İngiltere gündemi Hoşbeş

Metin Akgerman Yazar ulusalkanaliletisim@gmail.com

Bu aralar ( Haziran başı 2022 itibariyle diyelim) İngiltere'de politika ve ekonomi alanında neler olup bitiyor, gözlemlerime dayanarak paylaşmak isterim. Amaç, bu gelişmelerden yola çıkarak Türk politika yapıcılara birkaç öneri sunabilmek. Okuyuculara konu başlıklarına bir göz atıp ilgilendikleri kısmı okumalarını öneririm.

EKONOMİ -  MAKRO

Ekonomide sorunlar var. Enflasyon çok yüksek seviyede 7% larda ve market raflarında fiyat değişiklikleri (GBP bazında) gözlemlenebilir seviyeye gelmiş durumda. Faizler artma sürecine girmiş durumda, İngiltere merkez bankası da ABD ekonomisine göbekten bağlı tüm ekonomiler gibi FED faizlerine göre faiz politikasını belirliyor. FED faizleri artırıyor, İngiltere'de de biraz geriden ve gecikmeli olarak faizler artıyor. Henüz sürecin başında gibiyiz, ev kredileri ciddi seviyede artırılmadı, bu kaçınılmaz olarak geldiğinde ev satışları düşecek, ev fiyatları düşecek, ekonomi soğuyacak, işsizlik artacak, borsa düşecek, emeklilik fonları değer kaybedecek, harcamalar azalacak. Tatsız gelişmelerin arifesindeyiz.

EKONOMİ- ENERJİ

Enerji konusunu ne siz sorun ne ben söyleyeyim. İngilizler burunlarından soluyor. Burada iklim bizdeki gibi değil, kışın soğuk oluyor ve uzun süre, gazlı kombiler çalıştırılıyor. Şehir dışında bahçeli müstakil evlerde yaşayan milyonlarca orta gelirli ailenin her cepheden soğuk alan evleri ısıtması için ödemek zorunda olduğu fatura katlanmış durumda. Oysa gelirler aynı oranda artmadı hatta hiç artmadı. Hükümet yakın zamanda gaz faturalarına karşı birkaç milyar poundluk bir destek paketi açıkladı. Bu enerji fiyatları tatsızlığı uzarsa durum fena. Arabaların deposunu doldurmak konusunda benzer bir tatsız durum mevcut. Geçen hafta arabaya dizel yakıt aldım, 100 GBP ye 50 litre aldım. Ne yapıyor? 2000 küsür TL yapıyor. Geçen seneye göre ciddi miktarda arttığı kesin. Neyse ki evden çalışma durumu hayli yaygınlaşmış durumda ve ofise gidiş sıklığı önceki seneler ile karşılaştırılamayacak seviyede azalmış halde.

ELEKTRİKLİ ARABA TEŞVİKLERİ

Son birkaç aydır muazzam bir elektrikli araba teşvik süreci başlamış durumda. Muhtemelen İngiltere gaz ve petrolde yurtdışı bağımlılığını azaltmak istiyor ve Rusya-Ukrayna çatışmaları sonrasında bu konudaki teşviklere hız verilmiş durumda. Elektrikli araç kiralayan aracı firmalar türemiş durumda ve bu firmalar kurumsal çalışanlara uygun maliyetli çözümler sunuyorlar. Elektrikli aracın bataryalarını şarj etmenin maliyeti ise artan elektrik fiyatları ile ciddi oranda artmış durumda. Buna karşı bu aracı firmalar şirketlerin otoparkında şarj istasyonları kuruyorlar böylece çalışanlar ofiste çalışırken araçlar ücretsiz (veya şirket elektriği ile diyelim) şarj olacaklar. Ayrıca elektrikli araç kiralama maliyeti brüt gelirden düşülüyor yani gelir vergisi oranı kadar, 40% lar civarında ilave bir teşvik var denebilir. Sonucunda piyasada elektrikli araç bulunmuyor ve bekleme kuyrukları 6 ayı aşmış durumda, bazı modellerde 1 seneyi aşmış durumda. Otomotiv sektöründeki çip krizi de bu bekleme sürelerinde önemli bir etken. Sonucunda ikinci el araç fiyatları şişmiş durumda.

İngiltere otomobil endüstrisinde elektrikli araç komponentlerine ve bataryasına büyük yatırımlar yapılmakta. Otomobil sanayi Brexit sonrası küçülme eğiliminde ancak elektrikli oto sektörüne komponent ve inovasyon bazında yatırım ve teşvik büyük ve geniş çaplı mevcut.

Benzer bir teşvik çatılara elektrik paneli kurulması konusunda da var. Aracı firmalar hanelere broşür dağıtıyorlar. Mahallelerdeki evler ters mezat ( reverse auction) yöntemi ile güneş çatı paneline geçebiliyor. Bir bölgede talep toplanıyor, misal 100 ev talep ediyor, bu 100 ev için firmalar teklif veriyor ve bir firma ile anlaşılıyor. Cayma hakkı mevcut yani "fiyatı beğenmedim girmiyorum" deme şansı hep var. Yerel belediyeler bu işlerde kolaylaştırıcı ve bazen teşvik edici rolde.

GAZ PROBLEMİ VE KURTARICI KATAR

İngiltere gaz tedariği konusunda neden bu kadar endişe ediyor pek anlayabilmiş değilim. Normalde kuzeyde, İskoçya açıklarında gaz yatakları mevcut ve gaz üretimi var. Karşı yakada, Norveç açıklarında da önemli üretim var, ancak bir sebep ile endişe mevcut. Belki üretilen gaz azalıyor, belki gerekli yatırım yapılmıyor, belki "İskoçya bağımsız olacak, Avrupa Birliğine üye olup gazımızı kesecek" endişesi alttan alta hissediliyor, bilemiyorum, ama ciddi bir alternatif gaz tedarik arayışı mevcut. Geçende Katar enerji bakanı geldi ve İngiltere'nin Sky News kanalına röportaj verdi. Bakana sorulan ilk soru: "Katar İngiltere’nin enerji problemine nasıl yardımcı olabilir?" sorusuydu. İlgili Katarlı bakan da İngiltere'nin kendileri için ne kadar önemli olduğundan, ne derece büyük yatırımlar yaptıklarından filan bahsetti ve bazı üretim artırıcı yatırımların zaman gerektirdiğinden ve bankaların yatırım kredisi desteği gerektirdiğinden bahsetti. Teselli olarak ise "merak etmeyin Avrupa'nın hali sizden daha kötü" dedi. Katarlı bakan dahil herkes net sıfır emisyon konusunun gelmekte olduğunun ve bir gün gerçek olacağının farkında ancak belli ki bir yerde bir planlama hatası yapılmış. Bu politikalar oluşturulduğunda muhtemelen gaz ve petrol endüstrisine yapılan yatırımlar azalmış ve bugünkü arz sıkıntısı durumu ortaya çıkmış.( Elbette Rusya faktörü de önemli). Katarlı bakan ilgili ülkelerin net sıfır emisyon taahhütlerini takip ettiklerini ve hedef tarihlerin bir "temenni" seviyesinde olduğunu, gerçekleşmelerin bu yönde olmadığını belirtiyor. Mayıs sonunda Katar Emiri de İngiltere'yi ziyaret etti ve Boris Johnson ile serbest ticaret, yatırım, enerji, özel sektör iş birlikleri, askeri iş birlikleri, vizesiz seyahat konularında mutabakatlara varıldı. Türkiye'nin de İngiltere ile vizesiz seyahat veya kolay/hızlı vize süreçleri konusunda anlaşabilmesi gerekli.

İngiltere'nin muazzam bir kara ve deniz kurulumlu rüzgar enerji potansiyeli mevcut ve mevcut konjonktürde elektrikli sistemlere yatırım yaparak yerli rüzgar elektrik üretimine geçiş yapıyorlar. İngiltere için bu kanımca doğru bir politikadır ancak geçiş sancılı olacak ve ekonomide hasarlar bırakacak gibi. Önümüzdeki yıllarda rüzgar, güneş ve nükleerden elektrik üretimi, dağıtımı konularında büyük yatırımların devam etmesi beklenebilir.

ÇALIŞMA PİYASASI

Çalışma piyasasına bakarsak, işsizliğin hayli düşük (3,8%), belki tarihi düşük seviyelerde olduğunu görebiliriz. Covid ve Brexit döneminde daralan çalışma piyasası, Covid dönemi kısıtlamalarının kalkması ile hareketlendi. Şu aralar küçük işyerleri eleman bulamamaktan şikayetçi. Türkçesi, kimse eski fiyatlar ile çalışmak istemiyor, yeni fiyatları da küçük işyerleri kaldıramıyor. Kalifiye personel talebi olmakla beraber, özellikle düşük kalifikasyon seviyelerinde, misal kargo elemanı, amazon kuryesi, yemek kuryesi, depo personeli, market çalışanı gibi alanlarda arz düşük, talep yüksek.

