Bahçeli: ''İstanbul böyle zulüm görmedi''

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuştu. Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan Devlet Bahçeli'nin hedefinde İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu vardı. İmamoğlu'nun karla mücadele çalışmalarına ve o gece İngiltere Büyükelçisi ile balıkçı restoranında yemek yemesine sert tepki gösteren Devlet Bahçeli, ''İstanbul, böylesi bir zulüm görmemiştir. Dileğimiz Büyükşehir Belediye Başkanı'nın görevinden affını istemesi ve İstanbul'un önünü bir an evvel açmasıdır'' dedi.

Abone ol

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda kameralar karşısına geçerek gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulundu.

''BEKLENTİMİZ RUSYA İLE UKRAYNA ARASINDA BARIŞ VE SÜKUNETİN HAKİM OLMASIDIR''

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli konuşmasında, Karadeniz'de Rusya ve Ukrayna arasında yaşanan süreç ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'deki gelişmeleri takip ederken küresel olayları da dikkatle okumak zorunda olduklarının altını çizen Devlet Bahçeli, iki ülke arasında barış ve sükunetin hakim olmasının tek beklentilerini olduğunu dile getirdi.

Devlet Bahçeli konuşmasında şu ifadeleri kullandı:

Bir yandan ülkemizdeki gelişmeleri yakından takip ederken diğer taraftan da küresel olayları dikkatle okumak zorundayız. Doğru bir zamanda yanlış bir siyasetin temin çabası ise avunmadır. MHP'nin siyaseti doğrudur, sevdası doğrudur, hamdolsun duruşu dosdoğrudur. Doğudan batıya, kuzeyden güneye Türkiye'yi etkileyen sarsıcı olayların, sıcak gerilim hatlarının ele alınması bize göre mecburiyettir.
Rusya ile Ukrayna arasında derinleşen kutuplaşmanın, muhtemel bir savaş halinin Türkiye'ye nasıl etki edeceğini iyi ölçmek lazımdır.Beklentimiz Rusya ile Ukrayna arasında aklıselimin galip gelmesi, barış ve sükunetin hakim olmasıdır. Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne saygı zaruridir. Bu ülkenin en ciddi talihsizliği güç blokları arasına sıkışıp kalmasıdır.
Ocak ayının ikinci haftasından itibaren hızlanan temaslar şu ana kadar kalıcı bir iyileşmeye ulaşamamıştır. Ukrayna'nın adeta sömürge ülke muamelesi görmesi bir değer kaybıdır. ABD Başkanı Biden da aynı çizgidedir. PKK/YPG'ye verilen füzelerin aynısı Ukrayna'ya da gönderilmiştir. Rusya da Karadeniz ve Baltık Denizi'ndeki donanmasını güçlendirmiştir. Sınıra tıbbi destek sistemi kurması her ihtimale hazır olduğuna işaret etmiştir. NATO'nun açık kapı siyaseti ismiyle Rusya sınırlarına genişleme stratejisi, istikrarsızlığın kronikleşmesine yaramaktadır.
Ukrayna, Biden ile Putin arasında bir anlaşmanın sonucu olmamalıdır. Rusya ile Ukrayna arasındaki ilişkilerin normalleşmesi, 3. taraf bir ülke tarafından sağlanabilecektir. Bu ülke kuşkusuz Türkiye'dir. Sayın Cumhurbaşkanımızın girişimleri, ülkemizin arabuluculuk görevini tahkim etmektedir. MHP olarak bu sürecin arkasında duruyor, Rusya ile Ukrayna arasındaki düğümün mutabakatla çözülmesini arzu ediyoruz.
Türkiye sözü dinlenen, nazı çekilen, varlığına itibar edilen, saygın ve güçlü bir devlettir. Bu gerçekleri kabulde zorluk çekenler olabilir. Türkiye'nin kapasitesinden dolayı uykuları kaçanlar da olabilir. Ancak hakikat eşi olmayan bir gücün inkar edilemez direniş noktasıdır. Hakikat günün birinde bir mektup gibi inkarcıların eline ulaşacak, yüzlerini kızartacaktır.

''İSTANBUL, İSTANBUL OLALI BÖYLESİ BİR ZULÜM GÖRMEMİŞTİR''

MHP lideri Devlet Bahçeli'nin gündeminde geçtiğimiz hafta İstanbul'u etkisi altına alan kar yağışı da vardı. Konuyla ilgili yaptığı konuşmada İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun hedef alan Devlet Bahçeli, İmamoğlu'nun o gece İngiltere Büyükelçisi ile yaptığı görüşmeye tepki gösterdi.

''İBB Başkanı balığa tuz dökmüştür yollara tuz dökememiştir.'' diyen Devlet Bahçeli açıklamalarında şu ifadelere yer verdi:

Bilinmelidir ki tarihin şaşmaz geleneği, coğrafyanın şüphesiz gerçeği budur. Geçen hafta soğuk ve karlı hava hayatın akışını olumsuz etkilemiştir. Azalan barajlarımız, beyaz örtüyle birlikte önümüzdeki bahar aylarında hepimizin yüzünü güldürecektir. Meteoroloji uzmanları günlerce İstanbul başta olmak üzere ülkemizin tamamında kar yağışı olacağını duyurmuşlardı.
Sorun karın yağması değil, alınmayan önlemler ve ihmaller zinciridir. Mühim olan tedbirleri kar yağmadan almaktır. Randevusunu saat gibi hatırında tutan İBB Başkanı, meteorolojinin uyarılarının bir türlü hatırlayamamıştır. 'Kar aniden bastırmış' diyecek kadar savrulmuştur.
İstanbul Balık baştan, tuz da hepten kokmuştur. İBB Başkanı balığa tuz dökmüştür yollara tuz dökememiştir. Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenmiştir.
İstanbul, İstanbul olalı böylesi bir zulüm görmemiştir. Liyakatsız, liyakat bir siyaset tellallığının elinde İstanbul sersefil hale düşmüştür. Trafik tıkanmış, hayat durmuş, Belediye Başkanı balıkçıya gidiyor. Bunu yaparken de hiç vicdanı sızlamıyor. Perdesi yırtılmış, pusulası bozulmuştur. Normal şartlarda İstanbul gibi bir kentin belediye başkanının herkesle görüşmesi normaldir. Normal olmayan husus kışın tam ortasında görüşmeye ne maksatla ihtiyaç duyulduğudur. Görüşmeden Dışişleri Bakanlığı bilgilendirildi mi? Balık masasındaki konuşmalar tutanak altına alınmış mıdır?

''DİLEĞİMİZ BÜYÜKŞEHİR BELEDİYE BAŞKANI'NIN GÖREVİNDEN AFFINI İSTEMESİDİR''

Konuşmasında Ekrem İmamoğlu'nu eleştiren Devlet Bahçeli, istifa çağrısında da bulundu:

Bu şahıs Türkiye muhalifleriyle can ciğer kuzu sarması haline gelmişti. Belediye başkanı balıkçıda yerken, sözcüsü de İsviçre'de karla mücadele etmiştir. Yoğun kar yağışı altında kayak yapmak, tatil yapmaktan oldukça hırpalanmıştır. İşte CHP'nin özeti, başı sonu bundan ibarettir.
Kar yağışını konuşmazlar, balıkçıyı konuşmazlar, yüzsüzce MOBESE'yi dillerine dolarlar. Balıkçı lokantasında ne aradığınızı, hangi gizli emellerin peşinden koştuğunuzu açıklayın. Mahçubiyet duyacağınız gizli ilişkileriniz yoksa çıkın meydana milletin kafasındaki soru işaretlerini giderin. Açığı olanların MOBESE'den şikayet etmeleri normal. CHP zihniyetinin algı oyunları asla tutmayacak, kimse de bunlara itimat etmeyecektir.
Bizim dileğimiz Büyükşehir Belediye Başkanı'nın görevinden affını istemesi ve İstanbul'un önünü bir an evvel açmasıdır.
Demokrasi işin özünde insana dayanan bir rejimdir. Demokratik sürecin kilit taşı insandır. Herkes ne düşünürse düşünsün, bir insanın başka türlü düşünmeye hakkı olacaktır. Demokrasiyi yalnızca çoğunluğun yönetimi olarak görmek makul sayılamayacaktır. Millet varsa, ülke varsa, devlet varsa, demokrasi kaçınılmaz bir realite olarak karşımıza çıkacaktır. Asıl sorun maskeli demokratların demokrasiyi kırıp, dökmeleri, işlerine geldiği gibi söküp takmalarıdır. Demokrasi ihanetin kılıfı olamaz. Demokrasi yakıp yıkmanın meşruiyet zemini olarak asla kullanılamaz.

''CUMHURBAŞKANI'NA BÜYÜKBAŞ HAYVAN BENZETMESİ YAPMAK TERBİYESİZLİKTİR''

MHP liderinin gündeminde gazetesi Sedef Kabaş'ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik sözleri de vardı. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na büyükbaş hayvan benzetmesi yapmanın terbiyesizlik ve suç olduğunun altını çizen Devlet Bahçeli, ''Hakaret eden, küfür eden, kim olursa olsun bunun sonuçlarına katlanmalıdır.'' dedi.

Hiçbir toplum, hiçbir ülke, mensuplarından hiçbirine hürriyetlerin tümünü sınırsız kullanma hakkı vermemiştir. Sınırlar hukuk kurallarıyla çizilmiştir. İnsanların birbirine göstereceği hoşgörü, demokrasinin ve hudut hattının tecelli etmesini sağlayacaktır.
Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'na büyükbaş hayvan benzetmesi yapmak terbiyesizliktir, suçtur. Hz. Adem'e hakaret sıradan bir söz olarak değerlendirilemez. Herkes aksini söylese de MHP bu görüşte olamaz, bu ilkelliğe göz yumamaz. Hakaret eden, küfür eden, kim olursa olsun bunun sonuçlarına katlanmalıdır.

''TERÖRİST DEMİRTAŞ'A METHİYELER DÜZMEK İHANETTİR''

MHP lideri Devlet Bahçeli, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na da tepki gösterdi. Kılıçdaroğlu'nun, Selahattin Demirtaş'ı savunan açıklamalarını hatırlatan Devlet Bahçeli, ''Terörist Demirtaş'a methiyeler düzmek ihanettir.'' dedi.

Bir televizyon kanalında, Cumhurbaşkanı'na hakaret edene sessiz kalanların Trabzon'da bir çocuğun heyecanla söylediklerini dillerinden düşürmemeleri iki yüzlülüğün göstergesidir.
Terörizmin değirmenine su taşımanın neresi haktır, neresi hukuktur. Terörist Demirtaş'a methiyeler düzmek ihanettir. Terörle mücadele sürecinde demokrasinin hiçe sayıldığını iddia etmek terör ağzıdır. Demokrasiyi korumak için terörle mücadele ediliyor ey Kılıçdaroğlu bundan haberin var mı? Demokrasinin yolu Diyarbakır'dan geçer diyen Kılıçdaroğlu, senin yolun nereye gidiyor? Kılıçdaroğlu trolleşmiş bir figür olarak aykırı davranmaktadır. Eğer ille de demokrasiye ulaşacak bir yol aranıyorsa, başkent Ankara'nın yolları her bir vatandaşımıza açıktır.
Güçlendirilmiş parlamenter sistem hazırlığı yapıyorlarmış. Ancak oturacakları masanın düzenine karar verememişler. Bu zillet ittifakının Türkiye'ye katacağı hiçbir şey yoktur. Kılıçdaroğlu geçen hafta katıldığı bir televizyon kanalında bu milleti barıştıracağız demiştir. Kılıçdaroğlu bu millet ne zaman birbirine küsmüştür? Türkiye'yi yaylım ateşine tutmana, nifak saçmana müsaade etmeyeceğiz.
ABD Büyükelçisi İmamoğlu'nu ziyaret etti Siyaset Elektrik faturalarında düzenlemeye gidiliyor Siyaset Muharrem Yerli yazdı: ''Mesele balık yemek değil, mesele balıkçıya gitmek de değil...'' Siyaset KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'dan önemli açıklama Siyaset