Türkiye’de faiz oranları eski yıllara göre geriledi. Her ne kadar dün 4,5 yılın zirvesine çıkıp gösterge tahvilin bileşik faizi yüzde 11,75 olsa da, eskiye göre rakam bazında az. Fakat borçlu iseniz durum pek öyle olmuyor.
Gelirin giderin çok altında artış kaydettiği ülkemizde, üretimin yıllarca göz ardı edilmiş olması, hamasetten öteye gidilemeyen bakış açısı, ülkede üreteni ürettiğine pişman eder bir noktaya getirdi.
Tüketecekseniz para bol da, iş yapacaksanız emdiğiniz süt burnunuzdan geliyor. Hoş artık tüketim için de paranın bol olmadığı, riskin arttığı bu nedenle de farklı enstrümanların devreye girdiği bir süreçteyiz. Çok fazla rakamlarla boğmayacağım sizi…
Ama bir örnek var ki önümüzde her şeyi özetliyor. Tarla en güzel teminat… Belki üretim yapmak için değil, ama bina dikmek için öyle… Zaten buna güvenen bankalar da çiftçiyi yıllardır sıkıştığı anda, ölümcül şartların altına imza attırarak borçlandırdılar. Ülkede neredeyse ipotekli olmayan traktör ya da tarla yok.
Son örnek Bolu’nun Mudurnu ilçesine bağlı Yeğenderesi köyünden geldi. Sebahattin Çevik, 2009 yılında eşi adına 7 bin 500 TL kredi aldı. Ödemesini yapamadı… Ne kadar olmuştur borcu 5 yılda dersiniz? Tam 78 bin 125 TL… İtiraz edildi, rakam 41 bin TL’ye düştü?
İşte hayatın gerçeği… Hadi yüzde kaç faiz var siz hesap edin. Ziraat Bankası havuza para toplayıp, limitsiz kredilere konu olacağına ya da ORA’daki gibi yandaşa batık kredi vereceğine çiftçi ile ilgilenseydi, çiftçi de özel bankaların pençesine düşmeyecekti.
Bu sırf tarımda mı böyle? Türkiye’deki vatandaş ekonomisinin berbatlığı nedeniyle ihtiyaçtan alınan krediler ya da kredi kartı harcamaların hızla sıkıntılı duruma düştüğü açık. Fakat bankalar bunları da devrediyor varlık yönetim şirketlerine, sicili temizleyip, aynı insanlara bir daha kredi satmanın uğraşısını veriyor.
En ufak bir dalgalanmada verdikleri kredileri vadesinden önce çağırma yoluna gidiyorlar. 2008 krizinde bunun örneklerini, tıpkı 2001’de olduğu gibi çok yaşadık. Peki burada suç kimin?
İktidarın başı faiz lobisi deyip duruyor. Ama 10 yıllık ekonomi politikalarını yol arkadaşlıkları üzerine kurduklarını, hatta kanunlara rağmen finans kesiminin hukuksuzluğuna göz yumduklarını anlatmıyor.
Şimdi kavga mı ediyorlar zannediyorsunuz. Para bitti aşk bitti cinsinden bir sıkıntı söz konusu ama, iktidar halen taviz vermeye devam ediyor. Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Hüseyin Aydın, daha yeni açıkladı bankalar lehine düzenlemelerin yolda olduğunu…
Son tüketici kanunu da elde edilmiş hakları bankalar lehine çevirecek düzenlemelere imza atmadı mı? Buna rağmen TÜİK’e göre Türk Halkı’nın yüzde 54’ü mutlu… Tıpkı faizlerin düşük olduğu kadar gerçek bir tespit bu.
Çünkü bu şartlar altında insana mutlu denmez. Fıkradaki gibi, herkes zil takıp oynuyor diye yorumlanır. Ne demişti bu tavır karşısında padişah: Derhal vergileri düşürün. Yani tehlike sınırı aşmış vaziyette. Elbette gerçekten okumak isteyene…
Çetin Ünsalan