Kimse işin içinden çıkamıyor

Şu aralar Ankara kulislerinde hesap yapan yapana. Tayyip Erdoğan’ın halka maliyetini bulmaya çalışıyorlar. Ama kimse işin içinden çıkamıyor.

Birkaç kalem bile herkesin başını döndürüyor. “Ak Saray” 1 milyar 370 milyon lira, “Uçan Saray” 410 milyon, “Vahdettin Köşkü” 172 milyon, ölünce gömülmesini vasiyet ettiği “Çamlıca Camisi” 135 milyon lira. Bu 4 kalem bile 2 milyarın üzerinde. Eski parayla 2 katrilyon.

Bunların hiçbiri Türkiye’nin ihtiyacı değil. Erdoğan’ın isteği.

ÖRTÜLÜ DUDAK UÇUKLATIYOR

Örtülü ödenek harcamaları ise dudak uçuklatıyor. 12 yılda 6,5 milyar, eski parayla 6,5 katrilyon lira. Erdoğan öncesi 12 yılda, Yıldırım Akbulut, Tansu Çiller, Mesut Yılmaz, Necmettin Erbakan ve Bülent Ecevit’in kullandığı örtülü ödenek miktarı ise toplam 442.5 milyon lira.

Erdoğan’ın harcaması kendisinden önceki 5 başbakanın harcamasının 15 katı.

Başbakanlık bütçesi de aynı. Erdoğan öncesi 12 yılda başbakanlık bütçesinden yapılan toplam harcama 2.2 milyar liraydı. 12 yıllık AKP iktidarında bu rakam 25 milyar lirayı aştı.

İZLEDİĞİ DIŞ POLİTİKANIN MALİYETİ

Bir de Erdoğan’ın “şahsi sorun” haline getirdiği Libya, Mısır, Suriye, Irak politikasının maliyeti var. Suriyelilerin Türkiye’ye gelme talebi yokken Erdoğan bizzat davet etti. Hepsine kucak açacaklarını söyledi. Esad’ı zora sokmak ve uluslararası müdahale sağlamak için böyle bir taktik izledi. Ama kabak Türk halkının başına patladı.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş Suriyeli mülteciler için harcanan parayı 4,6 milyar dolar (10 milyar 350 milyon lira) olarak açıkladı.

Mısır’da da benzer bir durum var. Mısır’ın iç işlerine müdahil oldu. Mursi için Türkiye’nin çıkarlarını hiçe saydı. Şimdi diplomatik ilişkiler en alt düzeyde. Ticaret yok denecek kadar azaldı. Mısır’da faaliyet sürdüren Türk iş adamları zorda.

MÜTEAHHİTLİK VE İHRACAT ZARARI

Libya’da müteahhitlik sektöründen kaybımız 10 milyar doların çok üzerinde. Kaybettiğimiz işler bir yana, Türk firmalarının 2 milyar dolarlık makine parkı da yağmalandı. Mısır, Suriye ve Irak’taki ihracat ve müteahhitlik sektöründen zararımız daha şimdiden 20 milyar dolara yaklaşmış durumda. Üç yılda oluşan zarar Türk parası ile 46 milyar (eski para ile 46 katrilyon) lirayı buluyor. Alternatif maliyetler bu hesaplara dahil değil!

TARİHTE ÖRNEĞİ YOK

Duayen siyasetçilerle bu durumu tartıştık. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde böyle bir dönem olmadığını söylediler. Atatürk döneminde kararlar alınırken “danışma” mekanizmasının nasıl işlediği malum.

Daha sonraki iktidarlarda gerek bakanlar kurulu, gerekse Meclis görüşmelerine dikkat çektiler. Alınan kararlarda artı ve eksilerin masaya konup karar verildiğini ifade ettiler. Hiçbir dönemde başbakanın ülkeye maliyetinin bu düzeyde olmadığını söylediler.

Bağdat’ta görev yapmış emekli bir büyükelçi Saddam dönemini anlattı. “Saddam için neler neler söylendi. Ama Saddam öyle kafasına estiği gibi karar vermezdi. Bir karar alacaksa bunu Başkanlık Konseyi’nde, bakanlar kurulunda, mecliste tartışırdı. Konu önemli ise ihtiyaca göre toplanan ‘Aşiretler Meclis’ine de götürür onayını alırdı. Son yıllarda Türkiye’de yaşananlarla kıyaslanmayacak bir danışma mekanizması vardı” dedi.

AKP’LİLER KAZANDI HALK KAYBETTİ

Ortak kanı Erdoğan’ın Türkiye’ye maliyetinin çok yüksek olduğu noktasında. Dünyada da örneğinin çok fazla olmadığı vurgulanıyor. Tabi bütün bu zararları Erdoğan ve AKP yönetimi değil halk ödüyor.

AKP yandaşları bir şekilde kazanırken, halk sürekli kaybediyor.

İsmet Özçelik

Aydınlık