Hüseyin Vodinalı yazdı: Putin'in aklında ne var?

Aydınlık yazarı Hüseyin Vodinalı, Rus lider Putin'in bölgemizde ve dünyada gelişen olaylara yaklaşımını kaleme aldı. Vodinalı, Putin için, "Seveni de sevmeyeni de Putin’in bir siyaset dehası, satranç ustası olduğunda hemfikir" dedi.

Abone ol

Hüseyin Vodinalı'nın Aydınlık'taki yazısı şöyle:

Suriye’de Esat rejiminin yanında sağlam durdu.

ABD ve İsrail’in IŞİD-El Nusra-ÖSO’lu planını bozdu.

Türkiye ile düşman iken, İran ile birlikte kendi yanına çekmeyi başardı.

Astana Süreci’ni başarıyla yürüttü.

Ancak zurnanın zırt dediği yerde PYD ve ABD ile müzakereye oturdu.

Hmeymim üssünde Esat’a “Federalizmi ve PYD’yi kabul etmezsen seni desteklemem” dercesine kötü davrandı.

Bir baktık İsrail ile de ilişkilerine dikkat etti.

Kudüs konusunda ‘Türkiye ile aynı şeyi düşünmüyoruz’ dedi.

Hatta ve hatta Suudi Arabistan ile de kötü olmadı.

Putin’in aklında ne var, herkes merak ediyor.

Seveni de sevmeyeni de Putin’in bir siyaset dehası, satranç ustası olduğunda hemfikir.

Ama o labirent gibi zihninde neler dolaşıyor?

En çok da Türkiye’deki Avrasyacılar bunu merak ediyor.

Putin, ABD ile anlaşıp Türkiye’yi satar mı?

Bu endişenin Moskova’da da yankı bulduğunu gözlemliyoruz.

Batı basınında ise Putin’e olan ağır hakaret ve eleştirilerin yumuşaması da bir başka kaygı nedeni.

Benim çıkardığım sonuç, Putin’in Ortadoğu denkleminde artık yerini aldığı ve bu konuda çok hızlı gitme taraftarı olmadığı yönünde.

Ayrıca ABD’de Rusya üzerinden köşeye sıkışan Trump’ı çok fazla zorlamadan, onu idare etme çabası da gözlemliyorum.

Trump’ın kendisini köşeye sıkıştıran Neocon ekibe İsrail üzerinden Kudüs taviziyle yanıt verdiği ve 65 milyar dolar ek savunma bütçesiyle ilk olarak Yemen’de bir savaşa hazırlandığı düşünülürse, Putin’in ekonomik hassasiyetlerini gelecek seçimle birlikte artırdığını söyleyebiliriz.

Çünkü Rusya, dolar basmadığı gibi düşen petrol fiyatlarıyla Suriye’deki 2 yıllık askeri varlığını yine de iyi sürdürdü. Ama bundan sonra daha çok savaş istemiyor.

Ancak şu da bir gerçek ki, Türkiye ve Erdoğan gibi bir müttefiği de üç beş kuruşa satacak değil.

Afrin’de Türkiye’nin önünü açarken, PYD’nin hakimiyetindeki diğer bölgelerde pazarlık usulü hareket ediyor.

Zaten Dışişleri Bakanı Lavrov ile birlikte Putin de yılsonu basın toplantısında Türkiye’ye verdiği önemi ve değeri hissettirmeye çalıştı.

ABD’nin baskı ve tehditlerine karşı Ankara’nın yanında olacaklarını ve gerekirse Çin ile birlikte Avrasya mahallesini de desteğe çağırabilecekleri (toprak bütünlüğü esasları üzerinden) ima etti.

Ama söz konusu Vladimir Putin ise her zaman bir ihtiyat payı bırakmakta yarar var.

Çünkü dünyada oynanan satranç oyununu çok iyi takip edip, hamle önceliğine sahip bir zekadan söz ediyoruz.

Sanırım şu anda öncelik ABD’nin nükleer tehditleri ve Armageddon naralarına karşı siyaset ve diplomasi cephesini güçlendirmek.

Bunu da çok kutuplu dünya ve Afro Avrasya anlayışı içinde haklı göstermek. Ki ortada çok sağlam argümanlar var.

Trump ve diğerlerinin panik çırpınışları zaten elini kolaylaştırıyor.

Putin’i izlemeye devam ediyoruz…"

ulusal.com.tr

Kudüs, Hizbullah'ı Hamas'la buluşturuyor Gündem FETÖ'nün 'izdivaç sormuluları'na MİT ile ortak operasyon: 62 gözaltı Gündem Ehliyet uygulama sınavlarında "tablet" dönemi başlıyor Gündem Üniversitelerde deprem! 20 bin şüpheli için düğmeye basıldı Gündem