Cumhurbaşkanı Erdoğan: ''Taliban'ın açıklamaları ılımlı''
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek ve Karadağ ziyareti sonrası uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Afganistan'ın birliğine, beraberliğine her türlü desteği vermeye hazır olduklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Bir defa kesinlikle Taliban'ın devlet olma veya devlet yönetme noktasındaki duruşu nedir, bunu göreceğiz.'' dedi. Erdoğan ayrıca Kabil'deki Türk Büyükelçilik ile ilgili de, ''Tüm ihtimallere karşı gerekli alternatif planlarımızı hazır tutuyoruz. Personelimizin güvenliği önceliğimizdir.'' ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bosna Hersek ve Karadağ ziyareti sonrası uçakta gazetecilerle sohbet etti.
Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Afganistan konusuyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu.
Bir basın mensubunun "Afganistan'da güvenlik ve istikrarın sağlanmasında Türkiye'nin yeni kurulacak hükümete nasıl bir desteği olabilir? Bu minvalde Afganistan'ın güvenliğinin sadece Afgan halkı açısından değil, komşu ülkeleri açısından da son derece önemli olduğu göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye'nin öncülüğünde Afganistan'ın komşuları olan Pakistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Tacikistan'ın da dahil olduğu bir süreç işletilebilir mi?" sorusu üzerine Erdoğan, şu anda henüz Afganistan'da bir hükümetin kurulmadığını ve ne gibi bir getirisi götürüsü olacağının belli olmadığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:
- Taliban'ın açıklamaları ılımlı ama 20 yıl öncesinin açıklamalarıyla, şimdiki açıklamalar acaba örtüşüyor mu? Buna baktığımız zaman burada tabii tereddütler söz konusu. Burada süreci şu anda bizim hassasiyetle izlememiz lazım. İşte bakın hiç umulmadık anda 200'e yakın insan öldü. Ölenlerin içinde Taliban mensupları da var. Edinilen istihbarata göre, tamamıyla DEAŞ Horasan deniliyor. Biz burada süreci dikkatle takip etmeliyiz. Bir defa kesinlikle Taliban'ın devlet olma veya devlet yönetme noktasındaki duruşu nedir, bunu göreceğiz.
- Biz 20 yıldır Afganistan'a gerek altyapı gerek üstyapı ile ilgili olsun, her türlü desteği verdik. Ama gel gör ki, mesela Afganistan'ın kuzeyinde Taliban çok ciddi hasarlar verdi. Mesela şu anda kendisi de bir Türk olan Dostum tehdit altında olduğu için Afganistan'dan çıkmak zorunda kaldı. Şimdi bunlar tabii düşündürücü. Yarın başka ne olur ne olmaz bunları bilemeyiz. Aynı şekilde Afganistan'ın komşusu durumunda olan ülkeler, Azerbaycan'dan başlamak suretiyle, burada Türkmenistan, öbür tarafta Kırgızistan, Kazakistan, Tacikistan hep birlikte Taliban'ın atacağı olumlu adımlara belki ortak olmak isterler.
- Biz de bu noktada yardımcı olmak isteriz. Türkiye Cumhuriyeti'nin belli bir birikimi var, belli bir altyapısı var. Bu birikim ve altyapıyla yardımcı olmak isteriz. Ama yardımcı olabilmek için de kapıların bir açılması lazım. Onun için de şu anda bizim istihbaratımızın Taliban muhataplarıyla görüşmeleri oluyor. Bunun dışında güneyde bazı ülkelerde bir araya gelmek suretiyle görüşmeler oluyor. Hepsinden öte işte şimdi Doktor Abdullah Abdullah ve Hamid Karzai oralarda bir araya geliyorlar. Onların verdiği sinyaller de bizim için çok çok önemli. Türkiye olarak bizim derdimiz şu; Afganistan süratle toparlanmalıdır. Artık Afgan halkı bu kadar yükü çekemez. Ortada 40 milyona yakın bir nüfus var. Devasa bir ülke var. Biz Afganistan'ın birliğine, beraberliğine her türlü desteği vermeye hazırız. Yeter ki Afganistan tarafından da bu anlamda o yaklaşımı görelim.
''LİBYA GİBİ BİR ANLAŞMA YAPMAK MÜMKÜN DEĞİL DİYEMEM''
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir basın mensubunun "Dün Türkiye'nin teknik heyet dışında sivil ve askeri bütün unsurlarını Afganistan'dan çektiğini söylediniz. Buraya Libya benzeri bir anlaşma ile dönme ihtimali var mı? Şimdiden bunu konuşmak erken mi? 'Taliban'ın Kabil Havalimanı'nın işletilmesi noktasında bize teklifleri var. Bu konuda henüz verilmiş bir kararımız yok' dediniz. Hangi şartlar altında bunu kabul ederiz. Anlaşma sağlanırsa Somali benzeri bir işletme durumu mu olur? Türkiye Afganistan krizinde ne tür bir rol oynayabilir?" sorusu üzerine, "Libya gibi bir anlaşma yapmak mümkün değil diyemem. Aynı tür bir anlaşmayı yaparız. Yeter ki aynı şekilde karşımızda bir muhatap bulalım. Eğer aynı şekilde bir muhatap karşımızda olursa niye öyle bir anlaşma yapmayalım? Bizim derdimiz problem çözmek." diye konuştu.
