Alevici yayın organları ve sitelerin dili ile PKK/HDP'nin dili örtüşüyor. Hedefleri bir ve aynı merkezlerden beslenmeleri, onları emperyalizmin amacına uygun tavır almaya zorluyor. PKK/HDP ile birlikte hareket eden Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) ve bağlı federasyonların tüm açıklamaları etnik ve dini ayrışmayı Alevilere dayatıyor. Bunlar "Alevi sorunu" üzerinden Türkiye düşmanlığını aşılıyor.
İçişleri Bakanlığı tarafından 81 il valiliğine gönderilen Hacı Bektaş Veli’yi Anma ve Muharrem Ayı Genelgesi’ne yönelik Alevicilerin açıklamalarını okuduğumuzda buna "akıl tutulması" demekten başka bir şey gelmiyor aklımıza. İçişleri Bakanlığının gönderdiği Genelge olumludur ve Sünni/Alevi kardeşliğini pekiştiren içeriğe sahiptir.
İçişleri Bakanlığın Genelgesine, Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF), Alevi Dernekleri Federasyonu (ADFE), Alevi Vakıflar Federasyonu (AVF), Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK), Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı (HBVAKV), Alevi Kültür Dernekleri (AKD) ile Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) karşı çıktı ve tepki gösterdiler. Emperyalizmin hizmetindeki "Alevi dini" yaratma uğraşındaki AABK'nın peşinden giden diğer 6 Alevi kurumunun ortak açıklamasında, “Her fırsatta Alevilerin aşağılanmasına izin veren, onları görmezden gelen hatta milyonlarca Aleviyi azınlık nitelendiren, zorunlu din dersiyle Sünniliği dayatan devlet, bu genelgelerle sanki Alevilerin taleplerine sıcak bakıyor yaklaşımı vermesi bizim açımızdan tehlikelidir. Çünkü Aleviler görünene değil niyetteki manaya bakan bir toplumdur” denildi.
Birincisi, bugünkü Cumhurbaşkanı ve Hükümet yetkilileri "her fırsatta Alevilerin aşağılanmasına" katkı sunmuyor tam tersine olumlu yönde gelişmeler var. Dün ile bugünü karıştıran art niyetlilerden başka hiç kimse bunlara inanmıyor. İkincisi, Genelge kesinlikle iyi niyetle hazırlanmıştır, tehlike içermiyor ve Alevilerin taleplerinin karşılanması için olumlu yönde adımlara tanıklık ediyoruz. Üçüncüsü, "niyetteki manaya" ters yönde bakanlar yukarıda adları sıralanan Alevici örgütlerin yöneticileridir. Dördüncüsü, ne Cumhurbaşkanı ve ne de hükümet Alevileri kesinlikle "azınlık" olarak görmüyor. Azınlık olarak görmekten sevinç duyacakların adresi belli; Aleviciler dışında kimse Alevilere azınlık gözüyle bakmaz.
Adı anılan kuruluşların AABK ile beraber hareket etmeleri bile başlı başına sorundur. Hz. Ali, 12 İmam, İmam Caferi Sadık ve diğer Alevi inancı içinde yer alanları reddeden, İslam dışı " Alevicilik dini" inşa etme derdindeki AABK'nın kuyruğuna takılarak PKK/HDP yörüngesine doğru yol alanlar Aleviler adına konuşamazlar, temsil edemezler.
7 kuruluşun açıklamasına bir bakalım:
- Alevilerin inanç tutum değerlerinin Sünnilikle hiçbir bağlantısı yoktur. İnancımız bilgi ile ibadetin bir kazanda kaynaması ile bugüne gelmiştir. Dolayısıyla Muharrem (Matem) oruçlarımız da Sünnilikteki Ramazan orucuna benzemez. Aynı aklı ve şekli barındırmaz. Devlet, Alevilerin eşit yurttaşlığına inanıyorsa taleplerinin tamamını karşılamalıdır. Cemevlerini ibadethane statüsünde görmeyen devletin kendi bürokratlarına Alevilerle “kaynaşma görevi” vermesi ve bu anlamda İçişleri Bakanlığı’nın 28.07.2022 tarihli 81 il valiliğine Hacı Bektaş Veli’yi Anma ve Muharrem Ayı Genelgesi, bizim açımızdan ikiyüzlülüktür. Bu genelgedeki niyet bizim açımızdan açık değildir. Bizler devletin kurumsal organları aracılığıyla inançları denetlemesini, yaşam ve kültür biçimi ve ibadet tarz ve şekillerini egemen din anlayışıyla uzlaştırma ve benzerlik yaratma çabalarını reddediyoruz. Aynı coğrafyada farklılıkları çatıştıran ya da kendisiyle uzlaştırmaya zorlayanların ve bu amaçla ikiyüzlü diyaloglarla kendine biat edenlerle ittifak kuranların Muharrem iftar sofraları samimi olmadığı gibi trajikomiktir. Bizler, “geçmişten günümüze Kerbela devam ediyor” diyoruz.