İLAÇ SEKTÖRÜNÜN YILDIZI PARLIYOR

İngiltere'de son yıllarda sektörel gelişmelere bakarsak ilaç (pharma) konusunda büyük yatırımlar ve binlerce irili ufaklı şirket kurulduğunu gözlemliyoruz. Bu alan özellikle kalifiye personel istihdam deposu görevi görüyor. İlaç sektörüne uzaktan yakından değen her şirketin hızla yatırım bulabildiğini ve vasıflı işgücü çekebildiğini gözlemlemekteyiz. Türkiye'nin ilaç sektörü konusunda özel sektörün cılız girişimlerine umut bağlaması son derece yanlış. Nasıl havacılık Türkiye'de THY'nin lokomotifliği ile gelişti, ilaç sektöründe de global bir firmayı kamu öncülüğünde yaratmak lazım ve zaman içinde bu lokomotif firmanın yetiştirdiği kalifiye personeller ile çevresinde özel sektör firmalarını geliştirdiğini görebiliriz. Varlık Fonu bu tür girişimler için uygun bir yapı olabilir. Bu işleri beceremezsek yılda 10 milyar dolarlık ilaç sektörü ithalatını millete anlatmak her sene daha zorlaşacak ve bu fatura hızla gelişen ilaç sektörünün yeni ürünleri ile her sene katlanarak artacak.

TÜRKİYE'DEN GELEN VASIFLI İŞGÜCÜ

Türkiye'den İngiltere'ye akan vasıflı işgücü sayısında bir duraklama olduğu gözlemlenmekte. Bunun ana sebebi Ankara Anlaşması'nın (AA) 2021 sonunda bitmiş olması ve 2021 yılında AA trenin son vagonuna atlayanlar ile sıçrayan sayının duraklamış olması. AA'nın bitmesi ile beraber yerine İngiltere'nin yeni göçmen kabul düzenlemeleri girdi ve bu düzenlemeler AA'nın getirdiği zorluk ve kısıtlamaları büyük ölçüde içermiyor. Yeni düzenlemeler ile İngiltere kurulu şirketlerin Türkiye'den vasıflı personel getirebilmeleri hayli kolaylaştırılmış durumda. AA'lıların bir kısmı işini oturtabilmiş durumda ancak bir kısmı gerek hayat pahalılığı, gerek çalışma kısıtlamaları, gerek oturma izinlerinin çilekeş uzatılma süreçlerinden dolayı hayli keyifsiz durumda. Konuya Türkiye'nin vasıflı işgücü kaybı olarak bakınca tatsız bir tablo ortaya çıkıyor. Daha olumlu taraftan bakmaya çalışalım. Son yıllarda İngiltere'ye göçen Türkler sayesinde Türkiye ve İngiltere ticaret hacmi rekor seviyede arttı ve Türkiye'nin dış ticaret fazlası her sene düzenli olarak artmakta.

Son 1 yıldaki Türkiye lehine oluşan inanılmaz değişimi incelemek isteyenler bağlantılardaki rapora göz atabilir.2021 yılında İngiltere'ye ihracat rekor seviyeye ulaştı, İngiltere'ye verilen dış ticaret fazlası rekor seviyeye ulaştı, ticaret hacmi rekor seviyeye ulaştı. İngiltere gibi dünyanın her yerinden mal alan, satan, açık ve rekabetçi bir pazarda bunu yapabilen Türk sanayisinin yanlış yolda olduğunu nasıl söyleyebiliriz? Bu ilave ihracatın Türkiye'de on binlerce yeni istihdam yarattığını kim reddedebilir? En azından İngiltere özelinde işler doğru yönde gelişiyor. Bu gelişmelerin olumlu politik yansıması, becerikli diplomatlarımız sayesinde mutlaka olacaktır. İngiltere'ye yapılan ihracatın liderliğinde halen Koç grubu, Ford Otosan ve Arçelik şirketleri ile yer alıyor ancak son yıllardaki asıl değişim, diğer küçük ve orta ölçekli ihracatçılardan gelmekte. Olumlu gelişmelere rağmen daha gidilecek çok yol var. İngiltere'nin ithalatının sadece 2,3 % seviyesindeyiz.