"Ancak Türkiye'de bazı kesimlerin Taliban'ın muhatap alınmaması konusunda görüşleri var." değerlendirmesi üzerine Erdoğan, şöyle konuştu:
- Bizi bazı kesimler ilgilendirmez. Biz kendi irademize bakacağız. Biz ne düşünüyoruz, ne yapacağız ona bakarız. Türkiye'nin bu bazı kesimler dediğiniz muhalefeti, ana muhalefeti hiçbir şekilde çözüm odaklı çalışmadı ki… Ama biz çözüm odaklı çalışıyoruz. 'Taliban’la aynı masaya oturulmasın' diyorlar. Bir defa aynı masaya oturmadan hiçbir yerde siz bir çözüm üretemezsiniz. Mesela Dodik, 'Biz niçin üçüncü bir ülkeyi kalkıp da aramıza sokalım? Erdoğan var, Erdoğan'ı davet edelim. Türkiye var, Türkiye'yi davet edelim. Onlarla biz bu işi yapalım' diye basın toplantısında açık açık söyledi. Ortada bu tür şeyler de var. Ama bu konuda Türkiye'nin muhalefeti, ana muhalefeti böyle bir yaklaşımın içerisine girmedi, girmez. Ama bizim bu noktada özgüvenimiz var. Özgüvenimizle beraber eğer Türkiye'ye böyle bir şey gelirse, biz de değerlendirmelerimizi yaparız. Değerlendirmelerimizi yaptıktan sonra da böyle bir işe girmemiz gerekirse gireriz, girmememiz gerekirse girmeyiz.
- Biliyorsunuz ilk etapta biz Afganistan'dan çıkmayı düşünmedik. NATO zirvesinde de bunları Biden ile konuştuk ama Biden'a biz 3 tane teklif getirdik. Dedik ki, bir defa idari ve mali noktada bize destek olacaksınız. İki, diplomatik destek vereceksiniz. Üç, lojistik destek vereceksiniz. Eğer bunlar verilirse biz burada kalabiliriz. Havaalanı meselesinde de Taliban ne diyor, 'Güvenliği bize verin ama işletmeyi siz alın.' Nasıl güvenliği size veririz? Güvenliği siz aldınız, ondan sonra orada yine kan gövdeyi götürürse biz bunu dünyaya nasıl izah edeceğiz? Bu kolay bir iş değil. İşte bunlar konuşuldu, hemen ertesi gün 200'e yakın kişi öldü.
"Onlar da görmüştür belki" değerlendirmesi üzerine Erdoğan, "Belki… Ama bütün bunların riski var. Biz şimdi önceki gece itibarıyla elhamdülillah bütün oradaki ekibimizi aldık; asker, sivil döndük. Böylece Afganistan'dan ekibimizi çıkarmış olduk." dedi.
''BÜYÜKELÇİLİK PERSONELİMİZİN GÜVENLİĞİ ÖNCELİĞİMİZDİR''
Büyükelçiliğin çalışmalarının sorulması üzerine Erdoğan, büyükelçiliğin, iki haftadır çalışmalarını geçici olarak Kabil Havaalanında yürüttüğünü belirterek, "Önceki gün yeniden şehir merkezindeki büyükelçilik binamıza döndüler ve faaliyetlerine buradan devam ediyorlar. Şu anki planımız bu şekilde diplomatik varlığımızın sürdürülmesi yönünde. Planlarımızı güvenlik durumuyla ilgili gelişmelere göre sürekli güncelliyoruz. Tüm ihtimallere karşı gerekli alternatif planlarımızı hazır tutuyoruz. Personelimizin güvenliği önceliğimizdir." ifadelerini kullandı.
''TALİBAN'IN KADINLARA BAKIŞI BANA GÖRE 20 YIL ÖNCESİ GİBİ OLMAYACAKTIR''
Erdoğan, bir basın mensubunun Müslüman kadınların tecrübelerini Afgan kadınlarla paylaşabilmesi için önerisini sorması üzerine Erdoğan, "Afgan kadınlarıyla alakalı olarak, biz ülkemizdeki kadınları nasıl görüyorsak Afganistan'daki kadınların aynı hakları yaşaması noktasında elimizden gelen bütün gayretle adımlarımızı atarız." dedi.
Ancak Afganistan'ın şartlarıyla Türkiye'nin şartlarının aynı şekilde değerlendirilemeyeceğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
- Orada şu anda belli bir süreç var ve bu sürecin bir akıp gitmesi lazım ki sağlıklı bir ortam ortaya çıksın. Zaman zaman Afganistan'dan parlamentodan gelen kadın parlamenterler oldu. Onlarla da görüşürdüm. Onlar da kendi kadınlarının duruşunu anlattıkları zaman belli bir ilerleme kaydettiklerini söylerlerdi. Örnek olarak da bizim kadınlarımızı gösterirlerdi. Şimdi burada da tabii Taliban'ın kadınlara bakışı bana göre 20 yıl öncesi gibi olmayacaktır. Onlar bu konuda da bir değişikliği muhakkak göreceklerdir. Bunların bulunduğu yerde direnmelerinin de herhalde anlamı olmayacaktır. Ve bütün bu görüşmelerde, gelişmelerde, yine az önce söylediğim gibi, bizden istedikleri bir destek olması halinde biz her türlü desteği Afganistan'a veririz ki bu reformist bir yaklaşımdır. Bu reformist yaklaşımda da yine Afganistan böyle bir talepte bulunursa biz bu talebi de yerine getiririz.