İzlanda'da umutlar tükenirken

Soner Polat Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

İzlanda, aslında bize güzel bir ders verdi. Deve kuşu gibi kafamızı kuma gömmüş, gözümüzün dışındaki bir organla çevremizde gelişen olayları algılamaya çalışıyorduk.

Türkiye Futbol Federasyonu (TFF), her türlü uygulaması ile futbolumuzun geleceğini karartırken, eyyamcı bir yaklaşımla Milli Takımızdan başarı bekledik!

TFF, dört büyük kulübümüzle de sorunlar yaşarken, onlarla adeta kavga ederken, aldığı kararlarla kulüplerimizin yurt dışı yarışma yeteneğini baltalarken, gereksiz ve zamansız bir şike (!) davası ile futbolumuzu kaosun içine iterken, Milli Takımızdan başarı bekledik!

Lig maçlarımızın kalitesi, Fenerbahçe-Galatasaray Süper Kupa maçında görüldüğü gibi, her geçen gün daha da düşerken, futbol oynama yeteneğimizi yavaş yavaş yitirirken, yıldızlarımıza (!) güvenerek Milli Takımızdan başarı bekledik!

Hiç de hak etmediği şekilde, bir takım bağlantıları ile Milli Takımın başına getirilen, takımı enkaza çevirmesinin ardından, gayrı ahlaki yöntemlerle bir kulübümüzün hocasını ayartarak kurduğumuz Milli Takımdan başarı bekledik!

Futbolun ardındaki gizli güç olan, her koşulda futbolu seven ve izleyen genç ve dinamik kitleleri tehdit olarak görürken, onları çeşitli yöntemlerle fişlemeye çalışırken, Milli Takımımızdan başarı bekledik!

Her türlü milli değerimizi ayaklar altına alırken, ulusal kahramanlarımızın isimlerini statlarımızdan kazırken, hocalara olmayan servetlerimizi aktarırken, oyunculara transfer ücreti gibi primler verirken Milli Takımdan başarı bekledik!

Oyun oynamasını, oyun kurmasını, top çevirmesini bilmeyen, bu nedenle rastgele uzun top atmaktan başka hiçbir özelliği olmayan, orta sahası ve forvetisaklanan, yanlış oyunculardan kurulu, yanlış taktiklerle oynayan Milli Takımdan başarı bekledik!

Bindiği dalı kesen, futbolunu Türkiye’de ve Avrupa’da mahkeme koridorlarına hapseden, alt yapısı resmen çöken, üst yapısını Ali-Cengiz oyunlarına teslim eden Milli Takımdan başarı bekledik!

Takke düştü, kel göründü; rimeller döküldü, gözaltındaki şişlikler ortaya çıktı. Balıkçılar karması İzlanda, milyonlarca avrodan aşağı sözleşmelere imza atmayan anlı şanlı oyunculardan (!) kurulu Milli Takımımızı, sadece yenmedi, adeta sopa çekti. Maç 8-0 sona erebilirdi.

Ülkedeki baskın zihniyet, dünya üçüncüsü olan bir takımı, büyük paralar sarf etmesine rağmen, balıkçılar karşısında aciz ve utanılacak bir duruma düşürdü. Futbolumuzu öldürmek için el birliği ile ne gerekiyorsa yaptık. Sistemden, düzenden, kuraldan, ekip ruhundan yana değil, kişilerden, despotlardan, egemenlerden yana olduk. Tıpkı Şeyh, Şıh örneğinde olduğu gibi, kerameti kendinden menkul kişilerden medet umduk. Onlara rüyalarında bile göremeyecekleri payeler verdik!

Bu hezimetten hepimiz sorumluyuz; hepimiz suçluyuz! Ne ektik ki ne biçecektik! Rüzgâr eken, fırtına biçer! Elin balıkçısına teşekkür etmeliyiz. Ne olup ne olmadığımızı bize açık ve yalın bir şekilde gösterdi. Peki, çözüm nedir? Önümüzdeki maçlara bakacağız!

Amiral Soner Polat

ulusalkanal.com.tr

Tüm yazılarını göster