Memlekette olan bitenlere bakıyorum; çok fazla yanlış, hata, saçmalama, zırvalama, iteleme, kakalama, karalama, dolandırma, çalma, çırpma, kandırma, takla attırma…
Şaşırtma…
Şaşıp kalıyorum.
Son numara, köylerde ne var ne yoksa satın alma. Döviz uçup gidiyor ya… Adamın nereden geldiği belirsiz dolarları, euroları var; ev, tarla, zeytinlik pahalılaşıyor; o umursamıyor. Euro, Dolar dayanmış yirmiye (20),arabasının bagajından çıkarıp basıyor parayı alıyor.
Nereden geliyor bu değirmenin suyu?
Kimdir bunlar nereden çıktılar? Kim/kimler adına alıyorlar?
Kimine göre, Araplar, kimine göre İsrailliler, kimi diyor, FETÖCÜLER diğerleri diyor,TEFECİER… Kimi diyor, kara para aklayanlar…
Kimilerine göre yabancılar kanımızla, canımızla kurtardığımız toprakları parayla ele geçiriyorlar; zorla kaldırdığımız kapitülasyonları kibarca, kurnazca geri getiriyorlar. Her yerde ve Bafa’da evler, tarlalar, zeytinlikler satılıyor.Kimisi bir eliyle satın alıp öteki eliyle katlayıp satıyor. Kimisi zeytinlik alıp bir de zeytinyağı fabrikası kuruyor. Şimdi bir de sözde kooperatifler çıktı. Adam Bafalı değil, Bafa kooperatifi kuruyor. Kendisine arazi veriliyor, hibe, kredi, destek veriliyor, Bafa Tabiat Parkı’nın içine fabrika kurma izni veriliyor.Doğa var.Kuş cenneti var. Flora, fauna, tarih hazinesi var. Toprağa iki çapa vurduğunda tarihi mezarlar, eserler çıkıyor.
Umursamıyorlar.
Bafa Gölü haykırıyor, feryat ediyor, yalvarıyor, yakarıyor: BENİ KURTARIN!
1992 yılında gölün ne denli kirli olduğunu anlatan bir film yapmıştım. Adını da, “ÖLÜ GÖL BAFA” koymuştum. O zamandan bu zamana otuz yıl geçti. Çok sular aktı. Akan sular her gün daha da kirlendi. Bir yanda Büyük Menderes’ten gelen öte yanda çaylarla gelen sanayi, hayvan ve ziraat atıkları, çöpler.. Bafa kurtarılmadı. Ölü göl için parmağını kıpırdatan yok… İnleyen göle vuran vurana…
"NE YAPMALI?"
Bafa’daki dernek ve kooperatifler bir araya gelerek, hem bölgeyi temizlemek hem de Bafa’yı ekonomik olarak kalkındırmak için neler yapılması gerektiğini konuştular.
Bafalılar bölgede AB coğrafi işaretli, ödüllü zeytinlerinden kendi zeytinyağlarını üretmek ve zeytinlerini işlemek için bir zeytin işleme tesisi ve zeytinyağı fabrikası kurmak istiyorlar.Bir de temizleme, geri dönüşüm tesisi. Zeytinyağı ve pirina fabrikalarından çıkan atıkları, günden güne gelişen hayvancılığın yarattığı dışkı ve idrarı ve Bafa Gölü’nde günden güne artan kirliliği biyogaz ve gübreye dönüştürecek bir tesis yaparak Bafa Gölü ve çevre mahalleleri temizlemek, ayrıca bölgeyi hem kalkındırmak hem doğayı temizleyip korumak amacındalar.
Toplantıya, Milas Sanayi ve Ticaret Odası (MITSO) meclis Üyesi ve Kent Konseyi Enerji Komisyonu Başkanı ve aynı zamanda kooperatifçilik konusunda uzman Reşat Uygun, konuşmacı olarak davet edildi. Toplantıya Bafa Muhtarı Kerim Tekin, Çamiçi [Bafa] Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı Galip Bölükbaş ve Eski Başkanı Osman Sarı, Bafa Kadın Girişimi Kooperatifi Başkanı Feray Albasan,Bafa ve Çevre Mahalleler Koruma Geliştirme ve Dayanışma Derneği Başkanı Abdullah Gürgün ve bazı üyeler katıldılar.
Toplantının başında Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Eski Başkanı Osman Sarı kooperatifin geçmişi üzerine bilgi verdi. Başkan Galip Bölükbaş da bugünkü çalışmalarını özetleyerek kooperatifin herkese açık olduğunu, yapabileceğimiz her türlü çalışmaya hazır olduklarını belirtti.
Konuşmacıların açıklamalarından sonra Reşat Uygun hem kooperatiflerin nasıl çalışması gerektiğini hem de yapılması istenen çalışmalar için nerelere başvurulabileceğini, nerelerden destek istenebileceğini anlattı. 2 Eylül 2022 tarihine dek ön hazırlıkların yapılmasını, ilk elde Mustafa Keser sorumluluğunda bir zeytin/zeytinyağı çalışma grubu oluşturulmasına karar verildi. Ayrıca geri dönüşüm tesisi üzerine de bir çalışma grubu oluşturulacak. Tesisler için yer tespiti yapılacak. Grup iki hafta sonra yeniden toplanacak.
Bafa’nın her yerine açılan fabrikalar, lokantalar, işletmeler denetlenmeli, tabiat parkına, sit bölgelerine, mahalle aralarına kaçak, yasalara aykırı biçimde yapılan, yapılmasına göz yumulan işletmeler kapatılmalı.
Bafa’da da durum, tüm ülkede olduğu gibi, “Nerem doğru ki!” dedirtecek cinsten. Bafalılar kendilerini beyaz adamların sömürdüğü, yok ettiği Kızılderililer gibi görüyorlar. Durumu düzeltmenin, ülkenin her yerinde olduğu gibi, tek yolu var: