Putin Avrupa’ya şah mat çekti

Ali Rıza Taşdelen Yazar arizatasdelen@yahoo.fr

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’in, ABD’nin direktifle ülkesine yaptırım uygulayan "dost olmayan" ülkelerin Rus gazına rubleyle ödeme yapmalarına ilişkin ilgili kararnameyi imzaladığının açıklanmasıyla Avrupa’yı telaşlandırdı.

Rusya Devlet Başkanı 31 Mart 2022’de televizyonda yayınlanan konuşmasında, Rusya’ya yaptırım uygulayan ülkelere "Rus doğalgazı satın almak için Rus bankalarında ruble hesabı açmaları gerekiyor. Yarından itibaren teslim edilecek gazın ödemeleri bu hesaplardan yapılacak. Eğer bu yolla ödemeler yapılmazsa, tüm sonuçlarıyla birlikte bunu alıcılar açısından bir karşı direnme olarak kabul edeceğiz. Kimse bize bedava bir şey satmıyor, biz de herhangi hayırda bulunmayacağız - yani, Mevcut sözleşmeler iptal edilecek.” dedi.

FRANSA VE ALMANYA ENDİŞELİ

Fransa ve Almanya bunu kabul etmeyeceklerini ve daha önce yapılan sözleşmelere göre ödemeyi avro ile yapacaklarını açıkladılar. Fransa Cumhur Başkanı Macron ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz Fransa’da bir araya gelmişler. Konuyla ilgili Macron Putin’i aramış ve Putin’in bu tutumunun uyguladıkları yaptırımlarla da uyuşmadığını” söylemiş. Yani hem yaptırımları savunuyor hem de Ruble ile ödemem diyor. Ama Putin’in kararlı. Fransa ve Almanya ise endişeli; olayın ciddiyetinin farkındalar.

Fransa Maliye Bakanı Bruno Le Maire, Mevkidaşı Christian Lindner ile Berlinde görüştü. Bruno Le Maire, yaptığı açıklamada "Bütün hipotezlere hazırlanmalıyız. Yarın (...) artık Rus gazının olmayacağı bir durum olabilir, bu yüzden bu senaryolara hazırlanmak bize kalmış." dedi.

RUS GAZI OLMAZSA SANAYİ DURUR

Gaz sadece evleri ısıtmakta kalmıyor, Sanayi çarkının dönmesinde de önemli bir ihtiyaç. Havalar ısınmaya başladı ama sanayicilerin üretime devam edebilmeleri için gaza ihtiyaçları var. Almanya ve Fransa’dan iki örnek vermek yeterli olacaktır.

Almanya'nın en büyük elektrik tüketicilerinden biri olan BASF grubunun genel müdürü Martin Brudermüller, Rusya'nın gaz ve petrol ithalatında uzun vadeli bir durma veya aksama olması durumunda Almanya'nın yaklaşık 80 yılın en kötü ekonomik kriziyle karşı karşıya kalabileceğini söyledi. Brudermüller, "Bu, Alman ekonomisini İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden bu yana en büyük krizine sokabilir." diyerek “Alman KOBİ'leri için varoluşsal bir tehdit oluşturduğunu” da sözlerine ekledi. Dünyanın en büyük kimya grubu BASF, doğal gaz arzının ihtiyacının yarısının altına düşmesi durumunda üretimi durdurmak zorunda kalacağı konusunda uyardı.

