Ergenekon hakimleri HSYK’ya şikayet edildi
Tertip davalarda ilk tutuklanan muvazzaf albay olan Kurmay Albay Köylü, soruşturma ve yargılama aşamasında rol alan hakim ve savcıların ‘suç işleme amacıyla örgüt kurma’ suçlarından yargılanmasını istedi
Tertip davalarda ilk tutuklanan muvazzaf albay olan Kurmay Albay Köylü, soruşturma ve yargılama aşamasında rol alan hakim ve savcıların ‘suç işleme amacıyla örgüt kurma’ suçlarından yargılanmasını istedi
Ergenekon ve Balyoz davalarında yargılanan emekli Hava Kurmay Albay Cengiz Köylü, tertipte rol alan hakim ve savcıları HSYK’ya şikayet etti. 18 sayfalık kapsamlı bir dilekçe hazırlayan Köylü, Ergenekon davasında yetkisiz olarak verilen gerekçeli kararın, Karargah Evleri soruşturması hakkındaki takipsizlik kararıyla çöktüğüne dikkat çekti.
Emekli Hava Kurmay Albay Cengiz Köylü, sözde Karargâh Evleri yapılanmasının askeri sorumlusu olduğu iddiasıyla 7 Ocak 2009’da gözaltına alındı. Ergenekon ve Balyoz davalarında tutuklu yargılanan Köylü’nün tutsaklığı 5 buçuk yıl sürdü. Köylü, Ergenekon davasında 6 yıl 3 ay, Balyoz davasında ise 18 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ergenekon davasının sözde gerekçeli kararında sık sık Karargah Evleri iddialarına atıfta bulunuldu. Köylü’nün yargılanmasına neden olan bu suçlama ise 2008’de açılan Karargah Evleri soruşturmasına 2014 verilen takipsizlik kararıyla çöktü.
‘SUÇ İŞLEME AMACIYLA ÖRGÜT KURMA’
Albay rütbesinde tutuklanan ilk muvazzaf subay olan Köylü, Ergenekon davasına bakan eski 13. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Hasan Hüseyin Özese, üyeler Hüsnü Çalmuk, Sedat Sami Haşıloğlu, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcılar Zekeriya Öz, Fikret Seçen, Mehmet Murat Yönder, Ercan Şafak, duruşma savcıları Mehmet Ali Pekgüzel, Nihat Taşkın ve Murat Dalkuş’u HSYK’ya şikayet eti. Hakim ve savcılarının “Memuriyet görevini kötüye kullanmak, resmi belgede sahtecilik, hürriyetten yoksun kılma, işkence, suç işleme amacıyla örgüt kurma” suçlarından cezalandırılmalarını isteyen Köylü dilekçesinde Ergenekon davası gerekçeli kararında yer alan hukuksuzlukları şu maddelerle sıraladı:
“...bunların yanı sıra halen görevde olan Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları ile ilişki kurdukları, ‘Karargâh Evleri’ yapılanmasının örgütsel belgelerde bahsedildiği gibi asker öncülerden oluşan bir yapılanma olduğu anlaşılmıştır...” (Gerekçeli karar/ 3. KİTAP, Sayfa 1012)
MİLYONLARCA SAYFADA ADI GEÇMEYEN ‘ÖRGÜT’
Mahkeme, “Karargah Evleri” yapılanmasının örgütsel belgelerde bahsedildiği gibi..” ifadesiyle “Karargah Evleri” ifadesinin iddia edilen örgüt dokümanlarında ismen geçtiği yönünde bir algı oluşturmaya çalışmaktadır. Bu davada aramalarda el konulan ve yetkili makamlarca gönderilen yüz binlerce sayfa belge ve dijital veri bulunmaktadır. MİT’in hazırladığı bilgi notu dışında bunların hiç birinde “Karargâh Evleri” ifadesi geçmemektedir. Dava kapsamında yargılanan sanıklara ait tapelerin hiçbirinde de bu oluşumdan bahsedilmemektedir. MİT ve emniyet müdürlüklerinden verilen cevaplarda herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığı bildirilmiştir.
