Türk dilinin gözyaşları! Türkiye ve Türkçe en zeki ve en yiğit evladını kaybetti!

Soner Polat Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Milli birlik ve beraberlik, ancak ve ancak ortak dilin korunup yaşatılması ile sağlanabilir. Bunun başka bir yol ve yöntemi de yoktur. Dil insanın düşünce üreten beyninde dalgalanan bayraktır. Yamalı bir bohça olan ve içinde keskin çelişkiler barındıran Amerikalı göçmenleri millet yapan da kabul ettikleri ortak dil (İngilizce) olmuştur.

Bir millet ağır bir mağlubiyet alabilir; toprakları işgal de edilebilir. Ama dilini koruyabiliyorsa yaşıyor demektir. Dilini kaybetmeye başlayan bir millet en fazla iki nesil görebilir. Üçüncü nesli göremeden dağılır. İşte dünyanın en zeki insanı olan milli gururumuz Oktay Sinanoğlu, bu yalın ve çıplak gerçeği gördüğü için ömrünü Türk dilini koruma ve geliştirmeye adadı.

İngilizceyi İngilizlerden bile daha iyi bilen ve konuşan Oktay Sinanoğlu, yabancı dille eğitim yapan ülkemizdeki saygın (!) üniversite kürsülerinden Türkçe konuştuğu için indirildi. Liseye çevrilen yüksek eğitim ve öğretim kurumlarımızı, kendi deyimi ile evrenkente (üniversite) dönüştürmek için ABD’yi bırakıp ülkesine koştu.

Ülkenin gururu, namusu, şerefi, onuru ve haysiyetiydi. Ama kendisine bütün kapılar kapatıldı. Çünkü emperyalizmin Truva atları olan TBMM’deki partilerin hepsi, efendilerini kızdırmamak için ondan köşe bucak kaçtı. Çünkü Sinanoğlu, Batı’nın kirli yol ve yöntemlerinin ipliğini pazara çıkarmıştı. Bu büyük beyni, bu gerçek dâhiyi küçük komplekslerimiz ve miyop gözlerimiz nedeniyle ülke hizmetine sokamadık. Herkes ve her kesim O’nun devliği karşısında kendi cüceliğinin ortaya çıkacağından korktu.

ABD’de önüne bir teklif getirildi: “ABD vatandaşlığına geç, Nobel Kimya Ödülü’nü al!” Cevabı kısa ve netti: “Ben Türklüğümden gurur duyuyorum; Türk milliyetçisiyim, ülkeme dönüyorum; bu da istifa mektubum!” Hani Türkiye’de milliyetçi olduğunu iddia eden partiler var ya, ismini bile bilmezler!”

Ama dünyada en genç yaşta profesör olan Oktay Sinanoğlu, Türkçe üzerine yazdığı üst üste eserlerle Dil Bayrağımızı zirvelere taşıdı. Artık biz Türkler için Sinanoğlu ölümsüzdür. Türkler ve Türkçe yaşadıkça Sinanoğlu’da yaşayacaktır. O bizler için bir efsanedir; dilimizin kutsal bir tapınağıdır.

Yeni piyasaya çıkan “Türkiye İçin Jeopolitik Rota” adlı kitabımda ülkenin güvenliği ile doğrudan ilişkili olduğu için dil konusuna da değindim. Kısa bir pasaj sunacağım:

Bugün kolej ya da Anadolu Lisesi olarak isimlendirilen İngilizce ve diğer yabancı dillerde eğitim veren okullar, bu ülkenin büyük ayıbı, yüzkarasıdır. Ünlü üniversitelerimizin tamamının İngilizce ders programları uyguladığını söylememe bilmem gerek var mı?

Bir ülke eğitimde ana dilinden iki nedenle vazgeçer: Ya harpte yenilmiştir ve galip devlet zorla dikte etmektedir ya da sömürgedir. Türkiye, bu iki koşula uymadığı halde yabancı dille eğitim yapan dünyadaki tek ülkedir. Bu da ancak, yönetici sınıfın aşağılık duygusu ile açıklanabilir.

Bir gün Ankara’daki bir resepsiyonda Kazakistan askeri ataşesi ile sohbet ediyordum. Söyledikleri hâlâ kulaklarımda çınlıyor: “Kazakistan’ta bir milyondan fazla kişiyi öldürdükten sonra Rusça eğitime geçebildiler!”

Dünyada en genç profesör unvanı alan kişi olan Oktay Sinanoğlu’nun, “ByeBye Türkçe”, “Türk Aynştaynı”, “Büyük Uyanış”, “Hedef Türkiye” gibi eserlerinde bu konular ustalıkla işlenir. Dilini kaybeden bir millet, milliyet, ırk, kavim, ne derseniz deyin, birkaç kuşak sonra sadece topraklarını kaybetmekle kalmaz, tarih sahnesinden silinir gider.

Türkiye’deki Türkçe dil tekelinin kırılması ile ülkenin bölünme sürecine girmesinin koşut olması bir tesadüf olabilir mi? Eğer bir Türk vatandaşı, Taksim’den geçerken gördüğü, “The Marmara” otelinin isminden rahatsızlık duymuyorsa, tehlikeli sularda seyrediyorsunuz demektir.

“The Marmara” ismi, sadece Türkçeye değil, bütün Türk Milletine yapılmış ağır bir hakarettir. Bu hakaret ve benzerlerini algılayamıyorsanız, çanlar sizin için çalmaya başlamıştır. Tedbir almazsanız, Japonya’da karaya oturan tarihi Ertuğrul firkateyninin acı kaderi ile karşılaşırsınız!

Kitabımda naçizane bunları yazmışım. Vatan Partisi işte tüm bu gerçeklerin bilincinde olarak Türkçeye programında geniş bir yer ayırdı. Ülkemizde her şey tepeden tırnağa Türkçe olacak. Türkiye’yi Türkçe ile yeniden buluşturacağız.

Ölümsüz Hocamız Oktay Sinanoğlu: Sizi rahmet, minnet, saygı ve özlemle anarken, manevi huzurunuzda namus ve şeref sözü veriyoruz. Vatan Partisi olarak, Türkçenin bilge kalemi ve büyük ustası Doğu Perinçek önderliğinde dil bayrağımızı arşa ulaştıracağız.

TÜRK DEMEK TÜRKÇE DEMEKTİR, NE MUTLU TÜRK’ÜM DİYENE!

Amiral Soner Polat

ulusalkanal.com.tr

Tüm yazılarını göster