Pençe-Kilit Operasyonunun durdurulması için HDP basın açıklamaları yapadursun, PKK pek çok yerde alan hakimiyetini kaybetti. Şengal'de Irak Silahlı Kuvvetleri PKK/YBŞ'yi abluka altına alarak tutuklamaları sürdürüyor. Suriye'de PKK/PYD'ye karşı mücadele devam ediyor.
Almanya'da ise Sol Parti Milletvekili Gökay Akbulut soru önergesinde Olaf Scholz hükümetine, " Türkiye'nin Güney Kürdistan ve Rojava’ya yönelik askeri saldırısını uluslararası hukuka aykırı görüyor musunuz? Federal hükümet, Ukrayna’ya yönelik savaştan ötürü Rusya'ya karşı aldığı yaptırımlara benzer adımları Türkiye için de uygulayacak mı?” sorularını yöneltti. Zaten, eğer siz Türkiye'yi savunur ve haklı olduğu yerde destekleme tavrına girerseniz Alman parlamentosuna seçilmeniz ancak mucize ile açıklanabilir. Almanya'da Cem Özdemir türü politikacılar ancak milletvekili seçilebilir!
Operasyonlar üzerine PKK Yürütme Komitesi Üyesi Murat Karayılan ANF'ye konu üzerine açıklamalarda bulundu. “PKK’nin önüne geçmek için Türkiye’nin sınırlarını Misak-ı Milli çerçevesinde askeri, siyasi, ekonomik ve her alanda kontrol altına almayı hedeflediğini” söyleyen Kararyılan, “Aynı zamanda bu yolla Irak ve Suriye'yi de direkt bir işgalle değil de kendi himayeleri altına almak istiyorlar." diyerek bir kez daha çarpıtmalarda bulundu.
Murat Karayılan şunu iyi bellemeli; Türkiye Cumhuriyeti zaten "Misak-ı Milli çerçevesinde askeri, siyasi, ekonomik ve her alanda" sınırlarını koruyor ve bunun değiştirilmesinin mümkün olmadığını en iyi Karayılanlar bilir! Ayrıca Türkiye hiç bir koşulda komşularının sınırlarını değiştirmek gibi bir amaç gütmüyor.
PKK, Irak Kürt Bölgesel Yönetimini (IKBY) kabullenmediği gibi aleyhine de çalışmaktadır. KDP ile KYB arasındaki çelişkilerden yararlanarak ve yer yer provokasyonlara başvurarak bölgede tutunmak istiyor. Tüm bu gerçekliklere rağmen Murat Karayılan şu yalana başvurmaktadır: “PKK Güney Kürdistan’ın federasyonu için büyük bir garantördür. PKK olmasaydı Türk devleti federasyon filan tanımaz.” Neresinden bakarsanız bakın bölge gerçeğiyle örtüşmeyen saçmalıkla karşı karşıyayız. Amerikancı PKK kendini kurtaramıyor IKBY'ye nasıl garantör olacak? Şaşılası bir durumla karşı karşıyayız!
PKK'nin kurucu kadrolarından Duran Kalkan ise tehditlere başvuruyor ve operasyonların devam etmesi halinde “savaşı Türkiye şehirlerine taşıyacaklarını” söylüyor. Duran Kalkan, “Düşman bizi bazı alanlarda kuşatıp sınırlandırıp böyle mevzi savaşına çekmeye çalışıyor. Biz ise savaşı yayacağız. Bakur'da olacak (Kuzey Kürdistan.. Mİ), Türkiye'de olacak bu savaş, metropollerde çok daha etkili bir savaş durumu gelişecek. Kentlerde gelişecek, ovada gelişecek, dağda gelişecek. Yani buna göre hazırlıklar yapılmıştır” dedi. Duran Kalkan önümüzdeki süreçte PKK'nin bireysel terör eylemlerine başlayacağını ve CIA/MOSSAD'ın yirmişer, otuzar gruplar halinde eğitip donattığı elemanlarına sabotajlar, suikastler, yakmalar, EYP'ler vasıtasıyla toplu katliamlar düzenleyeceklerinin mesajını veriyor. PKK önderliği artık öyle istediği gibi TSK'ya karşı doğrudan çatışmalara giremeyeceğini şimdilik anlamış durumda.
