Otomobilde cinsel ilişkide isim benzerliğine 10 bin lira tazminat
GAZİANTEP'te, otomobilde H.K. isimli erkekle cinsel ilişkiye girerken yakalanan 34 yaşındaki T.G.'nin verdiği kimlik bilgileriyle polisler tarafından hazırlanan soruşturma evrakı sonucu 'hayasızca hareketler' suçundan isim benzerliği nedeniyle yargılanan 55 yaşındaki T.G., açtığı davada 10 bin lira manevi tazminat kazandı.
Olay, Karacaahmet Mahallesi'nde 24 Ekim 2015 tarihinde meydana geldi. İhbar üzerine araziye giden Asayiş Şube Müdürlüğü Ahlak Büro Amirliği ekipleri, T.G. ile H.K.'nın cinsel ilişkiye girdiğini belirledi. Ekipler, iki kişiyi gözaltına alarak Emniyet Müdürlüğü'ne götürüp ifadelerini aldı. Polisler, haklarında 'Hayasızca hareketler' suçundan soruşturma evrakı hazırladığı iki kişiyi serbest bıraktı. İfadeleri alındığı sırada üzerinde kimlik bulunmayan T.G.'nin verdiği bilgilerle Kimlik Paylaşım Sistemi'nden T.G. ile aynı ismi taşıyan 55 yaşındaki başka bir kadın hakkında 'hayasızca hareketler' suçundan Gaziantep 4'üncü Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Mahkeme, yargılama sonucu suçu işleyen T.G. ile adresine tebligat giden T.G.'nin farklı kişiler olduğunu belirledi. Bunun üzerine isim benzerliği bulunan T.G.'nin beraatına, otomobilde cinsel ilişkiye girerken yakalanan T.G.'nin ise 'iftira' ve 'hayasızca hareketler' suçundan yargılanması için suç duyurusunda bulunulmasına hükmetti.
'Hayasızca hareketler' suçundan yargılandığı davada beraat eden T.G., avukatı Ulaş Sayğıdar aracılığıyla, 23 Aralık 2015 tarihinde Gaziantep 2'nci İdare Mahkemesi'ne, görevli memurlar hakkında haksız yere yargılandığı sebebiyle manevi zararlarının karşılığı olarak 20 bin TL tutarında manevi tazminat davası açtı. Görevli polis memurlarının evrakları gerekli kontrolü yapmadan adli makamlara intikal ettirdiği ve ihmal suçlamalarıyla açılan davada mahkeme, isimleri aynı olan kadınlar arasındaki yaş farkının 20 yılın üzerinde olduğunu, görevli memurların T.G.'nin bilgilerini Kimlik Paylaşım Sistemi'nden alınan bilgilerin kontrol edilmediğini, dikkatsizlikle, açıklanamayacak düzeyde olayda ihmaller bulunduğu, ardından düzenlenen soruşturma evrakından; ifade, üst arama, yakalama tutanağı gibi aynı kimlik bilgilerinin kullanılarak ihmaller zinciri sonucunda olayla ilgisi olmayan 55 yaşındaki kadının 'hayasızca hareketler' suçu gibi toplum içerisinde küçük düşürücü ve kadına yönelik şiddetin yaygın olduğu bir dönemde davacının sosyal çevresinde kendisine karşı infial uyandırabilecek sonuçları olan bir durumla karşı karşıya bırakıldığından, davacının şeref ve onurunun zedelendiği sonuç ve vicdani kanaatine vardı. Mahkeme, davacının şeref ve onurunun, davalı idare memurlarınca yürütülen soruşturmadaki ihmal ve savsaklama sonucu zedelendiği, olayda idari hizmetin kötü işlediği anlaşıldığından idarenin tazmin sorumluluğunun bulunduğunu hatırlatılarak T.G.'ye 10 bin lira manevi tazminat verilmesine hükmetti.
"HAYATINA MAL OLABİLİRDİ"
T.G.'nin avukatı Ulaş Sayğıdar, dava açıldığına dair tebligatının başkasının eline geçmesi durumunda müvekkilinin hayatına mal olabilecek sonuçlar doğurabileceğini söyledi. Avukat Sayğıdar, bu gibi durumlarda görevlilerin daha dikkatli olmaları gerektiğini ifade ederek, şunları söyledi:
"Müvekkilim, isim benzerliğinden yanlış bir tebligat gitmesi olayıyla muhatap oldu. Hiç haberi olmadan gelen tebligatla adeta yıkıldı. İlk defa böyle bir şeyle karşılaşıyoruz. Zaten olay tarihinde burada da değildi. Ciddi manada onuru ve gururu kırıldı. Yaptığımız incelemede bir isim benzerliği vakası vardı. Emniyetteki polis memurunun hatası veya ihmali diyebiliriz. Suçu işleyen 1981 doğumlu, müvekkilim ise 1960 doğumlu. Arada 21 yaş fark var. Polisin orada ad, soyad ve kişinin teyit bilgisini alması lazım. Ekrandaki bilgilerle 21 yıllık yaş farkı öngörülebilir, dikkat edilebilir. Failin parmak izinden Gaziantep Cezaevi'nde tutuklu olduğunu belirledik. Kendisi, umuma açık yerde para karşı cinsel ilişkiye girdiğini ikrar etti. Dosyada, müvekkilimiz beraat etti. Bunun bir hizmet kusuru olduğunu ve bununla ilgili bir manevi zararın olduğu gerekçesiyle dava açtık. Bizim toplumumuzda dul ve o yaştaki bir kadının bunun gibi bir suçlamayla maruz kalması hayatına mal olabilirdi. Her bölgenin farklı dengeleri, örfü var. Hasbelkader, tebligat başka birinin eline geçseydi, oğullarından yahut diğer aile bireylerinden birilerinin bu kadını öldürmeyecekleri nereden bilinebilirdi? Bunlar toplumumuzda yaşanmış ve maalesef halen yaşanan olaylar. Umuyoruz ki bu tür hatalar olmaz. Kasıtlı bir şey olmadığı söylense de, idare ve personellerinin bu gibi durumlarda çok daha dikkatli olmaları gerektiğini düşünüyoruz."