2021 yılında yapılması elzem olup, ülkenin gelişmesine katkı sağlayacağını düşündüğümüz önerilere kısaca değinelim.
Ve özellikle Türkiye tarımsal üretimin durumu ve nerede olması gerektiğini bu yazımızda ele alalım.
Tarımsal üretimde dünyada 7'inci sırada olan ülkemizin sahip olduğu imkânlar göz önüne getirildiğinde olması gereken maalesef bu sırada değildir.
Bir mukayese yapacak olur isek, bizim Konya ilimizin büyüklüğünde olan ve 41.543 km² yüzölçümüne sahip olan Hollanda, 2019 verilerine göre 115 milyar dolarlık tarımsal ihracat yapmıştır. Bu ihracatın %75 de tamamen kendi öz üretimidir.
Ancak Hollanda'dan yaklaşık 19 kat büyük olun Türkiye'nin yıllık tarımsal ürün ihracatı ise 18 milyar dolar civarında bulunuyor.
Ortadaki bu ihracat rakamlarına bakarken, ilginç bir gerçek ve enteresanlıkla karşılaşıyoruz ki o da tarım ürünlerinde yaptığımız ihracat kadar da ithalat gerçekleştiriyor olmamızdır.
Bu da şu demektir: Artık Türkiye tarımsal üretimde örnek ülke değildir.
Artık dünyanın yeniden keşfi için zaman bulma devri çoktan bitti. Gerçekleri önümüze koyarak süratle kendimizde çekidüzen vermeliyiz.
İklimsel değişimin yaşanması ile dünyanın tarıma da bakış acısı değiştiği. Artık geleceğin bir numaralı sektörünün tarım olacağı kesin. Bunun için ilk etap da en azından bir Hollanda olmamız gerekiyor.
Tarımda yaşadığımız ve sağır sultanın bile duyduğu sorunları papağan gibi yine tek tek sıralamaya gerek yok. Bunlar tüm çıplaklığı ile rakamlarla ortada.
Yapmamız gereken, Dünya gerçeklerini görüp, iyi tahlil ederek deve kuşu misali kafamızı soktuğumuz kumdan çıkarmalıyız. Hem de hiç zaman kaybetmeden eylem planını uygulamaya koymalıyız. Bize emanet edilen bu toprakların, gelecekteki sahiplerinin de torunlarımız olduğu bilinci ile hareket etmeliyiz.
Tarımsal üretimle ilgili herkesi; ''Çok çalışıp, çok üretip, çok dış satım yapıp, çok kazanmaya'', Türkiye'nin sahip olduğu tarımsal zenginlikleri en verimli şekilde değerlendirmeye ve sektörde Dünya da bir numara olmaya davet ediyorum.