Ülkede yangın varsa; kimin nerede oturduğu çok mu önemli? Bu vatandaşın hayatında nasıl bir etki yapacak?

Dünya ekonomik kaosa giderken, biz yamalı pantolon artık yama tutmazken, herkes güvenli liman peşinde koşarken, su alan gemiyi açık denizlere sürmek isteyenlerin sevinç çığlıkları attığı, diğerlerinin de derbi kazanmış ya da kaybetmiş gibi kendi sorunlarına yabancılaştığı bu ülkeyi anlamak gerçekten çok zor.

Eğer problem koltuk ile bitiyorsa, gönderelim herkesin evine mobilyacılar çarşısından birer koltuk sorun bitsin. Ama durumun artık şakaya gelir tarafı kalmadı. Türkiye’de vatandaşın silkinip kendine gelmesi ve cennetten arsa satışının, cennete gitmeye değil, cebindeki parayı kaptırmaya yaradığını görmesi lazım.

Normalde bu kredi derecelendirme kuruluşlarının yaklaşımlarını ben de çok iyi niyetli bulmam, ama bu sefer haklılar. Çünkü deniz bitti ve git gide karaya oturmak üzereyiz. Gerçek şu ki; ekonomi çevrilemiyor.

Tam bu aşamada Merkez Bankası’nın yapısında değişiklik sinyalleri veriliyor. Belli ki görevden alma söz konusu olacak. Bunun bir adım sonrasında bu iktidar fütursuzca para basmaya niyetlenecek. Bırakan üç tane adamın nerede oturduğunu; vatandaş olarak kendi gündeminize dönmenin tam sırası…

Tekrar soruyorum? En büyük sorun koltuk mu? Eğer yanıtınız evet ise; müjdeler olsun! Sayısı 17 milyonu aştığı belirtilen ve talimat bekleyen icra dosyaları gündeme geldiğinde, evdeki koltuğu da kaptırabilirsiniz.

Ekonomik suça, ekonomik cezaya güvenmeyin. Bir karambolde sizi taahhüdü ihlalci yapıp; ona da el koyuyorlar. Benden söylemesi… Lütfen sevgili ülkem; kendine gel… Geçtim ‘filler tepişir çimler ezilir’i; fil ordusu geliyor.

ulusalkanal.com.tr

Tüm yazılarını göster