“Her şeyden önce MİT Müsteşarlığı ‘Karargâh Evleri’ şemasının doğru olup olmadığını araştırmış, şemanın doğru olduğu sonucuna ulaşmıştır. (Gerekçeli Karar/3. KİTAP/Sayfa 1016)
MİT: DELİL SAYILAMAZ
MİT Müsteşarlığı tarafından gerek soruşturma aşamasında gerekse kovuşturma aşamasında gönderilen birçok yazı içeriğinde bu şemanın doğru olduğu hususunda en küçük bir imada dahi bulunulmamaktadır. Mahkeme, MİT Müsteşarlığı’nın “istihbari bilgi ve belgelerin delil olarak kullanılması da mümkün değildir” şeklinde açıklamalarını göz ardı etmiştir.
MİT Müsteşarlığı, daha önce hazırladığı “İP/Karargâh Evleri” konulu bilgi notuna ilave olarak aynı tarihlerde, yani Mart 2007 tarihinde benimle ilgili bir ihbar mektubu daha almıştır. Haziran 2007 tarihinde benimle ilgili yeni bir ihbar mektubu daha almıştır.
MİT Müsteşarlığı daha önce aynı tarihlerde ard arda gönderdiği bu iki bilgi notunda yer alan hususları özetledikten sonra, ulaşmış olduğu bilgiler ve analizler sonunda, 29 Mart 2007 tarihinde Gnkur. Bşk.lığına gönderilen “İP/Karargâh Evleri” bilgi notunu da kapsayacak şekilde genel bir değerlendirme yapmıştır.
HEDEF ALINMIŞ OLABİLİRLER
“Adı geçen isimlerin yer aldığı Mart 2007 tarihli ihbar mektubu da göz önünde bulundurulduğunda, anılanları hedef alan kişi/kişilerin bu şekilde bir izlenim verme gayreti içerisinde olabilecekleri hususunun da imkân dâhilinde görüldüğü, değerlendirilmektedir” denilmektedir. Mahkeme, yargılama süresince bu bilgi notundan hiç bahsetmemiş ve şahsımı bilgilendirmemiştir.
“Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı’nın İşçi Partisi Karargâh Evleri konulu soruşturmasında Askeri Savcılık tarafından bilirkişi olarak tayin edilen ve sanıklar lehine bilirkişi raporu veren Sami Toprak’ın İşçi Partisi üyesi olduğu tespit edilmiştir” (Gerekçeli Karar /3. KİTAP /Sayfa 1018)
RAPORU 4 KİŞİ HAZIRLADI
Burada mahkeme, söz konusu bilirkişi raporunun, Sami Toprak tarafından tek başına, sanıklar lehine ve gerçekleri yansıtmayacak şekilde hazırladığı yönünde bir algı oluşturmaya çalışmaktadır. Bu bilirkişi raporu, Sami Toprak da dâhil, TİB’den bir kişi, Turkcell’den Hukuk Müşaviri ve Hukuk Müşavirliği Teknik Uzmanı olan bir kişi ve GES Komutanlığı’ndan elektronik yüksek mühendisi bir kişi olmak üzere toplam dört kişi tarafından hazırlanmıştır.
KÖYLÜ’DEN DOSYADAKİ BELGEYİ ‘ELE GEÇİRDİLER’
“Sanık Cengiz Köylü’den elde edilen belgenin son sayfasında çok gizli ibareli “Karargâh Evleri” başlıklı şemanın yer aldığı, bu şemada...” (Gerekçeli Karar/3.KİTAP/Sayfa 1213) Mahkemenin “İP/Karargâh Evleri” isimli bilgi notunun benden ele geçirildiği yönündeki gerekçesi tamamen gerçek dışıdır. Çünkü İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nce 16.08.2009 tarihinde hazırlanan Doküman İnceleme Tutanağı’nda “Ergenekon Silahlı Terör Örgütüne yönelik yürütülen soruşturmanın birinci iddianamesinin ek klasöründe yer alan ‘Karargah Evleri’ isimli doküman sureti olduğu” şeklinde ifade geçmektedir. 7 Ocak 2009’da evimde yapılan aramada üzerinde ilgili klasördeki dizi numarası yer aldığı halde bulunmuştur. Eğer bu belgenin ilk kaynağı bensem, belge üzerinde savcılığın verdiği dizi numarası nasıl yer alabilir?”
