Atila Aydıntan: Avrupalıların Kalbine Giren Bir Türk

Kemal Cem Yılmaz Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

“Aslında, Atila Aydıntan hakkında çok fazla şey bilmiyorum. Özel hayatın, üniversitede yeri yoktu. Çalışmalarının yörüngesine ait değildi. Konser sanatçılığını erken sonlandırmasına sebep olan sağlığıyla ilgili kader anları da hiç bir zaman konu olmamıştı. O, kendine ait kararlılıkla, kırılmadan, gücünü eğitmeye adadı.

İnternette Atila Aydıntan'dan binlerce kez bahsediliyor, ama orda da fazla bir şey öğrenilemiyor hakkında. Bilgiler daha çok fazlasıyla öğrencileri hakkında ve kendisiyle de ilgili sadece satır aralarında bahsediliyor. Her konserin (Käthe teyzenin Winterthur kasabasındaki dahil olmak üzere) medya tarafından büyük bir uluslararası etkinliğe şişirildiği bir zamanda; nasıl bir anakronizm. Nasıl bir iyilik. Bir müzisyen, bir eğitmen ve her şeyden önce büyük bir başarı ve kalıcılık ile ömür boyu etkin olan bir insan. Ve o bunları hiç sergilemedi; hiç gösteriş yapmadan işinin konuşmasına izin verdi.

Son yolculuğunda ona sayısız eski öğrencisi eşlik etti, hepsi de en derin üzüntü içindeydi. Onlar sadece eski keman hocalarını kaybetmemişti, aynı zamanda asıl değeri her bir öğrencinin daha sonraki bireysel meslek hayatında ortaya çıkan yoldaşlarını kaybetmişlerdi. Sanatsal olarak dik başlı, kararlı ve temelden sistematik bir şekilde çalışma yeteneğinin, o her bir bireyin çok özel yeteneğini duyabilme kabiliyetiyle eşleşmesi, olağanüstüydü. Kendisine has insani sıcaklığıyla her bir öğrenciye, zaman zaman oldukça sıra dışı yolunda eşlik etti.

Bunu şöyle anlatayım, bir nesil öğrencisi arasından, biri NDR-Radiophilharmonie’de (Kuzey Almanya Radyosu Filarmonisi) grup şefi oldu, ikincisi uluslararası aranan bir doğaçlama sanatçısı, üçüncüsü bir performans sanatçısı, dördüncüsü Johan-Strauß-Orkestra’da kemancı, beşincisi dünyaca meşhur Hagen Yaylı Dörtlüsü’nün 2. kemancısı, altıncısı meşhur orkestraların baş şefi oldu, yedincisi ise, Kolisch’i* de kapsayan araştırmalarıyla, müzik bilimi alanında ünlü „Reihe der Musikkonzepte“de (Müzik Konseptleri Dizisi’nde) olağanüstü sonuçlar sergiledi. Öğrenciler arasında bu tarz bir kombinasyon sanırım eşsizdir.

Bir meslektaş olarak “iki kapı arası“ ondan çok şey öğrendim. İşte tam o sanatsal tavizsizlik ile en doğal şekilde insanca ilgilenmenin ve uyanıklığın birleşimi benim için her zaman örnek oldu ve olmaya devam ediyor.

Mizah anlayışı sayesinde cana yakın ancak asla yanlış anlaşılmayacak şekilde yanlış bir gidişatın tam üstüne basmasını sağlayan sivri akıllılığı ve esprileri de asla unutulmayacaktır.

Ben (!) ve hepimiz onun eksikliğini hissediyoruz!

Teşekkür ederim.

Jutta Rübenacker”

Atila Aydıntan’ın Hannover’deki kemancılık ve eğitmencilik hayatı bu kadar özlü bir biçimde daha güzel anlatılamazdı.

Profesör Jutta Rübenacker ve metnin orijinalini kamuoyuyla paylasan Hannover Yüksek Müzik ve Tiyatro Okulu’na (HMTH) teşekkürlerle.

Haftaya Aydıntan’ın yakın dostu ve uzun yıllar meslek arkadaşı olan meşhur orkestra şefi ve orkestra şefliği eğitmeni Prof. Lutz Köhler’in Aydıntan hakkındaki anılarını yazacağım.

Kolisch*: Avusturya/Amerikalı kemancı, 9 yaşında geçirdiği kaza nedeniyle sol eli yerine klavye için sağ elini kullanmaya başlamıştır.

Tüm yazılarını göster