ABD ve İsrail’e dolaylı hizmet

Soner Polat Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Bazıları hayal dünyasında yaşamayı çok seviyor... Strateji fukarası oldukları için devlet düzeyinde kâr zarar hesabı yapamıyor. Devletin holding ya da süpermarketten farklı dengelere sahip olduğunu anlayamıyor. Akıllar fezada ama ayaklar yere basmıyor!

BATI’NIN ÖNÜNÜ AÇARSAK NE OLUR?

Suriye’de ABD, Fransa ve İngiltere ve de İsrail’in önünü açarak Türkiye’nin çıkarlarını koruyabileceklerini sanıyor. Saddam Hüseyin gittikten sonra Irak’ta ne olduysa, Beşar Esad gittikten sonra aynı gelişmelerin Suriye’de yaşanacağını kestiremiyor. Emperyalizmin bölgedeki ana hedefinin Türkiye, diğer ülkelerin ara hedef olduğunu göremiyor ya da görmek istemiyor. Türkiye ayakta kaldıkça, bölge üzerindeki bütün kirli planların önünde sonunda çökmeye mahkûm olduğunu ve bu gerçeği emperyalizmin çok iyi bildiğini değerlendiremiyor. Batı, Türkiye’yi yanına almadığı takdirde İran konusundaki bütün hesaplarının bozulacağını çok iyi biliyor. Türkiye ayağa kalkınca İslam dünyasının da canlanacağını, ağına düşürdüğü Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Veliaht Prensleri gibi kuklalarla bu gidişatı durduramayacağını görüyor.

BATI ESAD’I DEVİRİRSE NE OLUR?

Soru şudur: “Emperyalizm Beşar Esad’ı devirdiği takdirde yerine koyacağı kişi ya da sistem Türkiye için daha mı hayırlı olacaktır?” Bugün bile Batı ülkelerinin Suriye’ye yaptıkları gizli ziyaretlerde Türkiye’yi kötülediğini biliyoruz. Eğer Batı ve İsrail Esad’ı devirmeyi başarırsa, yerine kimi koyarlarsa koysunlar, yeni iktidarın ilk icraatı Türkiye’ye düşmanlık olur. Yeni düzenin, ilk önce bağımsızlığa doğru yol alacak en az üç bölgeden oluşan gevşek bir konfederalizmi hayata geçireceğini söylemek, herhalde kehanet olmaz! Türkiye, sınırları boyunca, uluslararası güvencelere dayalı yasal PKK konfederal devleti ile baş başa kalır. Batı’nın himayesindeki yeni Suriye devleti, Türkiye’den, askerlerini Suriye’den çekmesini talep eder. Türkiye’nin kâbusu olan terör koridorunu Akdeniz’le buluşturmak isteyenler, kaldıkları yerden oyunu sahnelemeye devam eder...

ABD’NİN BAŞARISI İÇİN DUA EDENLER...

Bu nedenle ABD ve kuyrukları ile İsrail’in Suriye’ye saldırması için dua edenler ya da bu saldırıları alkışlayanlar, en hafif deyimiyle dar görüşlüdür. Atılan füzelerin en az Suriye kadar Türkiye’yi de vurduğunu görebilmek, önünde sonunda bir bilinç sorunudur. Ve maalesef bunu görebilecek bir birikim ufukta görünmüyor. Hükümet yanlısı basın, aynı sayfada bir yandan antiemperyalist masallar anlatırken, öte yandan Esad’ı devirmek için Batı ülkelerini davet ediyor. İsrail’in Suriye’yi vurmasından duyulan memnuniyeti verdikleri haberlerin ruhunda görüyoruz. “İsrail Esed’i vurdu!” türünden haberlerde İsrail’e yönelik en küçük eleştiri bile yok! İnsanın aklına acaba, “Oyun içinde oyun mu var?” sorusu geliyor... Bu yaman çelişkiye Hegel diyalektiği bile çare olamaz. Jeopolitik yasadır: “Yerine istenilen yeni bir düzen koyma gücü yoksa eski düzen bozulmaz!” Çünkü yeni düzeni kuranlar, eski düzeni mumla aratır... Batı ve İsrail ile birlikte Esad’ı devirmek, boğazına yağlı ilmek geçirmekle eşdeğerdir.

Hükümet basını emperyalizmin Türkiye’ye yönelik kirli emellerini görüyor ama atılacak adımlar konusunda kafaların karmakarışık olduğu anlaşılıyor. Eğer Türkiye onların da öngördüğü gibi gerçekten hedefte ise emperyalizmin atacağı ilk adım Türkiye’yi doğal müttefiklerinden uzaklaştırmak olacaktır. Batı, Türkiye ile Rusya ve İran arasında fitne ve fesat tohumları ekmek için elinden geleni yapacaktır. Ayrıca Batı elindeki en büyük kozun Türkiye’nin Suriye saplantısı olduğunu çok iyi biliyor. Stratejisinin omurgasını bu saplantı oluşturuyor. İkinci adım, ekonomik manipülasyonlarla hem iç huzursuzluk çıkarmak hem de savaşın finansmanını zora sokmak olacaktır. Batı yalnız bırakarak köşeye sıkıştıracağı Türkiye’yi siyasi ve ekonomik bir kriz içine düşürerek, direnme gücünü kırmayı planlamaktadır.

Devlet Başkanı Beşar Esad ve Suriye devleti Türkiye için ABD’nin başını çektiği Batı emperyalizmi ve İsrail’den daha mı tehlikelidir? Bu sorudan kaçanlar bilerek ya da bilmeyerek Batı’nın ve İsrail’in işini kolaylaştırıyor...

Amiral Soner Polat

ulusal.com.tr

Tüm yazılarını göster