SİBER GÜVENLİK EĞİTİMLERİ MODASI

İngiltere'de şirketlerde siber güvenlik ile ilgili eğitim programları yapıldığını da şu aralar yaygın şekilde görmekteyiz. Kullanıcılar özellikle şirket hesapları ile tuzak bağlantılara tıklamamaları gerektiği konusunda bilinçlendiriliyorlar. Uzaktan çalışma uygulamalarının artması ile şirket verilerinin güvenliğini sağlama konusu gittikçe zorlaşıyor.

LOJİSTİK

Uluslararası ticaret konusunda gözlemlediğimiz gelişme ise her türlü navlun fiyatının ( kara, hava, deniz) önemli oranda artmış olması ve transit sürelerdeki belirsizliğin artmış olması. Küçük büyük tüm şirketleri bu durum etkiliyor.

Türkiye için tüm bu ekonomik gelişmelerden çıkartmamız gereken en önemli sonuç, Asya ile Türkiye'nin demiryolu ve karayolu bağlantılarını hızla geliştirmemiz, transit süreleri azaltmamız, kapasiteyi artırmamız ve gümrük geçişlerini hızlandırmamızdır. Bunu ne kadar hızlı becerebilirsek, Türkiye'nin hızla refahını artırabilir, işsizliğini düşürebiliriz. İlave olarak "yerli Maersk" benzeri bir milli denizcilik firmasının kurulmasının milli güvenlik meselesi olduğunu, herhalde Rusya'ya uygulanan ambargoların içeriğine baktığımızda açıkça görebiliriz.

P&O FERİBOTLARI SIKINTIDA

Ekonomi alanına girebilecek bir diğer gelişme ise İngiltere'nin en önemli denizcilik şirketlerinden (sermayesi BAE)  P&O feribotlarının ( P&O Ferries) önemli miktarda personel çıkartması ve kamu kontratlarının feshedilmesidir. Bu firma Brexit sonrasında gemi bayraklarını Güney Kıbrıs bandırasına çevirmişti. Amacı Avrupa'da daha kolay iş yapmak idi. Filoya yeni girecek gemiler petrol ve elektrikli hibrit motorlara sahipler ve petrol sarfiyatını 40% azaltıyorlar. P&O daki gelişmeleri ve yaratması muhtemelen fırsatları Türkiye'nin özel sektörünün ve ilgili kamu şirketlerinin yakından takip etmesi faydalı olacaktır. Elektrikli gemi motoru dönüşümü konusunda Türkiye'nin de, belki boğaz hatlarından başlayarak, yapabileceği ilerlemeler olsa gerek.

YENİ ELİZABETH METRO HATTI

Şehircilik alanında Londra'da son dönemlerdeki en büyük gelişme Elizabeth demiryolu hattının açılmış olması. Bu hat ile Londra'nın metro hattı civar şehirciklere uzatılmış oldu ve Londra içinde önemli ilave kapasite yaratıldı. 2007'de başlayan ve 2018'de açılması öngörülen proje 2022'de açıldı. Yılda 200 milyon yolcu taşınması hedefleniyor.( Günlük ise gidiş gelişler). 15 milyar pounda bitmesi planlanan proje 19 milyar civarına bitecek. Hala bazı eksikler mevcut.

LONDRA'DA TRAFİKSİZ ALANIN GENİŞLEMESİ

Şehircilik alanındaki diğer önemli proje ise Londra'nın ULEZ ( Ultra düşük emisyon alanı) sınırlarının genişletilmesidir. Bu ULEZ projesi ile hem şehir merkezindeki trafik önemli ölçüde yok ediliyor, hem hava kalitesi artırılıyor hem bütçe geliri yaratılıyor. Bütünsel ekonomik etkisinden ise emin değilim, bölgedeki bazı ticaret firmalarının bölge dışına taşınması durumuna sebep olabilir. Turistik etkisinin ise olumlu olduğunu düşünüyorum. Türkiye'de TOGG aracının yaygınlaşması ile beraber bazı bölgelerde benzer uygulamalar devreye alınabilir.