Açıklama baştan sona Sünni karşıtlığıyla, bölücülükle, yanlışlarla dolu. Dünyayı bırakalım bir yana, bölgemizde dinlerin, inançların etkileşim yoluyla birbirinden alımla yaptıklarını, benzerlikler taşıdıklarını ve zaman içinde aynı dinin içinde bölünmeler, başkalaşmalar oluştuğunu kim inkar edebilir? Anadolu Aleviliğinin "Sünnilikle hiçbir bağlantısı yoktur" demek doğru bir tespit değildir. Peki, yukarıda açıklamanın sonundaki “geçmişten günümüze Kerbela devam ediyor” cümlesini nereye koyacağız? Hz. Hüseyin Müslüman değil miydi veya İslam içinde yer almıyor muydu? Bu nasıl bir zehirli zihniyettir ki Hem Hz. Hüseyin'e sarılacaksın ve hem de Hz. Hüseyin'in İslamını ret edeceksin? Bu ikisi bir arada nasıl olacak? PKK/HDP Eş Başkanı ve vekili Pervin Buldan 6 Ağustos tarihinde, "İktidar Kerbela’yı bir kez daha yaşatmayı önüne koymuş" dedi. 7 kuruluşun açıklaması ile Pervin Buldan'ın sözleri ve hedefi aynı. Çünkü bunlar birlikte çalışıyor ve dayanışma gösteriyorlar.
"İnancımız bilgi ile ibadetin bir kazanda kaynaması ile bugüne gelmiştir." sözünü söyleyenler, İslam'ın bilgi ile ibadeti bir kazanda kaynatmadan bugünlere ulaşmasının imkansızlığını görmüyorlar mı? 6. yüzyılda oluşan Kuran kitabını görmezden gelenler Alevici din tüccarlarıdır. İçişleri Bakanlığı'nın Genelgesinden rahatsızlık duyanlar ABD'nin, Alman devletinin, Fransız devletinin kısacası emperyalistlerin davetlerine katılmaktan mutluluk duyarlar. CIA-Mossad, BND, MI6, DGSE'nin kollarında "Alevi dini" safsatasını yaratma uğraşısı içinde olanlar, çok tabi olarak yaşadıkları ülkelerini ve değerlerini sevmezler, tahrip etmek için uğraşırlar.
Uzun yıllardır Aleviciliğin gerçek yüzünü açığa çıkarmak için çalışıyoruz. 1990'ların ikinci yarısı ve özelliklede sonuna doğru Aleviciler üzerindeki dikkatimiz daha da yoğunlaştı. Avrupa'da ve Türkiye'de bazı tanınmış Alevici kuruluşlarda adım adım Atatürkçüler, devrimciler, sosyalistler tasfiye edilmeye başlandı. Bir örnek verecek olursak; Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) adlı kuruluşun dünü ile bugünü arasında dağlar kadar fark olduğunu görmek için o yıllardaki yayınlarına bakmak yeterli olacaktır. Tasfiye edilenlerin yerini PKK/HDP ile sahte solcular doldurdu. Bu olgu aşağı yukarı Alevici kuruluşların tümü için geçerlidir.
PKK/HDP ile Alevici tacirler en çok Alevilerin sorunlarının çözülmesinden korkarlar. Kürt meselesinin demokratik haklar açısından epeyce çözülmesi bu çevreleri zora sokmuştur. Aynı durum Alevilerin içinde geçerlidir.
Aleviciler size sesleniyoruz, Alevi derneklerinde duvarda asılı duran Atatürk, Hz. Ali, Hz. Hüseyin, 12 İmamlar'ın resimlerini indirmeye gücünüz yetecek mi? Alevilerin inancının temelini oluşturan İslam etkilerini bir kalemde silip atanları Aleviler saflarından atmalıdır. İslam inancı ile kopmaz bağlara sahip Aleviliği Hıristiyanlığın Protestan koluna yamama isterisi içinde olanlar yanılacaklardır ve yenileceklerdir. Onların başarı şansı ABD/AB- İsrail gibi devletlerin ve onların kara gücü PKK/HDP'nin başarısına bağlıdır ve bu gerçekleşmeyeceğine göre Alevicilerde batağa batmanın acı sonuçlarını yaşayacaktır.
Aleviler, birliğini ve dirliğini korumak için PKK/HDP ve destekçilerini yalnız bırakmalı, tecrit etmeli, saflarından kovmalıdır. Bunun başka bir yolu yoktur.