''Uğur Dündar bizi hayvan yerine koymasın''

Abone ol

Sözcü gazetesi yazarı Uğur Dündar, Cumhurbaşkanlığı seçimiyle ilgili, "Sandığa gitmeyen, bir daha Atatürk'ün adını ağzına almasın" sözlerine gazeteci yazar Nihat Genç'ten çok sert tepki geldi.

Genç, Odatv'deki "Uğur Dündar’a cevabımdır" başlıklı yazısında, "kendini fazla heder etmesin ve bizi hayvan yerine koymasın, biz MESELEYİ ANLIYORUZ…" dedi.

İşte Nihat Genç'in çok konuşulacak o yazısı:

Uğur Dündar Bey, sandık’a gitmeyip Ekmeleddin’e destek vermeyenler bir daha Atatürkçülüğü ağızlarına almasın, dedi..

Cevabımdır..

Sık sık hafızamıza yenik düşeriz, mesela arkadaş tanıtımında, yanımızda tanıttığımız arkadaşın ismini o an unuturuz ve utanç duyarız..

Aradan kısa zaman geçince FAYDASIZ BİR ZAMANDA unuttuğumuz adı “hay aksi” deyip hayıflanarak hatırlarız..

Ama gerekli olan yerde hatırlayamadığımız için kendimizi mahcup ve suçlu hissederiz.

Şimdi bizi ya Tayyip ya Ekmeleddin ‘akrebin kıskacında’ bırakmışlar..

İkisine de eşit mesafedeyiz..

Önceden söyledik ve şimdi gördük ki, Cemaat de aleni açıkça Ekmeleddin’i destekliyor.

Türkiye emniyet ve yargısını bir CIA operasyonu ele geçirmiş, ve Ekmeleddin Bey’in bu yapılanmaya karşı tek cümlesi yok, aksine, bu yapıyla kolkola aynı ekranlarda seçim çalışmaları içinde..

Yani ülkemiz İngiliz mandası mı Amerikan mandası mı gibi o manda mı bu manda mı tercihi içinde..

Başta Atatürkçü düşünce dernekleri hepsi ‘manda’ tercihlerini yapıverdi..

Bence Atatürk adı, manda tercihi dayatılan bugünlerde herkesin aklına gelmeli..

Ama değil, Atatürk adı, ödül töreni gibi, FAYDASIZ zamanlarda akıllarına geliyor..

Ödül törenlerinde Atatürk adını bol keseden kullananlar, şimdi Atatürk adını miting meydanlarında Cemaat’in hizmetine vakfetmişler..

Kardeşlerim, daha açık daha net daha berrak nasıl anlatalım, her şekilde bize dayatılan tercihlerin o manda mı bu manda mı olduğunu defalarca söyledik, ancak, gücümüz ‘dille’ anlatmak, yani konuşarak ve yazarak..

Şempanzelerin işaret diliyle uğraşan bir çok bilimsel deney var, hayvanlar bir dili ne kadar anlıyor büyük bir bilimsel mesele… Az buçuk anlayanlar, kısmen işaretleri anlayanlar, bizim davranışlarımızı hissedenler..

Ancak yüzyıldır hayvanların bir dili var mı diye uğraşan dünyanın bütün bilim adamlarının ortak bir görüşü var, o da, hayvanların MESELEYİ ANLAYAMADIKLARI..

Uğur Dündar başarılarla dolu onurlu ve büyük bir gazetecidir, ama kendini fazla heder etmesin ve bizi hayvan yerine koymasın, biz MESELEYİ ANLIYORUZ…

Dünyada her ülkenin sağırları için o ülkeye ait bir işaret dili vardır, bugün bu işaret dili gittikçe evrenselleşiyor ama geçmişte bu işaret dili çok yereldi, yani kendine hastı..

İşte dünyadaki bu işaret dilleri içinde en zayıf işaret dilinin Türk işitme dili olduğunu, büyük dil profesörleri, neden acaba sorularıyla dile getiriyor. Kendilerince bir sebep olarak, şu sonuçları aralarında mütalaa ediyorlar.

Türk işitme dilinin ortaya çıkışı, saraydaki dilsiz hizmetkarlardan kaldığı iddiası, hakimdir..

Gerçekte Osmanlı sarayının dilleri kesilmiş dilsiz hizmetkarları neler görmüştür neler, cariyelerin padişahın mahremlerine ne çok şahit olmuşlardır, ama işte, sırf anlatmasınlar diye dilleri kesilmiştir, devleti aliyenin bekası için..

Şimdi bizlerden sarayda cariyeleri ve padişahı çıplak gören ama konuşamayan, dili bu yüzden kesilmiş hizmetkarın YÜZ İFADESİYLE konuşmamız isteniyor, dilsiz hizmetkarlar sarayda, aslında anlatmama zorunda kaldıkları şeyleri yani sansürlenen şeyleri işaret diline olsun ne kadarını aktarabileceklerdi?

Uğur Dündar bey, biz bu Osmanlı geleneğinden gelmiyoruz..

Biz, Cumhuriyet’in çocuklarıyız, dilimizi, ne Tayyip’in ne cemaatin hizmetinde kestirmemiz mümkün değildir, susmak ve ne idüğü belirsiz dayatmaların arkasından koşmak ‘karakterimiz’ asla olmayacaktır.

Daha etraflıca anlatabilmek için lafın sonuna, evrimsel düşünceler de eklemem şarttır.

Bir zamanlar insansı yaratıklar ağaçlarda düşmemek için dallara tutunuyorlardı..

Bir dal’a tutundukları için konsantrasyonları hep düşmemek ve o dalı sıkıca tutmak içindi…

Düşmemek için bir dala tutunmaya bu kadar konsantrasyon oluşturanlar belki de bu yüzden bir evrim geliştiremedi..

Ama ağaçtan aşağı indiler ve bu sefer, aynı yoğunlukla din’e tutundular.

Belki de zihinlerin gelişmesini engelleyen bir din’e bu kadar yoğun konsantrasyonlarıydı…

Bir zaman sonra kitleler bir lider’e tutundular, belki de toplumsal hafıza ve zihinlerin gelişmesine engel, bir lider’e aşırı yoğun konsantrasyonla tutunmaktı…

Sevgili Uğur Dündar Bey, insanlık aleminde bir de bizim tür’ümüz var..

Düşmemek için ona buna şuna tutunmak zorunda olmayanlar, sadece insan’a tutunanlar sadece kendine tutunanlar, sadece akıla tutunanlar..

Biz, Atatürk derken, tam da bunu kastediyoruz, düşmemek için ona buna şuna tutunmak zorunda kendilerini hissetmeyenler..

Kendi omurgasına..

Kendi adayına..

Kendi adamına..

Kendi malına…

Kendi gücüne güvenenler..

Sizlere Ekmel Bey’in huzurevi Çankaya Köşkü’nde esenlik dolu çağdaş laik ATATÜRKÇÜ günler diliyorum, saygıyla..

ulusalkanal.com.tr

Ankara'nın kalbi imara açıldı Gündem Türkiye'de ilk kez yapılacak Gündem 2. dalgada 4 polis tutuklandı Gündem MHP Lideri hem eleştirdi hem kendi yaptı Gündem