OTOYOL REHBERİNİN YILLIK GÜNCELLENMESİ

Trafik ile ilgili diğer bir gelişme ise Karayolu/Otoyol rehberi ( highway code) güncellemesi. Her sene bu rehber güncelleniyor ve karayolu ile ilgili yeni kurallar, cezalar, düzenlemeler devreye giriyor. Karayolu rehberinde bunlar yayınlanıyor ve ilgili herkes ( sürücüler, yayalar, bisikletliler, scooter sürücüleri, at binicileri vs.) bu yeni kurallardan sorumlu oluyor. Ehliyet alırken öğrenilen ve sınavda soruları çıkan temel doküman bu rehber. Bu seneki düzenlemeler genelde elektrikli araçlar ile ilgili. Yeni yapılan evlerde ve önemli renovasyonlarda elektrikli araç şarj bağlantısı zorunluluğu getirildi. Yayaların yol geçiş öncelikleri ile ilgili güvenlik artırıcı önlemler getirildi. Bisiklet ve yayalar tarafından paylaşılan yollarda yaya-bisikletli ilişkileri düzenlendi. Bisikletlilerin grup olarak gittiği veya duran araçları geçtiği durumlar ile ilgili yeni kurallar belirlendi. Araçlar, bisikletlileri sollarken uymaları gereken kurallar belirlendi. Elektrikli araba şarj ederken uyulması gereken kuralları güncellendi. Bazı trafik ceza çeşitleri ve yerel belediyelerin bu konulardaki yetkileri güncellendi (artırıldı). Elbette milyonlarca sürücüye ve yayaya her sene yeni kuralları öğretmek pek kolay bir iş değil.

Türkiye'de de yıllık olarak benzer şekilde yollar ile ilgili yapılan güvenlik artırıcı, toplumsal maliyet azaltıcı düzenlemeleri yayınlamak ve tüm ilgili kesimlere bu yeni düzenlemeleri öğretmek uygun olabilir.

BORİS, TARAFLI MEDYAYI GÖMÜYOR 

Haberlerde ana gündem Rusya-Ukrayna savaşı. İngiltere, Ukrayna'ya büyük askeri ve siyasi destek veriyor. Medya da bu destek haberleri ve Putin karşıtı haberler yoğun olarak işleniyor. Durum öyle bir hale gelmiş durumda ki İngiltere milletvekilleri dahi devlet medya kurumlarının tarafsızlığı hakkındaki ifadelere kahkahalar ile gülüyorlar.

Geçenlerde Başbakan Boris, milletvekillerine hitaben konuşurken kahkahalar ile karşılanan su ifadeyi kullandı: " Vladimir Putin'in de özgür basını ve bizdeki örnekteki gibi BBC'si olsa idi ( bu sırada kahkahalar), Ukrayna'nın işgale karşı direnişi konusunda daha iyi bilgilendirilirdi". Kahkahalardan sonra Boris BBC'yi gömmeye devam ediyor. "Haydi ciddi olalım, Putin'in BBC si olsaydı doğruyu veya doğrunun bir versiyonunu bilebilirdi". (Kahkahalar iyice artıyor).  Boris devam eder: "O zaman şöyle ifade edeyim, eğer bağımsız, tarafsız, sorumlu haberciliği olsaydı, gerçeği yani Ukraynalıların gururlu bir ulus olduğu ve karizmatik bir liderleri olduğu…"

Maalesef bu kahkahaların arkasında medyanın Rusya-Ukrayna savaşı konusundaki tutumu konusunda yetkili ve sorumlu çevrelerin çok iyi gözlemleyebildiği hayli düşündürücü durumlar var. İlave olarak Boris neden BBC'yi ve genel olarak medyanın yaklaşımını gömüyor? Muhtemelen Boris kendine karşı düzenlenen ve koltuğu altından çekmeye çalışan bir düzeni ve arkasındaki medya desteğini görüyor.

İMRAN KHAN KONUSUNDA HATA ÜSTÜNE HATA

İngiltere'de yaşayan Türklerin telefon defterlerinde genelde birkaç Pakistan kökenli Britanya vatandaşının telefonu bulunur. Bu kesim azımsanamayacak miktarda ve ekonomide taksi şoförlüğü başta olmak üzere birçok işi yapıyorlar. Pakistan'da emperyalizm ve güdümündeki yerel unsurlar ile bir sivil darbe girişimi ile yakın zaman önce hükümet başkanı değiştirildi.

