Feminizm ve Antikapitalizm Simgesi Frida'ya Farklı Bir Bakış

Aslında hepimizin yakından tanıdığı feminist bir simge olan Frida Kahlo kısa ve zorlu hayatına büyük eserler sığdırmış bir sanat dehasıdır. Peki neydi Frida’yı bu kadar özel kılan, yaşadığı zorluklar mı, kalp kırıklıkları mı yoksa küçüklüğünden beri süregelen sanat tutkusu mu?

Abone ol

‘’Ben hasta değilim, sadece kırgınım. Ama yaşadığım müddetçe resim yapabilirsem kendimi mutlu sayacağım.’’

Bu sözler, kendine has güzelliği ve dramatik yaşam öyküsüyle hala adından bahsettiren ünlü ressam Frida Kahlo’ya ait. Feminizm ve antikapitalizm simgesi olarak magnetlerden telefon kılıflarına, tshirtlerden tablolara kadar oto portresine sıklıkla rastladığımız Frida , kimdir? Bu soruyu cevaplamak için Frida’nın hayatını irdelemek gerekir, çünkü onun fırçası; acılarla dolu hayatını fantezisi ve realitesi ile harmanlayarak resimlerini görselleştirir.

 Ünlü ressam 6 Temmuz 1907’de Meksika’nın başkenti Mexico City’de doğdu fakat kendisi doğum tarihini, Meksika Devrimini’nin gerçekleştiği tarih olan 7 Temmuz 1910 olarak anılmasını istemiştir.

Çok küçük yaşlarda geçirdiği çocuk felcinin ardından 18 yaşında geçirdiği trafik kazası onun hem hayatında hem sanatında derin izler bırakmıştır. Hastalıktan sonra tek bacağı engelli kalan Frida’ya ‘tahta bacak’ lakabı takılmıştır.18 yaşındayken geçirdiği trafik kazası sonucunda da aylarca yataktan kalkamamış, bu kötü süreçte babasının teşvikiyle resim çizmeye başlamıştır. Hareket edemediği için yatak odasına ayna asılan Frida, kendini imgesel olarak keşfetme ve imgeleme olanağı bulmuştur. Yaptığı portre ve oto portreler kısa zamanda ün sahibi olmasını sağlamıştır.

Geçirdiği kazanın izlerini hafifletmek için resim yapmaya başlayan Frida bu süreçte, yaptığı resimleri göstermek için tanıştığı   ünlü ressam Diego Rivera ile evlenmesi kısa hayatında 3.travması olacaktı.

Frida’nın evlendiği yıl yaptığı ikinci oto portresi ,2000 yılında bir Amerikalı koleksiyoner tarafından 5 milyon dolara satın alındı. Evliliklerinden iki yıl sonra düğün fotoğraflarından yola çıkarak ‘Frida ve Diego ’adlı tablosu sergide yer alan ilk tablosudur.

Talihsizlik evlilik hayatında da Kahlo’nun peşini bırakmadı. Sağlık problemleri sebebiyle bir düşük yapıp art arda iki çocuğunu aldıran Frida, eşinin sadakatsizlikleri nedeniyle 1939 yılında ondan ayrıldı ama bir yıl sonra tekrar evlendiler.

Frida Kahlo, 1954’te, akciğer ambolisi teşhisiyle son nefesini verdiğinde son sözleri ise, günlüğüne yazdığı şu cümleydi:

“Çıkış yolunun güzel olacağını ve asla geri dönmeyeceğimi umarım.”

Türk sinemasının ünlü ismi hayatını kaybetti Kültür Sanat Sakarya'da dünyanın en pahalı kahvesi Kültür Sanat Türkiye'yi 10 ayda, 54 milyonu aşkın turist ziyaret etti Kültür Sanat Tarihi değiştiren o keşif: En eski alfabe yazısı bulundu! Kültür Sanat