IŞİD'in eylemleri tesadüf mü?
30 Eylül 2015, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’ın Rusya’ya yaptığı “askeri yardım” çağrısı Moskova tarafından kabul edildi. Rus uçakları Suriye toprakları üzerinde faaliyet gösteren terörist grupları bombalamaya başladı.
Rusya’nın, Suriye krizine müdahil olması ABD tarafından sert bir dille kınandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Rusya’nın Suriye’ye sınırı yok” açıklaması ile Moskova’nın, Esad hükümetine verdiği askeri yardımı eleştirse de, Rus hava operasyonlarının başlamasından hemen önce kullandığı "Esad'sız bu sürecin olması veya geçiş sürecinde belki Esad ile gidilme gibi bir şey olabilir" ifadeleri ile Suriye politikasında yumuşama sinyali verdi.
Siyasi kulislerde, ABD ve Rusya arasında süren görüşmelerle bağlantılı olarak AKP’nin, Suriye politikasında değişikliğe gidebileceği yönünde haberler arttı.
10 Ekim, HDP öncülüğünde Ankara’da düzenlenen Barış mitingine katılmak için Ankara Tren Garı’nın önünde toplanan kalabalığın içinde iki canlı bombanın infilak etmesi sonucu 102 vatandaşımız hayatını kaybederken, 508 kişi ise yaralandı.
Saldırıyı değerlendiren CIA’nın Türkiye uzmanlarından Henri Barkey, IŞID’in saldırıyı üstlenmemesini doğal bulduğunu şu sözlerle açıkladı: “Türkiye’de Suriye’deki savaşın sonucu olarak IŞİD’e bağlı, örgüte sempati duyan büyük bir altyapı var. O altyapı Türkiye için de bir tehlike ama IŞİD’in uluorta kalkıp “biz bunu yaptık” demesi çok sakıncalı olur onlar için… Herkes biliyor bunu IŞİD’in yaptığını, ama açıklık getirmeyerek hem kendi mesajlarını vermiş oluyorlar hem de aynı zamanda istediklerine ulaşıyorlar. Nitekim Türkiye’de Türk ve Kürt toplumunu birbirlerine düşürmeye çalışıyorlar. Bunda da başarılı oluyorlar.”
Barkey, değerlendirmesinin sonunda, üstü kapalı olarak Türkiye’yi tehdit etti ve IŞID’in İstiklal Caddesi’nde saldırı düzenleme ihtimalinin yüksek olduğunu belirtti.
Saldırı sonrası, Türkiye ve Suriye hükümetleri arasında ilişki kurulma ihtimali rafa kalktı.
4 Ekim, Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şükri, Rusya’nın Suriye’de başlattığı operasyonu desteklediklerini belirtti. Mısır Dışişleri yetkilileri, ABD’nin IŞID’e karşı tavrını "ABD’nin başını çektiği terörizm karşıtı koalisyonun başarısızlığı ve isteksizliği ortadadır” sözleri ile eleştirdi.
31 Ekim, Mısır’ın Şarm El Şeyh havaalanından, Rusya’nın Saint Petersburg’a şehrine gitmek üzere havalanan Rus yolcu uçağının infilak etmesi sonucu 224 kişi hayatını kaybetti. Saldırıyı IŞID üstlendi.
Uluslararası komisyonun raporu sonucu uçağın %90 bir terör saldırısı sonucu infilak ettiği ortaya çıktı. Rusya, uçağın bir terör saldırısı sonucu düştüğünü açıkladı. Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov, "Sina Yarımadası'nda, Rus vatandaşlarını hedef alan terör saldırısı, bir devlete saldırılmasıyla aynı şeydir" ifadelerini kullandı.
Eylül ayından itibaren, Suriye ordusu ile birlikte hareket eden Lübnan merkezli Hizbullah örgütünün operasyonları sonucu, Suriye’deki pek çok kritik nokta IŞID başta olmak üzere bölgede etkin olan terör örgütlerinin kontrolünden kurtarıldı.
12 Kasım’da, Hizbullah’ın kontrolünde bulunan Beyrut’un güneyinde düzenlenen intihar saldırılarında 43 kişi yaşamını yitirirken, 240 kişi yaralandı.
Saldırıyı yine IŞID üstlendi.
Ve Fransa…
Fransa’da, kamuoyu desteğini yitiren ve Suriye politikası ile Ortadoğu’da çıkmaza giren Cumhurbaşkanı Hollande’a Suriye konusunda eleştiriler arttı.
Rusya’nın Suriye’deki terör hedeflerine karşı hava saldırısı başlattığı tarihlerde, Şam’da Beşar Esad ile görüşen Fransız milletvekillerinden Jean Frederic Poisson, “Suriye’de Esad’sız çözüm olmaz… Rusya’nın İran’ın yardımıyla gerçekleştirdiği operasyonun Suriye’ye istikrar getirdiğini gördük” açıklamasında bulundu.
Aynı günlerde Fransa eski Cumhurbaşkanı Sarkozy’de Vladimir Putin’le Suriye’yi görüşmek üzere Moskova’ya hareket etti.
Fransa’nın önde gelen Ortadoğu uzmanlarından Fabrice Balanche, basına verdiği mülakatta Hollande’ın sürdürdüğü “ne IŞID ne Esad” politikasının duvara tosladığını ve Fransa’nın seçim yapmak zorunda kaldığını belirtti. Dışişleri Bakanı Fabius’un izlediği Suriye politikasına diğer bakanlardan dahi tepki geldiğini belirten Balanche “istihbarat mensupları bumerang etkisinden korkuyor” ifadelerini kullandı.
İstihbaratçıların öngörüsü gerçekleşti. Bumerang etkisi Paris’te yaşandı.
13 Kasım’da, Paris’in farklı noktalarında gerçekleştirilen silahlı ve bombalı saldırılarda 129 kişi hayatını kaybederken, 352 kişi yaralandı.
Saldırılar sonrası, Fransa’da olağanüstü hal ilan edilirken, ordu kışladan sokağa indi ve sınırlar kapatıldı.
Türkiye, Mısır, Lübnan ve son olarak Fransa’da yaşananların, Rusya’nın Suriye’deki terör hedeflerine karşı başlattığı hava operasyonundan sonra gelmesi bir rastlantı mı?
Yoksa Suriye’deki kriz merkezli olarak, ABD ekseninden kopan, Washington’la arasında az da olsa mesafe koyan veya destek vermeye tereddüt eden terör saldırılarının hedefi mi oluyor?
IŞID kimin adına bu ülkeleri hizaya getirmeye çalışıyor?
Onur Sinan Güzaltan
ulusalkanal.com.tr