Belçika'nın Başkenti Brüksel'den yayın yapan PKK'nın Medya Haber ile Özgür Bakış TV'si, Yeni Yaşam Gazetesi olası Suriye operasyonunu günlerdir işliyor. Pençe-Kilit Harekatının örgütü sürüklediği çıkmazı görmezden gelerek yapılan haber ve röportajlarda Zap ve Avaşin'deki büyük zayiat saklanıyor. Örgüt Sincar'da (Şengal) Irak ordusunun harekatı sonucu verdiği kayıpların yanı sıra Irak Kürt Bölgesel Yönetimi (IKBY) ve KDP'nin peşmergeleri tarafından da sıkıştırılıyor.
PKK, 21 Mart 2022 'de yurt içi ve yurt dışında 70'in üzerinde yerde nevroz kutlamaları adı altında kalkışma provaları örgütledi. Örgütün uzun zamandır çıkmazına çıkış yolu aradığı ve bunuda 2022 yılı baharına denk getirdiğini haber kanallarından öğreniyoruz. Ancak durum sanılanın aksine oldu ve TSK'nin harekatları ile bölgedeki dengelerin PKK aleyhine dönmesi neticesinde umulan olmadı. HDP'nin bu noktadaki çaresizliği ve karşılıksız çıkışları ise işe yaramadı.
Son MGK toplantısı sonrası yapılan açıklama üzerine PKK yöneticileri Türkiye'yi tehdit eden beyanatlar verdiler. Her zamanki gibi yalana sarılarak ne kadar güçlü olduklarının propagandasını yaptılar. PKK'nın TV kanalına konuşan Kongra-Gel yöneticisi Remzi Kartal, "PKK'nin Güney Kürdistan'da direndiğini, bunun sonucunda zafer kazanıldığını ve TSK'nin Rojava'da başarılı olamayacağını" söyledi. PKK'lı yazarlardan Seydi Fırat, Sait Dede, Beritan Sarya, Amed Dicle, eski HDP milletvekili Hatip Dicle ve diğerleride sahte zafer naralarıyla örgütü öven ve başarılı olduklarını öne çıkaran açıklamalarda bulundular. PKK'nin kayıplarını saklama taktiğine baş vuran örgüt sözcüleri, Avrupa merkezlerinden moral vermeye çalışıyorlar.
PKK'nın yöneticilerinden Murat Karayılan yaptığı açıklamada "Zap Zaferi"nden söz ediyor! Örgütün sözde askeri kanadı HPG'nin TSK'ya karşı direndiğini ve büyük başarılar elde ettiği yalanını sürekli tekrarlıyor. Peki, hani nerede zafer? Zap ve Avaşin'de tutunamaz duruma getirilen PKK'nın zaferinden değil, ağır yenilgisinden söz etmek gerekiyor.
ZEYTİN DALI HAREKATININ ÖNEMİ
PKK'nin farklı yayın organlarını taradık ve özellikle Türkiye'nin Suriye'nin Kuzeyine yönelik tarihi önemde 2018 Afrin Harekatının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gördük. Amerikan koridorunu yerle bir eden dirençli harekatların hem Suriye'nin ve hem de Türkiye'nin toprak bütünlüğünün korunması açısından esaslı hamlelerdi.
PKK'nin TV kanallarına sözde "Rojava"dan canlı yayına bağlananların tümü örgütün talimatları doğrultusunda "Zap ve Avaşin'de direndik, püskürttük, durdurduk, yendik, zafer kazandık ve Rojava'da da aynı dirençle zafere yürüyeceğiz" gibi bildik propaganda söylemlerini dillendirmekle yetindiler. YPG sözcüsü Nuri Mehmud ise açıklamasında, "Türkiye saldırırsa bu sefer Afrin ve Tel Abyad gibi olmayacaktır" dedi. Neresinden ele alınırsa alınsın PKK/PYD'nin saflarına korkulu bir bekleyiş hakim.
PKK'lı Erdal Er kendi haber kanalında konu üzerine mikrofonu Ergun Babahan'a uzattı ve söze "Ergun abi" diyerek başladı. "PKK her yönüyle güçlü ve Türkiye bununla baş edemez. Türkiye'de vahşi bir sistem var." diyen Babahan ekonomik krizden, dış ilişkilerden, Türkiye'nin sorunlarının çözümsüzlüğünden dem vurarak PKK'yi öve öve bitiremedi.
PYD Eşbaşkanlık Divanı Üyesi Salih Müslim Medya Haber'den Fehim Işık'ın sorularına verdiği yanıtta, " NATO'nun kanunları, kuralları var ama Türkiye bunlara uymuyor. Bir savunma kuruluşu olan NATO'nun kuruluş ilkelerine aykırı olduğu halde çıkarmıyorlar, sessiz kalıyorlar. Güney Kürdistan'a Türkiye'nin saldırıları NATO kurallarına aykırıdır. İsveç ve Finlandiya gibi demokratik ve insan haklarına saygılı ülkeleri hedef alan Türkiye ile karşı karşıyayız." dedi. Olası bir "Rojava" saldırısına karşı hazırlıklı olduklarını ve her ne olursa olsun direneceklerinide ekledi. Şu konuşma bile başlı başına PKK/PYD'nin saflarındaki korkuyu göstermeye yeter.
PKK KADROLARINI DAHİ KORUYAMIYOR
PKK artık kadrolarını bile koruyamayan bir konumda. 20-30-40 yıllık kadroların büyük kısmı ya silahlı çatışmalarda hayatını kaybetti ya da örgüt saflarını bırakarak kaçtı. Avrupa bu türden kadrolarla dolu. Mahmur Kampını sığınak olarak kullanan örgüt ileri gelenleri artık burayıda güvenli bulmuyor. Örgütün içten çözülmesi ve iç ihbarların artması yöneticileri telaşlandırıyor. Bu nedenle pek çok kadro iç infazlara maruz kaldı. PKK/PYD saflarındaki umutsuzluk, güvensizlik ve gelecek belirsizliği çözülmeleri artırıyor. Bu görüşümüzü Kürtçü yayın organları doğruluyor. Örneğin bir Kürtçü sitede yapılan haber şöyle, "PKK şu ana değin Rojava, Mahmur başta olmak üzere alanlarda verdiği kayıpların kendi içinden gittiğini kabul etmedi. Her zaman bu konuda Peşmerge güçlerini suçladı. Fakat Türk devletinin Güney Kürdistan içinde yaptığı saldırılarda bilgiler her zaman PKK’nin kendi içinden gitti. Özellikle Mahmur Kampı içinde halkın büyük bölümünün Türkiye Konsolosluğu ile ilişki içinde olduğu, birçoğunun Türk pasaportu taşıdığı, gençlerin askerlik hatta bedelli askerlik yaptığı da biliniyor. Buna rağmen PKK buradaki kitleyi siyasi bir koz olarak kullanmak için dağıtmamaya çalışıyor ve yaşanan gerçekleri inkar ediyor."
PKK'nin Suriye kolu PYD/YPG'nin ezilmesi ABD/ İsrail cenahının etkisinin kırılması açısından belirleyicidir. Bu bağlamda Türkiye - Suriye yakınlaşması, el sıkışması ve birlikte ABD'nin kara gücünü kökünden söküp atması için biricik çözüm olarak duruyor.