İngiltere'de yaşayan, çevremde konuştuğum tüm Pakistanlılar bu işe köpürüyorlar.  Türkiye, bir kez daha yanlış ata oynamakta ve İmran Khan'ın yerine getirilen profili ağırlayıp, kardeş Pakistan halkına çok yanlış mesajlar göndermekte. Bu hataların telafisi zor olacak. Dışişlerinde birileri acaba bizim ekibi yanlış mı yönlendiriyor? Sokaktaki herhangi bir Pakistanlıya sorulsa durum kabak gibi ortaya çıkacakken nasıl bu hatalar yapılabiliyor? Pakistan'da durum nasıl gelişecek bilemeyiz, belki yeni atanan hükümet yönetimi yurtdışından gelen destek ile iktidarda kalmayı bir süre başarabilir. Elbette Mısır örneğinde yaptığımız gibi kavga etmeye gerek yok ama bu kesimi şu kritik dönemde ağırlayıp meşrulaştırmak, Türkiye'nin dış politikasına hiç yakışmıyor. Bir zahmet ilgili bürokratlarımız bakıversinler Pakistan sokakları ne alemde.

PLANTİNYUM JÜBİLE

İngiltere'de şu aralar ki en önemli gündem, İngiltere'nin ve diğer birkaç ülkenin daha kraliçesi olan 2. Elizabeth'in platinyum jübile denilen görevdeki 70. yılı kutlamaları. 2 gün resmi tatil ve hafta sonu ile birleşince 4 gün tatil oluyor bu yüzden birçok İngiliz şu aralar tatile çıkmış durumda. Birçok yerli ve yabancı firma bu kutlamalar kapsamında yeni ürün ve servisler çıkartmış durumdalar. Misal İngiltere'nin ikonik taksilerini üreten Çinli LEVC firması bu amaç ile 3 özel taksi üretti ve VİP müşterileri kutlamalar sırasında bu araçlar taşıyacak. ( Bağlantıya bakınız).

İSKOÇYA VE KUZEY İRLANDA

İskoçya ucu ucuna geçen bir referandum ile Birleşik Krallık ‘ta kalmaya devam kararı almıştı. Ancak Brexit ile beraber İskoçların tepesi atmış durumda ve kendi iradelerinin aksine Avrupa'dan kopuş yaşandı. Tekrar referandum olsa, İskoçya'nın Birleşik Krallık'dan ayrılıp AB'ye bağlanacağı kesin. Elbette hükümetin böyle bir yeni referanduma izin verme olasılığı öngörülebilir gelecekte bulunmuyor.  Brexit sonrası İngiltere, Avrupa'dan pozitif olarak ayrışabilirse, İskoçya'dan gelen ayrılıkçı baskı azalacaktır.

Kuzey İrlanda konusu ise Brexit ile beraber tekrar sınır konma zorunluluğu sebebiyle problem haline geldi. Problemin etrafında dolaşılıyor şu aralar ancak konu bir süre sonra tekrar ısınabilir. Mayıs'ta yapılan Kuzey İrlanda seçimlerinde ilk defa ayrılıkçı parti çoğunluk elde etti. Su, doğal akışına bırakılırsa, Kuzey İrlanda işinin nereye gideceği belli bu yüzden su doğal akışına bırakılamıyor.

AÇIKLAMALI BAĞLANTILAR:

Türkiye-İngiltere 2020 ve 2021 ticaret hacmi:

https://assets.publishing.service.gov.uk/government/uploads/system/uploads/attachment_data/file/1075557/turkey-trade-and-investment-factsheet-2022-05-18.pdf

Yeni açılan Elizabeth metro hattı:

https://en.wikipedia.org/wiki/Elizabeth_line

Londra'da ULEZ'in büyütülmesi:

https://tfl.gov.uk/modes/driving/ultra-low-emission-zone/proposed-ulez-expansion-for-2023

İngiliz otoyol rehberinde güncellemeler:

https://www.gov.uk/government/news/the-highway-code-8-changes-you-need-to-know-from-29-january-2022

LEVC 'in platinyum jübile için makyajladığı taksileri:

https://levc.com/levc-showcases-platinum-taxis-for-the-queens-jubilee-pageant/

Boris BBC'yi gömüyor:

https://www.express.co.uk/news/politics/1583208/Boris-Johnson-BBC-backlash-news-latest-Conservative-conference-speech-Ukraine-Russia-vn

İngiltere ile ilgili önceki yazılarım:

https://www. ulusal.com.tr/makale/8719761/metin-akgerman/birlesik-krallik-sosyo-ekonomik-trendler-problemler-firsatlar

https://www.ulusal.com.tr/makale/8658887/metin-akgerman/ingiltere-ilkokul-sistemi-ve-turkiye-icin-firsatlar

https://www.ulusal.com.tr/makale/8600218/metin-akgerman/ingiltere-hayir-magazalari

https://www.ulusal.com.tr/makale/8670441/metin-akgerman/e-devletten-govukye-yolculuk

Tüm yazılarını göster