Cumhuriyetimizin 100. yılına dair, AKP'nin farklı konularda ortaya koyduğu plan ve hedefleri var. Bunları okuyor ve izliyoruz. 16 yıllık AKP iktidarının geçmiş siyasetlerine baktığımızda çok da inandırıcı gelmeyen bu hedeflerden biri de tarımla ilgili olanı. İktidarları döneminde ülkenin temel değerleri olan "Türk Milliyetçiliği" ile, "Laiklik" ile, "Asker" ile ve "Mustafa Kemal ATATÜRK" ile uğraşmayıp üretim ekonomisine ve tarıma önem vermiş olsalardı zaten tarımla ilgili olan bu sorunları bugün konuşmuyor olurduk. Tarımın önemli bir kolu olan hayvancılıkla ilgili olan kısmında ise AKP'nin "2023 Hedefi" aşağıda olduğu gibi özetlenmiş. Dünya gazetesi yazarı Ali Ekber Yıldırım'ın haberine göre Tarım Bakanı Fakıbaba'nın Bakanlar Kurulu'na sunumu şöyle:
- Kırmızı et üretimi %45 artırılarak 1.7 milyon tona çıkarılacak
- Et ihtiyacımızın tamamı yerli üretimle karşılanacak.
- Küçükbaş et üretimi ve tüketimi artırılacak.
- Toplam kırmızı et üretiminde %10 olan küçükbaş hayvancılığın payı %25’e,
- Çiğ süt üretimi %24 artırılarak 23 milyon tona,
- Sanayiye giden süt oranı %50’den %70’e,
- Kanatlı eti üretimi %32 artırılarak 2.5 milyon tona çıkarılacak.
Girdi maliyetlerinin günbegün arttığı bir dönemde ithalat sopasını sürekli sırtında hisseden yetiştiricilerin ve besicilerin yavaş ve hatta son zamanlarda daha hızlı bir şekilde üretimden çıktığı ve çıkarken de dişi hayvanlarını da kesime gönderdiği bir ortamda, çiğ süt fiyatlarının yarın ne olacağı belli olmadığı, meraların betonlaşmasına izin verildiği fakat hayvancılığa kullandırılmadığı bir ülkede bu hedeflere nasıl ulaşılacak acaba diye merak etmeden duramıyor insan. Bir de güzel bir söz geliyor insanın aklına: "Sahip olduğun tek alet bir çekiçse her şey bir çivi gibi görünmeye başlar". Serbest piyasa ekonomisini amaç edinen bir anlayışın halkçı bir politika uygulamasını beklemiyorum. Adı üstünde para için her şey serbest, ithal et para kazandır, üreten emekçi ezilsin.
Bakanlığın ithal ettiği etleri A101 ve BİM mağazalarında sattırmaya başlaması da başka konularda tartışmalara sebep oldu. Fakıbaba, 21 Ekim’de Şanlıurfa’da , “Allah’ın izniyle bir haftaya kadar garibanın nasıl ucuza da et yediğini hep beraber göreceğiz” demişti. Bu zihniyet devam ederse üreten çiftçinin, yetiştiricinin nasıl bittiğini de hep beraber göreceğiz. Fakıbaba, temmuz ayının sonunda göreve geldiğinde et ithalatını 3 yıla kadar bitireceklerini de söylemişti. Aile işletmeleri, küçük işletmeler ve yetiştiricilere biraz daha sabır diliyorum. 3 yıl daha dişinizi sıkın.
Beni daha çok rahatsız eden şey toplumun bazı kesimlerinde bu ithal ucuz et kararından memnun olanlar ve "millet ucuz et yesin yahu" diyenlerdir. Sanki etin pahalı olmasının suçu çitçide ya da besicideymiş gibi!? Etin sana pahalı gelmesinin asıl sebebi senin maaşının az olması olmasın sakın?! 1400 TL olan asgari maaşla hangi gıdadan ne kadar alabilip yiyebiliyorsun acaba ithal et savunucusu vatandaşım?
Atalarımız söylemiş; "Elden gelen öğün olmaz, o da zamanında bulunmaz". Bu ithalata dayalı tarım politikası kendi üreticimizi bitirip şehirlere göçe zorlar. Ondan sonra da tam olarak ithalata mahkum oluruz. Tamamen ithalata dayalı karnını doyuran bir ülke ne kadar güçlü ve bağımsız olabilir? Olamaz!
Eti ucuzlatıp garibana et mi yedirmek istiyorsunuz? O zaman asgari ücreti 3 katına çıkararak, Avrupa standartlarına uydurun. Bunu yapmıyorsunuz ya da yapamıyorsunuz, o zaman diğer garibanlar çiftçiler için en azından şunları yapın:
- Örgütlenmeleri için kooperatifleşmenin önündeki yasal, kurumsal ve yapısal düzenlemeleri yapın, örgütlenmelerini özendirin.
- Mazot, gübre, tohum, elektrik gibi girdi maliyetlerini düşürün.
- Betona, hobi bahçelerine verdiğiniz meraları asıl sahiplerine koyunlara, keçilere, sığırlara verin. Bu meraları ıslah edin.
- Çiftçinin kanını emen bankalara dur deyin, bazı holdinglere yaptığınız gibi üreticinin de borçlarını silin.
- Üretici birliklerindeki siyasi oyunları bitirin onları eskisi gibi etkili kılın. (FİSKOBİRLİK ve TARİŞ v.b)
- Kaba Yem üretimini artırın.
- Tarım İl ve İlçe Müdürlüklerini daha etkin kullanın.
- Her şeyden önce çiftçiyi, üreticiyi dinleyin ama dinlemekle kalmayın ihtiyaçlarını karşılayın....
Ucuz etin yahnisi yavan olur derler. Ucuz etle ağzımızın tadını kaçırmayalım. Yiyeceğimiz bu ucuz etlerden sonramasamıza gelecek hesap çok kabarık olacaktır. Ucuz et bize pahalıya mal olur haberiniz olsun.
Cenk Özdemir
ulusal.com.tr