Turizmde yaz sezonuna girilirken, yine her kafadan bir ses çıkmaya ve kağıt üzerinde çözümlerle, sahadan kopuk yaklaşımlarla sektör üzerine konuşulmaya devam ediliyor. Hatta Bakanlık ülke ülke gezip ‘bize gelin’ demeye başladı.
Meseleyi yaz turizmden ibaret gören, yumurta kapıya gelince çalışmaya başlayan bu yaklaşımı garipsedik mi? Hayır... Çünkü yıllardır turizmi bir sektör olarak konuşmak yerine, her sene sonu cari açık finansmanı için ‘kaç para geldi’ diye gören ve sonra da bir yıl boyunca unutan bir ekonomi yaklaşımımız var.
Hiç unutmuyorum Numan Kurtulmuş’un bakanlığı döneminde ekonomi basını olarak bir araya gelmiştik. Son derece ilginç projeler anlatıldı. Ama başta söylenmesi gereken sonda söylendi: Bütçe yok.
Bu iktidar bir türlü finansmanı düşünülmeyen hiçbir şeyin proje olamayacağını, sadece fikirden ibaret kalacağını, fikri zorladığınızda da zararlara neden olacağını öğrenemedi. Aslında biz vatandaşa finansal okuryazarlık gerektiğini anlatıyoruz ama ekonomi yönetiminin finansal okuryazarlığı sorunluyken, vatandaşı bilinçlendirseniz ne olur?
Tekrar turizm meselesine dönecek olursak, çözümleri ve sorunları nasıl konuştuğumuza da bakmak gerekir. Orada da salt otelcilerden ibaret tutulan bir yaklaşım var. Artık TÜRSAB’ı bile dinlemedikleri açık.
Oysa turizm dediğiniz sahada yaşanır. Dünyanın en iyi otellerinde konaklattığınız insanları otelden çıkartmıyorsanız, çıkarttığınızda da 2 yıldızlı bir sahayla buluşturuyorsanız işin içinden çıkamazsınız. Bu nedenle turizm dediğimizde hediyelik eşya satandan restorana, taksicisinden esnafına kadar her kesimi dikkate almanız gerekir.
İktidar meseleyi sadece otelcilerle konuştuğu için, ben de ortaya konulan bir çözüm önerisini noktasına virgüle dokunmadan kamuoyuyla buluşturmanın doğru olacağını düşündüm.
10 maddelik öneriyi Tarihi Yarımada Girişimci İşadamları Derneği Başkan Vekili Kaan Koç paylaştı. Ben de 10 maddelik çözüm önerisini ilgililerin bilgisine paylaşıyorum.
“ Öncelikle, emekçimizin, çalışanlarımızın Haziran sonuna kadar uzatılan ve adeta holter ekranını pozitife döndüren (şimdilik) KÇÖ desteğinin yıl sonuna kadar muhakkak devam ettirilmesi. Bu, verilmiş değil, hali hazırda hak edilmiş bir hak. Son dakikaya asla bırakılmayacak kadar öncelik taşıyan bir tedbirdir bu.
İstihdamı korumak ve istihdamcıyı yaşatmak öncelik olmalıdır. Turizmde emek sarf eden tüm çalışanlara bankalarda sicil affı getirilmeli ve borçları faizsiz ötelenmeli.
SGK primler ötelenmeli ve bu konudaki teşvik, sektör düzelene kadar sürmeli.
Turizm Katkı Payı, stopaj, KDV gibi ödemelerin alınmaması ya da vergi oranlarında indirim yapılması yoluna gidilmelidir.
Turizme hizmet veren, kiralık otel, yiyecek-içecek işletmelerinin kira ve şartlarında ayrıca mahkemeye rücu eden davalık durumlarda, devlet denetiminde bir düzenleme (mücbir sebep) yapılmalıdır.
Eximbank ve kamu bankaları, turizm işletmelerine düşük faizli işletme kredileri ile can suyu olmalı; bu kredileri verirken şüpheli, sicili bozuk kriteri bir kenara bırakılmalıdır.
İşletmelerin KGF kredisi kullandırılabilir duruma gelmeli, hali hazırda ödemesi gelmiş krediler ötelenmeli.
Likidite sorunu yaşayan sektörün borç ve kredileri muhakkak yapılandırılmalı.
Faturalarımızdaki bir takım katkı payları alınmamalı, 2020 ve 2021 yılları için ve hatta pandemi süresince ödenemeyen elektrik, su, doğalgaz vb. faturalar, ceza uygulanmadan yapılandırılmalıdır.
Uluslararası uçuşların ve sınırlarımızın açılması ile komadan uyanacak ve normalleşecek olan sektörümüz tüm olumsuzlukları çabuk telafi edecek, toparlanacak gücü vardır. Şüphesiz bu salgından en çok etkilenen sektör, turizm sektörüdür. İçinde bulunduğumuz bu zorlu süreçte, sektörümüzün hayatta ve ayakta kalması için tüm imkanlar seferber edilmelidir .”
Tekrar kredi ile borca batırmak gibi katılmadığım noktalar var. Bunun yerine daha kalıcı çözümler bulunması gerektiğini düşünüyorum. Ama dedim ya, içeriğine müdahale etmeden yansıtmak istedim.
Ayrıca dikkatinizi çekerim Kaan Koç komada olmaktan bahsediyor. Yani yetkililer kapı kapı gelmeyecek turistin peşinde koşacaklarına, önce bu sese kulak vermek zorundalar. Çünkü anlaşılan o ki, sektörün misafir karşılayacak dermanı da kalmamış.