Fransız Total’in CEO’su Patrick Pouyanne ise çaresiz: “Avrupa kıtasının %40"ının dayandığı bu ithal enerji kaynağı olmadan Avrupa ekonomisinin duracağını" söyledi. Pouyanne "Bu 'Rus petrolünü ve dizelini' nasıl değiştireceğimi biliyorum ama Rus gazını ithal etmeyi bırakmaya karar verirsem, onu nasıl değiştireceğimi bilmiyorum, elimde mevcut yok. 25 yıllık sözleşmem var ve ben Bu sözleşmelerden nasıl çıkacağımı bilmiyorum". BP ve Shell Rusya’dan çıkış kararı aldı. Total’in CEO’su ise “Bunu yapmayacağım, fabrikalara yaklaşık 13 milyar dolar yatırım yaptık, para sorunu değil, bu fabrikalar gitsem de gitmesem de çalışmaya devam edecek. 13 milyarlık yatırımı Ruslara mı bırakalım? Yaptırıma maruz kalan Rusları zengin etmek için Rusya'daki mal varlığımdan vazgeçmemi mi istiyorsunuz?” diyerek endişelerini dile getirerek ekledi: "Rus gazı olmadan Avrupa ekonomisinin bir kısmı durur" ve bunun için "Bu aşamada Avrupa hükümetleri Rus gazına yaptırım kararı almış değil".

DOLAR SONUNA KOŞARKEN AVROYU DA PEŞİNDEN SÜRÜKLÜYOR

Putin’in kararı dolara dayalı mali sisteme büyük bir darbe vurdu. Bu durumdan sadece dolar değil avro da büyük bir darbe almış oldu. ABD’den bağımsız bir politika geliştiremeyen Avrupa Birliği, Rusya’ya karşı yaptırımlara ortak olarak onun kaderini paylaşıyor. Rusya’nın Ukrayna Harekâtı Asya’nın kapısını sağlama alırken, Avrupa’ya da ABD’nin peşine takılırsanız bedelini ödersiniz uyarısında bulunmuş oldu. 

Bilindiği gibi bazı Batılı ülkeler son haftalarda Rus varlıklarını dondurmak için gayri meşru kararlar almışlardı. Putin ruble kararını almadan önce hükümet üyeleriyle yaptığı toplantıda (23 Mart 2022, kaynak: https://lecridespeuples.fr/) şöyle konuşur: “Batı pratik olarak (kendi) para birimlerinin üzerini çizdi”. Bu durumda “ Koşullar göz önüne alındığında, mallarımızı Avrupa Birliği'ne veya Amerika Birleşik Devletleri'ne teslim etmemizin, dolar ve avro cinsinden ödeme almamızın hiçbir anlamı olmadığı kesinlikle açıktır.”

Batılı ülkelerin mevcut finansal sistemi bir silah olarak kullandıklarını belirten Putin, “Dolar ve euro varlıklarımız dondurulduğunda bu ülkelerin para birimlerini kullanmanın anlamı yoktur. Çünkü Avrupa ülkelerine gaz tedarik ediyoruz, onlar bize euro olarak ödeme yapıyorlar ve sonra onlar bu ödemeleri kendileri donduruyorlar (ki bunlar Rusya için engellenmiş ve erişilemez durumda) bu yüzden bu gazın Avrupa'ya ücretsiz olarak tedarik edildiğini düşünmek için her türlü nedenimiz var (ve bu devam edemez).”

Çok açıktır ki Batı’nın yaptırımları döndü kendilerini vurdu. ABD ve Avrupa borsaları ekside, yaptırımların kurlarda yarattığı dalgalanma Putin’in son kararı ile ruble lehine değişti. Avro ve dolar ruble karşısında değer kaybederken, ruble yükselişe geçti. Yaptırımların başlamasıyla 1 dolar 130, 1 avro 145 rubleye kadar çıkmıştı. Bugün 1 dolar 85, 1 avro 94 ruble değerinde.

Rusya’ya karşı yaptırımlar Avrupa’yı enerji krizine sürüklemiştir. Etkilenen sadece sanayi olmayacaktır. Bir de işin enflasyon ve fiyatların enerji kriziyle birlikte tüm tüketim mallarına yansıması olacak ve Avrupalının satın alma gücü düşecektir. Bu krizin sosyal alana yansıması kaçınılmazdır.

Tüm yazılarını göster