İlginç bir gelişme oldu. PKK'nin Türk kökenli ve etkili elemanlarından Duran Kalkan'ın dün yaptığı açıklama PKK'nın haber ajansı ANF tarafından sansürlendi. IKBY'ni Ukrayna'ya benzeten konuşmasının bu bölüm yayınlanmadı. “savaş artık mevzilerde değil Türkiye ve Güney Kürdistan’ın her yerinde olacak” sözleride makaslandı. Yine Kalkan'ın Pençe-Kilit üzerine yaptığı konuşmada, "operasyonlara yenildikleri" söylediği sözleride yayınlanmadı. Haberin ilgili bölümü şöyle: “ Erdoğan rejimi Saddam’ın yaptıklarını yapıyor. Haftanin’de, Bardost’ta yapıyor. Aşiret isimlerini söyleyelim Berwari’de yapıyor, Rekani’de yapıyor. Türkiye buraları ele geçirmiş, Güney Kürdistan'ın önemli bir bölümünü ele geçirmiş” dedi. 2018 yılından bu yana yapılan tüm operasyonlarda Türk ordusunu durduklarını ve zafer kazandıklarını söyleyen PKK bu alanların ele geçirildiğini dolaylı biçimde itiraf etmiş oldu. Çünkü Rekani ve Berwari bölgeleri 1990’ların başından beri PKK kontrolündeydi. Fakat PKK medyası ANF konuşmadan bu bölümleri de çıkardı."
PKK'nin Avrupa'da kurduğu Kongra-Gel'in Eş Başkanlarından Remzi Kartal 20 Nisan günü katıldığı Medya Haber TV'de Karayılan-Kalkan ikilisinin konuşmalarını tekrarlayarak Kürtlere ayaklanma çağrısında bulundu. Kartal, "metropollerde, her tarafta düşman güçlerine yönelik devrimci halk savaşı geliştirilmeli. Her tarafta devletin hem askeri hem ekonomik kurumları ana hedef olmalıdır. Özellikle Bakur Kürdistan'da (Kuzey Kürdistan. Mİ) halk devlet kurumlarına karşı harekete geçmeli. Bu şekilde gerillanın yükünü hafifletmeli." dedi. Bu yılki Nevroz kutlamalarından beri Kongra-Gel adına konuşanlar Kürdümüzü T.C. devletine karşı "itaatsizliğe" ve "serhildana" çağırmaktadır.
Remzi Kartal PKK'nin Avrupa'da kurduğu medyaya en sık çıkanlardan. Katıldığı son programda Pençe-Kilit Operasyonu üzerine yaptığı konuşmada PKK'nin yenilgisinin üzerine örtmek çırpınıp durdu. Bölücü örgütün zaferlere imza attığını söyleyen Kartal konuşmasında I-KDP'ye de veryansın etti.
KCK Eşbaşkanlığı 22 Nisan'da, "Direnişi her alanda yükseltelim, risk alarak mücadele alanlarına çıkalım" çağrısında bulundu. Bunun üzerine Avrupa'nın bazı kentlerinde eylemler başladı. Medya TV ise Türkiye'nin değişik kentlerinden Kürtçülere telefon bağlantıları vasıtasıyla PKK'ye destek çağrıları yaptırıyor. Yayına katılan PKK'liler ise Türkiye'deki destekçilerine yakın/yıkın talimatları gönderiyor.
PAKURD Genel Başkanı İbrahim Halil Baran katıldığı TV programında, "Türkiye'nin enerji ihtiyacının karşılanmasının engellenmesini" önerdi. Amerikan emperyalizmini ve İsrail haydut devletini açıkça savunan ve anti emperyalizm sözcüğünü "hastalık" olarak değerlendiren Müfit Mehmet konuşmasında, "Türkiye'ye hiç yer verilmemeli ve mücadele edilmelidir" dedi. Kısacası PKK savunucuları kıskaca alınan örgütü savunma telaşını düştüler. Bu nedenle çözüm üretememeleri normal karşılanmalıdır!
PKK/HDP vekili Garo Paylan'ın 23 Nisan Milli Egemenlik Gününde kışkırtmaya başvurdu. Sözde "Ermeni soykırımı" yalanının tanınmasını isteyen teklifin 23 Nisan'a ve Pençe-Kilit Operasyonununa denk getirilmesi anlamlıdır! TSK'nın PKK'yi köşeye sıkıştırdığı ve darbe üstüne darbe vurduğu zaman dilimi içinde böylesi bir girişimde bulunması tek kelimeyle provokasyondur.
Amerikan emperyalizmi ve İsrail siyonizminin desteğini arkasına alan ve kullanılan PKK zafer diye bağıradursun yenilgi üstüne yenilgi yaşıyor. TSK'nin hücumları örgütün geçmişteki gibi zafer naraları atmasını önledi.