Biliyorum; okurlarımız FED kararlarının analizini bekliyor. Ama o cephede bilinmez bir şey yok. Süreç aynen ve son hızla devam ediyor. Sonuçları da tekrar ediyorum; bizim için hoş bir fotoğraf vermeyecek. Yani sürpriz bir durum söz konusu değil. Bu nedenle ben içe bakmak istedim.
Türkiye’de ‘hayret’ diye karşılanacak sözler ediliyor. Önce taze Başbakan kumar ekonomisinin zararlarından bahsetti, ardından Babacan inşaat sektöründen yakınarak ölçüsüz rant ifadesini kullandı.
Gece yarısı değişiklikleriyle büyük paralar kazananlar varmış. Adama sorarlar: O zaman niye sürekli parmak kaldırıp duruyorsunuz? Bir adım öteye gidelim, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik de ülkedeki iş kazalarından yakınıp, kölelik düzeni olduğunu söyledi.
Bence yakında topluca iktidardan özür dileyeceğiz. Bütün bunların sebebi biz olmalıyız ki, bakanlar, başbakanlar çıkmış yakınıyor. Son olarak da Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce, her önüne gelenin müteahhit olduğundan yakınıp, bununla ilgili yasa hazırlıkları olduğunu açıkladı.
Bak şu Allah’ın işine... Ülkeyi yönetenlerin haberi olmadan (!) neler dönüyor memlekette... Eski Başbakan taze Cumhurbaşkanı da TESK Genel Kurulu’nda ne yaptılarsa esnaf sayesinde yaptıklarını, kredi derecelendirme kuruluşlarıyla bugüne gelmediklerini söyledi.
Bu arada esnafın genel kurulunda esnafın hiçbir sorunu gündeme gelmezken, dünya ekopolitiğiyle ilgili her türlü bilgiyi aldılar. Ülkede bu kadar çok politikacı varken, mizah yapanlar neden halen durumu zorluyorlar, anlamıyorum.
Yakında enkaz edebiyatı yapmaya da başlarlar... Ekonomi dibe vurunca, 62. Hükümet enkaz devraldığını açıklarsa şaşırmayacağım. Hukuk katliamı sonrası, ortağıyla kol kola yürüyüp, her türlü işe birlikte imza atıp, sonra da ‘safmışız’ denilebildiğine göre, bu neden olmasın?
Anlaşılan o ki, memleket saflar tarafından yönetiliyor. Yönetilebiliyor mu, elbette o başka bir tartışma konusu... Ama hiçbir şeyden haberleri yok. Onlar son derece masum, ülkeyi yönetmeye çalışırken, bu işler de kendiliğinden oluvermiş. Üstelik uçan sinekten bile haberdar oldukları ortamda...
Tekrar başa dönersek, şu müteahhitlik meselesine takıldım. Çünkü bakanın yasa hazırlığı açıklamasından sonra, İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu Başkanı Tahir Tellioğlu’ndan bir beyan geldi. Türkiye’de 300 bin müteahhit olduğunu, bunun yüzde 30’unun mesleki yeterliliği olmadığını belirtti. Bu da yaklaşık 90 bin müteahhit eder.
İlk olağan genel kurulunu 2012 yılında yaptığına göre İMKON çok eski bir kuruluş değil. Yeni ekip 3 yıllığına seçildiğine göre, dönelim geri, konfederasyonun kuruluşu 2009 eder. O zaman bunların kim olduğunu da biliyordur. Ama hakkını teslim edelim, federasyon başkanlığından beri Tellioğlu bu soruna dikkat çekiyor.
Fakat şikâyet etmek konfederasyonların, derneklerin, odaların veya bakanların işi değil. Öyle ortaya laf atıp, çekilmek de yok.
Madem yüzde 30’u mesleki yetersizlik özelliği sergiliyor; soru bir: Bugüne dek yapılmış bir soruşturma var mı? Soru iki; kim bunlar, açıklayın. Hoş her şeyi vatandaştan bekleyen, ‘bunun yanıtını da siz verin’ derse şaşırmam. Saflar diyarı...