Türkiye’de esnaf kesimine özel önem verilmesi gereğine inanıyorum. Bunu da zaman zaman dile getirmişimdir. Fakat bu TESK’in son dönem söylemi gibi, sürekli bir ulufe talebinden öte, yeniden yapılanma ve herkesi iş yapabilir hale sokmak üzerine kurgulanmalı.
İç piyasanın nabzını elinde tutan bu kesim, şu anda büyük bir sorun yumağının içerisinde kıvranıyor. Bu nedenle nefes aldıracak yöntemlere girilmesi önemli. Lakin bunu yaparken de sonrasında daha büyük açmazlar yaşamasına neden olmamak lazım.
Ticari kredi alamadığı için, süreç içinde ihtiyaç kredisi ve kredi batağı haline dönüşen esnafın iş yapabilme kabiliyetini arttırmak lazım. Bunun için de nüfusla doğru orantılı işyeri açılış izinlerini vermek ve sayıları dengelemek gerekir.
Elbette bu uzun uzun anlatabileceğim ve farklı çözüm önerileri de sıralayabileceğim bir konu. Fakat bugün özellikle üzerinde durmak istediğim son teşvik haberi. Kredi kartı borçlularına verilecek kredide kolaylık sağlamayı planlayan ve bunu da hiçbir hesap kitap üzerine kurgulamayan iktidar, şimdi de seçim öncesi esnafa göz kırpıyor.
Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan’ın yaptığı açıklamaya göre sübvansiyon oranı yüzde 20’den yüzde 100’e çıkarılıyor. Açıklamadaki reform, finansman, vergi destekleri gibi başlıklara, planlı ve sonucu hedeflenen bir yol haritası olmak kaydıyla destek veriyorum.
Ama Bakan bu yıl esnafın girişim-risk sermayesi gibi modellerle destekleneceğini açıkladı ki, bunun günlük düşünmekten öte kaygısı olamayan ve ayakta durmaya çalışan bir yapı dikkate alındığında hayata geçmeyeceği açık gözüküyor.
Çünkü bu mali yapı ve iş yapış modeliyle hiçbir risk sermaye şirketi esnafı desteklemez. Bu tip yapılar, ülkede ortak olacak büyük işletme dahi bulmakta güçlük çekiyorlar. Şayet hedeflendiği gibi kooperatif tipi yapılanmalara gidilirse de, zaten küçük bir can suyu ve doğru bir sistemle buna çok ihtiyaç kalmaz.
Belli ki seçim öncesi karanfil dağıtılıyor. Ama açıklanan teşviklere bir detay var ki, beni rahatsız etti. İktidara yakın medya organlarındaki haberin bire bir kopyala yapıştır olduğuna bakılırsa, iş ajanstan çıkmış. Ajansın da Bakan’a rağmen bir beyanatı servis etmesi de güç.
Bu metne ve haberin kullanılış biçimine bakılırsa 2,5 milyon esnafın yüzünü güldürmekten bahsediliyor. Haberin üzerinden 3-4 gün geçip de düzeltme de gelmeyince yazma ihtiyacı hissettim.
Şimdi Bakanlık 2,5 milyon esnafı desteklemekten söz ediyor. İyi güzel de ülkede o kadar esnaf yok. Türkiye Esnaf ve Sanatkarları Konfederasyonu’nun 31 Aralık 2018 tarihli beyan edilen kayıtlarına göre, ülkedeki esnaf sayısı 1 milyon 753 bin 213... İşletme sayısı da bundan 100 bin fazla.
Merak ettiğim konu şu: 2,5 milyon esnafı nereden buldular. Sayının 15 yılda 3 milyon 600 binden bu seviyelere gelmiş olması ayrı bir tartışma ama, bugün için baktığınızda 2,5 milyon esnaf yok.
O zaman soru şu: Geri kalan yaklaşık 750 bir esnaf kim? Bu kişiler esnaf olmadığına göre de hangi gerekçeyle, esnaf başlığı altında desteklenecekler? Bir de bunun yanıtını alalım.