Bizim kuşaktan insanlar çok iyi bilirler. Bir zamanlar ortalığı kasıp kavuran bir kovboy filmi (yapım: 1966) vardı. İyiyi ClintEastwood, kötüyü Lee Van Cleef ve çirkini Eli Wallach oynuyordu. Filmin müthiş müziği dillerden düşmüyordu. Zamanla bu eşsiz melodi filmin de üzerine çıktı! Türkiye, ABD ve IŞİD arasındaki karmaşık ilişki ağını düşününce, nedense bu film aklıma geldi…
ABD kararlı bir şekilde Türkiye’nin IŞİD’le yapılan savaşa müdahil olmasını istiyor.
Peki, emrin olur, olalım!
Askeri harp prensiplerini, coğrafyayı, stratejiyi benden iyi biliyorsun. Coğrafi avantajı ve üstün bir kara gücüne sahip olması nedeniyle Türkiye güney sınırındaki pisliği kısa sürede temizler!
Gireyim oraya, etrafı temizleyeyim, çaresiz insanlar için de bir güvenli bölge tesis edeyim! Bak kardeşim,sevgili stratejik ortağım, hem sen kuvvet tasarrufu yaparsın hem de çubuğunu yakıp televizyonda seyredersin! Üstelik can yoldaşın PYD/PKK, senin ve İsrail’in özel kuvvet mensupları pisipisine kayıp vermez! Bundan iyisi Şam’da kayısı!
Olmaz! Senin hangi koşullar altında savaşacağını ben belirleyeceğim! Ortada derin bir strateji var. Senin aklın bu işlere ermez! Sen zaten meşgulsün! Hükümet bile kuramıyorsun. Belki de seçime gireceksin! Her yerde bomba patlıyor, arka arkaya suikastlar vs. Önce içeriyi bir hallet de!
Şimdi not defterini kap gel! Senin nasıl savaşacağını bir bir anlatacağım:
İncirlik’i IŞİD ile savaşta bana sonuna kadar açacaksın…
Hava sahanı tepe tepe bu maksatla kullanacağım…
Diyarbakır, Batman ve Erhaç havaalanlarını da isterim.
Siz bilmezsiniz, lojistik diye bir şey de var, bir limanı da hazırlayın! Ne olur ne olmaz!
İsterseniz, sizin uçakları da koalisyon hava gücüne katalım ama bir sürü ülke var. Onlara da sormalıyım! Malum Türkiye deyince, biraz şey oluyor!
Bizim operasyon merkezleri var. Oraya karargâh subayları gönderirsiniz, gözlemci niyetine, hem tecrübeleri de artar!
Ama Türkiye içinde polis, jandarma, Allah verdiyse, IŞİD’e karşı operasyon üstüne operasyon yapın! Elinizi tutan mı var?
My dearpartner (Sevgili ortağım), anlayamadım! Ben savaşa giriyor muyum, yoksa girmiyor muyum? Kafa kesen IŞİD Kilis’te askerlerimi şehit etti! Haberim yoktu, deme!
Benim mi haberim olmayacak! Senin elin armut mu topluyor? Sen de adamın kafasına kafasına çak! Üstelik uçakların da var! F-16’ların taş üstünde taş koymaz!
Yani, artık içeri giriyorum!
Galiba söylediklerimi anlamıyorsun! İçeri miçeri giremezsin! Sınırı geçmeden işini göreceksin. !
Nasıl yani? Kovboyculuk mu oynayacağız? O bana atacak, ben ona atacağım, ortada bir çizgi var, yakar top gibi!
Aynen öyle! Ama senin elin ağır! Kodun mu oturtursun! Sen koskoca Türkiye’sin. Sınırın ötesine geçmeye ihtiyacın mı var! Silah gücünle, Hava Kuvvetinle uzun bir menzili rahatlıkla kontrol altında tutarsın!
Peki, IŞİD oradan ağır ağır sıvışınca ne olacak? Tel Abyad’ı unuttun mu? IŞİD pılını pırtısını toplayınca, PYD hemencecik oralara yerleşiveriyor!
Bunlar komplo teorileri! İnsanlık düşmanı IŞİD’i yenmekten daha kutsal bir görev olabilir mi? Demokrasi, insan hakları, özgürlükler, açık toplum, serbest piyasa, kendi kaderini tayin etme hakkı vs. 60 yıldır Batı kulübünde bunları öğrenemedin mi? NATO müttefiki ve stratejik ortağız! Bana güvenmiyor musun? Suriye’nin toprak bütünlüğünü bizden daha kuvvetli savunan başka bir ülke var mı?
Ama Irak için de öyle diyordunuz!
Reel politik diye bir şey var! İyisi mi bu konuları müzakere için heyetler teşkil edelim. Ben hemencecik 40 kişiyi Ankara’ya gönderiyorum. Enine boyuna konuşsunlar!
Gazeteler, televizyonlar flaş haber üzerine kilitlendi! Türk F-16’ları IŞİD mevzilerini yerle bir etti! Hücum sonrası hasar görüntüleri televizyonlarda yayımlanıyor! IŞİD’in kayıpları büyük! Herkes, ABD de mutlu!
Ama aynı yayın organları bir başka flaş haberi de manşetten veriyordu. TSK, hem içeride hem de Kuzey Irak’ta PKK’ya temiz bir sopa çekmeye başladı! Tarihin yaratıcılığı insanların yaptığı ucuz planların üzerine çıkıyordu!
Türkiye yeni bir sayfa mı açıyordu? Bunu da diğer yazıda irdeleyeceğiz.
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr