Talat Paşa Komitesi'nden açıklama: ''Türkiye-Ermenistan müzakereleri yeni bir döneme girildiğinin göstergesidir''
Talat Paşa Komitesi, Karabağ zaferi sonrası ilişkileri normalleştirmeye başlayan Ankara ile Erivan'a önemli uyarılar yaptı. 4 maddeli öner sunan Komite Başkanı Hasan Korkmazcan, Ermenistan’ın sözde soykırım yalanından vazgeçmesi gerektiğini vurguladı. Korkmazcan, vatan kahramanı Talat Paşa’ya saygısızlık içeren Ermenistan'ın Şirak kentindeki heykelin de bir an önce kaldırmasını istedi.
İki ülke ilişkilerinin onarılması için dikkat edilecek hususlar sıralandı, karşılıklı atılması gereken adımlar için öneriler sunuldu.
Azerbaycan’ın Karabağ başta olmak üzere toprak savaşını kazanmasının ardından Kafkasya’da kartlar yeniden karılmaya başladı. Bu kapsamda Türkiye ve Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesi için özel temsilciler atandı.
Yaşanan gelişmelere yönelik Talat Paşa Komitesi Başkanı eski Meclis Başkanvekili Hasan Korkmazcan’ndan önemli bir açıklama geldi. Korkmazcan, Türkiye ve Ermenistan ilişkilerinin sağlıklı ilerleyebilmesi için önümüzdeki süreçte atılması gereken adımları 4 madde ile özetledi.
Açıklamada Korkmazcan'a eski devlet bakanları Enis Öksüz ve Ramazan Mirzaoğlu, Cumhuriyet Kadınları Derneği Genel Başkanı Tülin Orgür, Türkiye Gençlik Birliği Genel Sekreteri Berke Berkil ile TESUD Genel Başkanı Erdoğan Karakuş da eşlik etti.
Talat Paşa Komitesi Başkanı Hasan Korkmazcan'ın yaptığı açıklamanın tamamı şu şekilde:
''Değerli Basın Mensupları,
Büyük Türk Milleti,
Talat Paşa Komitesi (TPK) olarak Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde yeni bir sayfa açılmasına ilişkin fikir ve önerilerimizi kamuoyuyla paylaşmak üzere toplanmış bulunuyoruz.
Türkiye ve Ermenistan arasında gerginliğin azaltılmasına yönelik müzakereler, yalnızca Türkiye ve Ermenistan değil, bölgemiz açısından da yeni bir döneme girildiğinin göstergesidir.
Bu müzakerelerin hangi siyasal iklimde ve nasıl bir uluslararası çerçeve içerisinde yapıldığı, bu yeni dönemin anahtarını vermektedir.
bu yeni sayfa, Türkiye’nin ABD saldırganlığına kararlı duruşunun ve Azerbaycan’ın kazandığı Karabağ Zaferi’nin neticesidir. Azerbaycan Devleti ve Ordusu, Türkiye ve Rusya başta olmak üzere aynı cephedeki bölge devletlerinin de desteğini arkasına alarak Karabağ’ı azatlığa kavuşturmuştur. Böylece Batı’nın Kafkasya’da bir istikrarsızlık unsuru olarak kullandığı işgal sona ermiş ve ABD’nin kışkırtıcılığı bozguna uğramıştır.
İkincisi, bu açık yenilgi, Ermenistan’da ABD’nin güdümünde siyasetler izleyen Paşinyan hükümetine ders olmuştur. Ermeniler Batı güçlerine dayanarak Kafkasya’da değil savaş kazanmak, en ufak bir kazanım elde edemeyeceklerini anlamışlardır. Ermenistan’ın içindeki savaş kışkırtıcılarına karşı bölge ülkeleriyle anlaşmayı savunur hale gelmişlerdir.
Dolayısıyla Azerbaycan’ın Karabağ Zaferi; bölgede istikrar, barış ve ülkeler arası ilişkiler açısından büyük fırsatları beraberinde getirmiştir. Karabağ’daki savaşın ardından Rusya, Azerbaycan ve Ermenistan arasında imzalanan üç taraflı anlaşma da bölgedeki fırsatların olgunlaştığını doğrular niteliktedir.
Türkiye ve Ermenistan arasında geçmişte de çeşitli adımlar atılmış, ilişkilerin yeniden kurulması için çeşitli girişimlerde bulunulmuştur. Fakat geçmişte Türkiye’nin çıkarından ziyade, bölgede ve ülkemizde etkili olan Amerikancı siyasetler etrafında Türkiye’nin soykırım yalanı başta olmak üzere çeşitli alanlarda tavizler vererek attığı adımlar ekseninde ilişkiler kurulmaya çalışılmıştı. Bu planların gerçekçi ve ülke menfaatlerine uygun olmadığı, Ermenistan’ın da Türkiye’nin de buradan kazançlı çıkmadığı daha o dönemden kesinleşmişti.
İçinde bulunduğumuz İkinci İstiklal Savaşı süreci, Karadeniz’den Umman Denizi’ne kadar uzanan bütüncül stratejik cephe, Ermenistan ile kuracağımız yeni ilişkilerin eksenini de tayin etmektedir. Bu çerçevede esas olan Türkiye’nin vatan bütünlüğünü ve menfaatlerini koruyacak, bölgenin güvenliğini ve birliğini güçlendirecek stratejiyi hayata geçirmektir.
Bu kapsamda iki ülke arasında ilişkilerin gelişmesi devletler nezdinde atılacak adımlarla karşılıklı güvenin artırılmasına bağlıdır. Bunun için Ermenistan’ın, bölge ülkelerinin uzattığı eli kavraması, emperyalistlerin dayattığı düşmanlık siyasetlerini terk etmesi gerekmektedir.
Bu doğrultuda;
1. Ermenistan 10 Kasım 2020 tarihinde Rusya ve Azerbaycan ile imzaladığı üçlü ateşkes anlaşmada üzerine düşen yükümlülüklerini koşulsuz yerine getirmelidir.
2. Ermenistan ve Türkiye karşılıklı egemenliklerine, toprak bütünlüklerine saygı göstermeli ve barış içinde yaşayacaklarını beyan etmelidir.
3. Ermenistan AİHM’in Perinçek-İsviçre Kararı’nda tespit edildiği üzere “Soykırım Yalanı”ndan vazgeçmelidir.
4. İki ülke arasında karşılıklı düşmanlıklara yer verilmemelidir. Bu kapsamda Ermenistan’ın Şirvak vilayetinde Talat Paşa’nın nezdinde tüm Türk milletini aşağılayan heykel derhal kaldırılmalıdır.
Bu adımların Ermenistan tarafından atılmasını sağlamak Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin normalleşmesini ve karşılıklı fayda temelinde ilerlemesini sağlayacaktır.
Unutmamak gerekir ki Ermenistan’ın Batı politikalarına alet olması en çok Ermenistan’a zarar vermiştir. Bölgede ABD ve Fransa gibi emperyalist kuvvetlerin oyun dışı kaldığı bu dönemde bölge ülkelerini bir araya getirecek formülleri hayata geçirmek bölgede barış ve istikrarın hâkim olmasını sağlayacaktır.
Bu kapsamda Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan ve Rusya Devlet Başkanı Sn. Vladimir Putin tarafından ilan edilen Güney Kafkasya’da Altılı Platform tarihi önemde bir hamle olacaktır.
Kamuoyuna saygıyla duyururuz.''