Foreign Affairs dergisi 29 Haziran 2015 tarihinde ilginç ve dikkat çekici bir makale yayımladı. Dergi, ABD politikalarını belirleyen Dış İlişkiler Konseyi’nin yayın organı! Bu nedenle yazı sıradan bir makalenin çok ötesinde bir anlam taşıyor. ABD’nin resmi politikalarının çerçevesi genellikle bu dergide çiziliyor. Bu makalenin önemli bölümlerini, HDP (PKK) için oy isteyen yazarlar ve PKK’ya oy veren Atatürkçü (!) ve Cumhuriyetçi (!) seçmenler için gündeme getiriyorum:
Son günlerde Türkiye ve Suriye’deki Kürtler çok önemli kazançlar elde etti. Türkiye’dekiler seçim sandığında, Suriye’dekiler muharebe sahnesinde zafer kazandı! Küresel düzeyde sempati kazanan PYD (Suriye’nin PKK kolu), IŞİD denetimindeki Tel Abyad’ı ele geçirdi. HDP tarihsel bir başarı kazanarak Parlamento’ya girdi.
Sınırın iki yakasından bakıldığında, gerçek kazanan PKK’dır. PKK, HDP ve PYD’nin kurucusudur. PKK’nın 30 milyon Kürt’ü (Türkiye, İran, Irak, Suriye) bir Kürt Konfederasyonu’nda birleştirme çabalarında önemli bir mesafe kat edilmiştir.
PKK ile bütünleşen HDP’in Meclis’e girmesi Öcalan’ın Kürt Konfederasyonu’na gidecek yolda önemli bir aşamadır. Ve artık özlemler gerçek oluyor! PKK için gelecek hiçbir zaman bu kadar berrak olmadı!
Öcalan için gerçek bir sıçrama olan Suriye Kürdistan’ı, ileride Türkiye Kürdistan’ı ile konfederal bir yapı altında buluşacaktır. Kobani’de IŞİD’e karşı verilen mücadele Batı dünyasını PKK ve PKK denetimindeki kuruluşlara yaklaştırmıştır.
Batı, Rojava’da (Batı Kürdistan) PYD’ye sıcak yaklaşırken, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan sert bir tavır aldı. Erdoğan, PKK, PYD ve IŞİD’in birbirlerinden farklı olmadığını söyledi.
Kürtler şimdi çığ gibi büyüyen uluslararası destek ve kazandıkları yasal mevziler ile hedeflerine hızla koşuyorlar. Seçim sandıkları şimdi onların ikinci savaş sahnesidir. HDP, seçmenlerinden aldığı desteği sürdürmek istiyorsa, Kürt özerkliği yolunda kendini ispat etmeli!
PYD’in silahlı kanadı olan YPG, başarılı bir askeri harekat ile Tel Abyad’ı ele geçirerk Cizire ve Kobani kantonlarını birleştirdi. PYD’in şimdiki hedefi, Kobani ile Afrin kantonlarını birleştirerek Suriye’deki Kürtlerin coğrafi bütünlüğünü sağlamak!
Bu maksatla YPG, Arap ve Kürtlerin birlikte yaşadığı Cerablus’un ele geçirilmesine yönelik askeri faaliyetleri başlatmıştır. HDP, bu konuda Türk Parlamentosu’nda iç ve dış destek için çaba gösterecektir.
Batı’nın süregelen desteği ile PYD, Cumhurbaşkanı Erdoğan ısrarla karşı çıkmasına rağmen kısa süre içinde Kobani-Afrin kantonlarını birleştirerek Suriye’deki Kürtlerin coğrafi bütünlüğünü sağlayacaktır.
HDP Kürtlerin özerkliği için etkinliği sürekli artan meşru bir kuvvet durumundadır.
Ankara ile PKK arasındaki ateşkes sürmektedir. Kürtlerin, hayalleri olan geniş bir özerkliğe demokratik yollardan kavuşması giderek daha büyük bir olasılık haline gelmektedir. Türkiye ve Suriye’deki Kürt hedeflerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini göreceğiz ama gelişmeler daha şimdiden Türkiye ve Ortadoğu’nun siyasi haritasını değiştirmiştir. Makalede işte böyle kanımızı donduran ifadeler yer alıyor.
Vatan Partisi, başta Genel Başkanı Doğu Perinçek olmak üzere bütün öncü kadroları ile HDP’nin emperyalist bir proje olarak Meclis’e sokulacağını yazdı, çizdi, söyledi. Milletimizi bu konuda uyarmak için elimizden geleni yaptık. Okudunuz; emperyalistler nasıl ifade ediyorlar: “Seçim sandıkları ikinci savaş sahnesidir!”
Ancak maalesef, güvendiğimiz dağlara bile kar yağdı! “Utanmayın, HDP’ye oy verin!” diyen Aatatürkçü (!) yazarlar bile çıktı! “Tayyip Erdoğan ya da AKP bizim iç meselemizdir. Batı, bu nefreti ülkemizi bölmek için kullanıyor!” dedik, dinletemedik.
Bu zalim iktidar en fazla bizim canımızı yaktı; yıllarımızı zindanlarda geçirdik! Ama duygularımızı değil, ülkemizin birlik ve bütünlüğünü öne çıkardık. PKK’nın Meclis’e sokulmasının geri dönülemeyecek yaralar açacağını anlatmaya çalıştık!
Olanlar oldu. Okudunuz! ABD diyor ki “Türkiye istese de istemese de, PYD Batı’nın desteği ile kısa süre içinde Suriye’deki kantonları birleştirecek. Cerablus’a yönelik askeri faaliyetler başladı bile!” Bunun en açık ifadesi şudur: “Ben seni böleceğim!” Tehlike yakın ve acil! Geçmişi geride bırakalım, bugüne bakalım!
Bu topraklara bağlı tüm yazar ve düşünürleri ve bütün yurtseverleri ABD’nin Kürt (ABD-İsrail) koridoruna karşı çıkmaya davet ediyorum! Lütfen AKP’yi bahane ederek emperyalizmin dümen suyuna girmeyelim!
Amiral Soner Polat
ulusalkanal.com.tr