OLMAYAN KLASÖR GEREKÇELİ KARADA
“Hava Kuvvetleri Askeri Savcılığı’nın konu hakkında yürütülen soruşturması kapsamında tutuklanan Selami Selçuk Çakmaklı’da ele geçen bir flash bellekteki “Cengiz Köylü’den gelenler” adlı klasörde Karargâh Evleri MİT Raporu’nun bulunduğu” (Gerekçeli Karar/3.KİTAP/Sayfa 1017)
Söz konusu flaş bellek Selami Selçuk Çakmalı’dan ele geçirilmemiştir. Ona ait olan bir flaş bellek çalınmış, masaüstü bilgisayarına yetkisiz kişilerce nüfuz edilerek bazı bilgileri alınmış, birtakım bilgiler de bilgisayarına yüklenmiş ve yönlendirme amacıyla mektupla Jandarma Genel Komutanlığı’na, bu taşınabilir belleğin kopyasını içeren bir CD de yine mektupla İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’na gönderilmiştir. Bu flaş belleği, CD ve DVD içerisinde bulunan gizlilik dereceli belgeler karşısında, Genelkurmay Başkanlığı bilgi güvenliği ihlalinin teknik yönden incelenmesi ve araştırılması maksadıyla bir heyet oluşturuldu. Heyetin hazırladığı rapor ekine göre flaş bellek içinde “Cengiz Köylü’den gelenler” isimli bir klasör bulunmamaktadır. Mahkeme gerekçeli kararının hiçbir yerinde bu rapordan bahsetmeyerek gerçeklerin üzerini örtmeye çalışmıştır.
ŞEMANIN BİR NUMARASI İMAM
İddia makamına paralel olarak söz konusu Bilgi Notunun, yetkisiz kişilerin eline geçmesi ve içeriğine ilişkin hususlar Hava Kuvvetleri Komutanlığı Askeri Savcılığı tarafından da soruşturulmuştur.
ASKERİ SAVCILIK TERTİBİ ORTAYA ÇIKARDI
Soruşturmada, Karargâh Evleri isimli oluşumda kilit rol oynadığı söylenen, şemasının en tepesinde yer alan ve herkesin bağlısı gösterilen İbrahim Arslan isimli şahsın, bilgi notunda iddia edildiği gibi Metrocity Alışveriş Merkezi’nde iş adamı olmadığı, 27 yaşında bir cenaze imamı olduğu, ben dâhil bilgi notundaki hiç kimseyi tanımadığı tespit edilmiştir. İbrahim Arslan adına, onun haberi olmaksızın nüfus cüzdanı fotokopisi kullanılarak bilgi notunun hazırlandığı tarihten bir ay önce, yani 25.02.2007 tarihinde telefon çıkarıldığı tespit edilmiştir. Aslında bu tarih hayali Karargâh Evleri yapılanmasının faaliyetlerine başlangıç tarihidir. Bu tarihe göre de ömrü bir ay sürmüş, iftira amacına ulaşmış ve MİT’in 29.03.2007 tarihinde hazırladığı bilgi notu ile sona ermiştir.
Hayali Karargâh Evleri yapılanmasının tek faaliyeti de, bu telefon ile birkaç kişi arasında irtibat görüntüsü yaratmak için, onlardan habersiz internette yer alan bir programla sahte telefon görüşmeleri yaptırmak olmuştur. Bu sahtelik bilirkişi heyetince saptanmıştır.
Irmak Mete
Aydınlık